Total devlet ve önder
Ahmet İnsel
Son Köşe Yazıları

Total devlet ve önder

05.07.2016 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Türkiye’de Tayyip Erdoğan ve çevresinin kurmak istediği, AKP içinde ve çekirdek seçmen çevresinde belli bir destek bulan rejim, 20. yüzyılda örneklerini gördüğümüz “total devlet” modeline bazı açılardan benziyor. Hem çağın hem de içinde bulunduğu toplumun getirdiği farklar kadar önemli bu benzerlikler.
“Total” yani bütün kelimesi, bir rejimi, yönetim tarzını nitelemek amacıyla ilk kez İtalya’da, Ulusal Faşist Parti’nin iktidarına muhalefet edenler tarafından kullanıldı. Mussolini’nin siyasal sistem üzerinde bütünüyle hâkimiyet kurma amacını teşhir ediyordu. Ama Duçe bu tabiri beğenip, benimsedi ve “totalitario” fikrini savunup bunu uyguladı. Daha sonra Alman siyaset felsefecisi Carl Schmitt, total devlet fikrini 1931’de kuramlaştırdı. 1933’te Nazi partisine üye olan Schmitt’e göre, faşist devletin merkezinde güç vardı ve bu güç “total düşman”ın yok edilmesine odaklanmalıydı. Schmitt’in dile getirdiği “total düşman, total savaş ve total devlet” üçlüsü içinde, total düşman merkezde yer alıyordu. Bu sadece dış düşmana karşı verilen bir dış savaş değil, aynı zamanda, hatta ondan daha önce, iç düşmana karşı verilen ülke içi bir savaştı. “Total savaş biçimi total devletin niteliğini ve biçimini belirler” diyen Schmitt, “total savaşın anlamını her şeyden önce total düşmandan aldığını” iddia ediyordu.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında, o güne kadar diktatörlük, despotizm, tiranlık gibi kavramlara aşina olan siyaset felsefesi dili, özellikle Almanya’da Nazizmden kaçan aydınların geliştirdikleri totalitarizm kavramıyla tanıştı. Bu kavram hızla İtalya’da faşizmi, Almanya’da Nazizmi ve Sovyetler Birliği’nde Stalinizmi ifade eder oldu.
İçinde otoritarizmin, diktatörlüğün, despotluğun birçok unsurunu barındıran totalitarizmi, bunlardan ayıran özelliklerin arasında, “nesnel düşman” kavramının desteğiyle belirlenen, ülke içinde yok edilmesi gereken düşmanların varlığına olan inanç yer alır. Bütün siyasal ve sosyal kurumlar bu düşmanı yok etmek amaçlı, binyılcı topyekûn mobilizasyon içinde örgütlenmeye zorlanır. Adalet ve güvenlik güçlerinin asli görevi bu “total düşmanı” yok etmektir. Bu mobilizasyon bir devlet terörü olarak hayata geçer.
Buna ilaveten totaliter rejimlerde tek bir kitle partisi vardır ve devletle bütünleşen bu parti, Rehber’in, Önder’in, Şef’in mutlak hâkimiyeti altında oligarşik ve hiyerarşik bir yapılanma içindedir. Devletle toplum arasındaki mesafenin ortadan kaldırılması amacıyla hareket eden total devlet yönetimi, herkesin aynı kalıp içinde eriyeceği bir total cemaat ideali yüceltilir. Bunu gerçekleştirmek için kültür ve medya alanında iktidarın yasal veya fiili bir tekel kurması gerekir. Bin yılcı bir kurtuluş inancı, modern öncesi değer ve olguların yüceltilmesi ve güce teslimiyet refleksinin pekiştirilmesi çerçevesinde eğitimin yapılandırılması kadar, kitlelerin bilgiye ulaşımının tamamen denetime alınması da önemlidir. Bu açıdan aktif sansür aygıtları, genel bir otosansür refleksi oluşması için çaba gösterir. Rejim Önder’in şahsı ve varlığıyla bütünleşir.
Bugün Türkiye’de, “kıyamete kadar sürdürülecek bir savaş”ın habercisi olan Önder’in koruması altına halkın çağrılması, terör suçu tanımının yaygın bir bastırma ve sindirme aracı olarak kullanılması, eğitimde yoğunluğu giderek artan dini muhafazakârlık kuşatması ve yasama, yürütme ve yargının bir elden yönetilmesi arzusu gibi birçok olgu, buraya özgü bir total devlet oluşumu hamlesine işaret ediyor. Önder’le devletin, milletin, vatanın varlığının eşitlenmesi çabası bunu tamamlıyor. Bu durumda Önder’e karşı muhalefet etmek, vatana, devlete, millete karşı düşmanlık yapmakla eşanlamlı oluyor. Nitekim Tayyip Erdoğan da tam bunu söylüyor: “Tayyip Erdoğan gitsin demek, bizim tüm siyasetimiz, tüm çabalarımız, üzerine bina ettiğimiz milletimizin, bayrağımızın, vatanımızın, devletimizin tek olması anlayışı yıkılsın demektir.” (16 Mart 2016)
Mussolini, 28 Ekim 1925’te ilk kez “totalitario” kavramını kullandığında, daha bir rejimi değil, radikal biçimde (in maniera totalitaria) iradesini kullanan, toplumu ve devleti kurtaran Şef’i, yani kendini tanımlıyordu. Arkası hızla geldi.  

