Rastlantısal hukuk devleti bile ona lüks geliyor
Ahmet İnsel
Son Köşe Yazıları

Rastlantısal hukuk devleti bile ona lüks geliyor

01.03.2016 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Türkiye’de yürürlükteki siyasal rejimi tanımlamak kolay değil. Otoriter olduğu şüphesiz. Ama demokrasinin bazı niteliklerini barındıran bir otoritarizm mi bu? Yoksa dünyada faşizmin 21. yüzyıldaki yeni tezahürlerinden biri mi? Hukuk devleti olma niteliği, “Reis”in veya “Parti”nin devleti olma niteliğine, bir parça da olsa, hâlâ baskın mı? Bu soruların kesin yanıtları yok. Bugün Türkiye neo-faşist niteliği giderek artan bir otoritarizm patikasında ilerliyor. Hukuk devletinin kurumsal yapısı da zaman zaman varlığını gösteriyor. Demokrasinin parçalı bölüklü, hukuk devletinin rastlantısal olarak yürürlükte olduğu bir ülke.
Anayasa Mahkemesi Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmasının hak ihlali olduğuna karar verirken hukuk devletinin hâlâ yürürlükte olduğunu gösterdi. Üstelik yalnız tahliye kararı vermekle yetinmedi. Cumhurbaşkanı ve sözcüsü inkâr etseler de AYM’nin karar gerekçesi, Can Dündar ve Erdem Gül’e açılan davanın esastan temel hak ve özgürlüklere aykırı olduğunu söylüyor. Böylece bu iki gazeteci arkadaşımızın şahıslarında Türkiye’de basın özgürlüğü mücadelesi önemli bir destek kazandı. Buna karşılık, sadece gazetecilik faaliyeti nedeniyle üç ay tutuklu kalmaları, Reis’in ve hempalarının bastırmasıyla belki yeni hukuk maskeli kumpaslara maruz kalmaları riskinin devam etmesi, demokratik hukuk devleti rejiminde yaşamadığımızı gösteriyor.

Geriye külleri kaldı
Aynı günlerde Türkiye’de Kürtçe yayımlanan tek günlük gazete olan Azadiya Welat’ın sorumlu yazıişleri müdürü Rohat Aktaş’ın külleri ailesine teslim edildi. Cizre’de öldürülen sayısı yüzü aşkın sivilin arasında Rohat Aktaş da vardı. İktidar onu terörist olarak damgalasa da o gazetecilik görevini yapıyordu. Diğer onlarca sivilin cesedi gibi, ondan geriye külleri kaldı. Türkiye’de Kürt sorununu Kürtlerin cephesinden izlemeye, aktarmaya, haber yapmaya çalışmanın ağır bedelini simgeliyor şimdi Rohat Aktaş’ın külleri. Terörle mücadele kisvesi altında terör benzeri bir şiddeti uygulayan devletin artık sayısını izleyemediğimiz bir mağduru o.
Can Dündar ve Erdem Gül’ün serbest bırakılmaları vesilesiyle “Türkiye’de hâkimler var!” deyişi dile getirildiği anda, yasalara bütünüyle aykırı bir girişimle İMC TV’nin uydu yayını savcılık müracaatıyla kesildi. RTÜK’ün yetkisini savcılık gasp etmişti ve başka bir kamu kurumu da emri anında uyguladı. Sanki, AYM’nin Dündar ve Gül kararına aldanmayın, bu ülkede hukuk devletinin yürürlükte olduğu yanılgısına kapılmayın, deniyordu.

Tak-şak mekanizması
Nitekim bu mesaj öfkeli bir ses tonuyla gelmekte gecikmedi. Cumhurbaşkanı, AYM’nin kararını tanımadığını, bu karara saygı duymadığını ve (nasıl yapacaksa?) bu kararı uygulamayacağını ilan etti. Yanlış anlaşılmasın. Aynı mahkemenin Roboskili ailelerin iki yıldır beklettiği başvurusunu, “evrak eksikliği” gerekçesiyle iade etmesini tanımadığını, saygı duymadığını, uygulamayacağını söylemiyordu Cumhurbaşkanı. Şahsi olarak takipçisi olduğunu ilan ettiği, nitekim müdahil olduğu bir davada AYM’nin kararını kabul etmediğini, uygulamayacağını söyledi. Halbuki bunu söyleyen kişi, tam da hukuk devletinin nihai güvencesi olmakla mükelleftir. Şimdi hukuk devletini de fiilen ortadan kaldırma arzusunu açığa vuruyor. Kendi meşruiyetinin üstüne kezzap atıyor. Rastlantısal hukuk devleti bile ona “lüks geliyor”. Bütün devlet kurumlarının, medyanın ve toplumun tak-şak mekanizması içinde çalışmasını arzuluyor.
Dündar ve Gül’ün duruşması 25 Mart’ta yapılacak. AYM’nin kararına karşı dik durması yukarıdan “tavsiye edilen” ağır ceza mahkemesi hâkimleri kırık dökük demokratik hukuk devleti mi yoksa otoriterliği neo-faşizme dönüşen Reis devleti yönünde mi karar verecekler? Rastlantısal demokraside şimdilik ikisi de mümkün. Şimdilik diyoruz, çünkü sayısı artık bini aşan ölen asker, polis, sivil ve militanla, bütünüyle tahrip edilen yerleşim yerleriyle, üç yüz bini aşkın yerinden edilmiş insanla ağır bir iç savaş manzarası sunan Kürt sorununun girdiği mecra, hâkim ulus ittifakının neo-faşizme rıza göstermesine yol açtığında, yukarıdaki sorunun da bir anlamı kalmayacak.  

Yazarın Son Yazıları

Hınç politikaları ve nihilizm

Hınç politikaları ve nihilizm

Devamını Oku
04.09.2018
Bir otokrat prototipi

Bir otokrat prototipi

Devamını Oku
01.09.2018
Kayırma ekonomisinin bedeli

Kayırma ekonomisinin bedeli

Devamını Oku
28.08.2018
Üzerine suç atmanın dayanılmaz hafifliği

Üzerine suç atmanın dayanılmaz hafifliği

Devamını Oku
25.08.2018
Trump ve yeni otoriterizm

Trump ve yeni otoriterizm

Devamını Oku
21.08.2018
Büyük kriz gözüktü

Büyük kriz gözüktü

Devamını Oku
14.08.2018
İş Allah’a kalınca....

İş Allah’a kalınca....

Devamını Oku
11.08.2018
Anti-konformist gericilik ve yavaşlayan küreselleşme

Anti-konformist gericilik ve yavaşlayan küreselleşme

Devamını Oku
07.08.2018
Yeni-patrimonyalizm üzerine

Yeni-patrimonyalizm üzerine

Devamını Oku
04.08.2018
Liberalizmden doğan otoriter kapitalizm

Liberalizmden doğan otoriter kapitalizm

Devamını Oku
14.07.2018
Erdoğanizm Türkiyesi

Erdoğanizm Türkiyesi

Devamını Oku
10.07.2018
Post-komünist otoriter kapitalizm

Post-komünist otoriter kapitalizm

Devamını Oku
07.07.2018
Otoriter kapitalizmin geleceği

Otoriter kapitalizmin geleceği

Devamını Oku
03.07.2018
Kindar nesil böyle yetiştirilir

Kindar nesil böyle yetiştirilir

Devamını Oku
30.06.2018
Durum budur…

Durum budur…

Devamını Oku
26.06.2018
Yarın ve ötesi

Yarın ve ötesi

Devamını Oku
23.06.2018
Paçalardan akan ne?

Paçalardan akan ne?

Devamını Oku
19.06.2018
Kibrin otokrat hali

Kibrin otokrat hali

Devamını Oku
16.06.2018
Siyasette yalan ve yanlış

Siyasette yalan ve yanlış

Devamını Oku
12.06.2018
Tayyip Erdoğan pişman mıdır?

Tayyip Erdoğan pişman mıdır?

Devamını Oku
05.06.2018
Gazeteci istihbaratçıyla işbirliği yapınca...

Gazeteci istihbaratçıyla işbirliği yapınca...

Devamını Oku
02.06.2018
Dindaş/ırktaş demokrasisi

Dindaş/ırktaş demokrasisi

Devamını Oku
29.05.2018
Cumhurbaşkanı koruması PÖH’e teslim

Cumhurbaşkanı koruması PÖH’e teslim

Devamını Oku
26.05.2018
Üfürükçü hoca analizleriyle ekonomiyi yönetmek

Üfürükçü hoca analizleriyle ekonomiyi yönetmek

Devamını Oku
22.05.2018
HDP’nin alacağı oyun önemi

HDP’nin alacağı oyun önemi

Devamını Oku
19.05.2018
AB Sayıştayı’ndan YİP uyarısı

AB Sayıştayı’ndan YİP uyarısı

Devamını Oku
15.05.2018
Enkaza işaret etmek yeterli değil

Enkaza işaret etmek yeterli değil

Devamını Oku
12.05.2018
Diktatörler seçimle gider mi?

Diktatörler seçimle gider mi?

Devamını Oku
08.05.2018
HDP kilit parti olabilir

HDP kilit parti olabilir

Devamını Oku
05.05.2018
Seçim öncesi 1 Mayıs

Seçim öncesi 1 Mayıs

Devamını Oku
01.05.2018
Uzatmalı iktidar Ermenistan’da beş gün sürdü

Uzatmalı iktidar Ermenistan’da beş gün sürdü

Devamını Oku
24.04.2018
Ahlak düşkünlüğü siyaseti ve huzur ihtiyacı

Ahlak düşkünlüğü siyaseti ve huzur ihtiyacı

Devamını Oku
21.04.2018
Başkanlığı bir türlü bırakamayanlar

Başkanlığı bir türlü bırakamayanlar

Devamını Oku
17.04.2018
Trump’ın kuyruğundaki Macron

Trump’ın kuyruğundaki Macron

Devamını Oku
15.04.2018
Fransa’da yeniden laiklik tartışması

Fransa’da yeniden laiklik tartışması

Devamını Oku
14.04.2018
Satranççıya karşı tavlacı

Satranççıya karşı tavlacı

Devamını Oku
10.04.2018
Seçimli tek adam olmanın bazı zorlukları

Seçimli tek adam olmanın bazı zorlukları

Devamını Oku
07.04.2018
Sessiz devrimden kültürel karşıdevrime

Sessiz devrimden kültürel karşıdevrime

Devamını Oku
03.04.2018
Macron SDG’ye hangi vaatte bulundu?

Macron SDG’ye hangi vaatte bulundu?

Devamını Oku
31.03.2018
Irkçılığı besleyen yalan haberler

Irkçılığı besleyen yalan haberler

Devamını Oku
27.03.2018