Yazarın Son Yazıları

Hınç politikaları ve nihilizm

Hınç politikaları ve nihilizm

Devamını Oku
04.09.2018
Bir otokrat prototipi

Bir otokrat prototipi

Devamını Oku
01.09.2018
Kayırma ekonomisinin bedeli

Kayırma ekonomisinin bedeli

Devamını Oku
28.08.2018
Üzerine suç atmanın dayanılmaz hafifliği

Üzerine suç atmanın dayanılmaz hafifliği

Devamını Oku
25.08.2018
Trump ve yeni otoriterizm

Trump ve yeni otoriterizm

Devamını Oku
21.08.2018
Büyük kriz gözüktü

Büyük kriz gözüktü

Devamını Oku
14.08.2018
İş Allah’a kalınca....

İş Allah’a kalınca....

Devamını Oku
11.08.2018
Anti-konformist gericilik ve yavaşlayan küreselleşme

Anti-konformist gericilik ve yavaşlayan küreselleşme

Devamını Oku
07.08.2018
Yeni-patrimonyalizm üzerine

Yeni-patrimonyalizm üzerine

Devamını Oku
04.08.2018
Liberalizmden doğan otoriter kapitalizm

Liberalizmden doğan otoriter kapitalizm

Devamını Oku
14.07.2018
Erdoğanizm Türkiyesi

Erdoğanizm Türkiyesi

Devamını Oku
10.07.2018
Post-komünist otoriter kapitalizm

Post-komünist otoriter kapitalizm

Devamını Oku
07.07.2018
Otoriter kapitalizmin geleceği

Otoriter kapitalizmin geleceği

Devamını Oku
03.07.2018
Kindar nesil böyle yetiştirilir

Kindar nesil böyle yetiştirilir

Devamını Oku
30.06.2018
Durum budur…

Durum budur…

Devamını Oku
26.06.2018
Yarın ve ötesi

Yarın ve ötesi

Devamını Oku
23.06.2018
Paçalardan akan ne?

Paçalardan akan ne?

Devamını Oku
19.06.2018
Kibrin otokrat hali

Kibrin otokrat hali

Devamını Oku
16.06.2018
Siyasette yalan ve yanlış

Siyasette yalan ve yanlış

Devamını Oku
12.06.2018
Tayyip Erdoğan pişman mıdır?

Tayyip Erdoğan pişman mıdır?

Devamını Oku
05.06.2018
Gazeteci istihbaratçıyla işbirliği yapınca...

Gazeteci istihbaratçıyla işbirliği yapınca...

Devamını Oku
02.06.2018
Dindaş/ırktaş demokrasisi

Dindaş/ırktaş demokrasisi

Devamını Oku
29.05.2018
Cumhurbaşkanı koruması PÖH’e teslim

Cumhurbaşkanı koruması PÖH’e teslim

Devamını Oku
26.05.2018
Üfürükçü hoca analizleriyle ekonomiyi yönetmek

Üfürükçü hoca analizleriyle ekonomiyi yönetmek

Devamını Oku
22.05.2018
HDP’nin alacağı oyun önemi

HDP’nin alacağı oyun önemi

Devamını Oku
19.05.2018
AB Sayıştayı’ndan YİP uyarısı

AB Sayıştayı’ndan YİP uyarısı

Devamını Oku
15.05.2018
Enkaza işaret etmek yeterli değil

Enkaza işaret etmek yeterli değil

Devamını Oku
12.05.2018
Diktatörler seçimle gider mi?

Diktatörler seçimle gider mi?

Devamını Oku
08.05.2018
HDP kilit parti olabilir

HDP kilit parti olabilir

Devamını Oku
05.05.2018
Seçim öncesi 1 Mayıs

Seçim öncesi 1 Mayıs

Devamını Oku
01.05.2018
Uzatmalı iktidar Ermenistan’da beş gün sürdü

Uzatmalı iktidar Ermenistan’da beş gün sürdü

Devamını Oku
24.04.2018
Ahlak düşkünlüğü siyaseti ve huzur ihtiyacı

Ahlak düşkünlüğü siyaseti ve huzur ihtiyacı

Devamını Oku
21.04.2018
Başkanlığı bir türlü bırakamayanlar

Başkanlığı bir türlü bırakamayanlar

Devamını Oku
17.04.2018
Trump’ın kuyruğundaki Macron

Trump’ın kuyruğundaki Macron

Devamını Oku
15.04.2018
Fransa’da yeniden laiklik tartışması

Fransa’da yeniden laiklik tartışması

Devamını Oku
14.04.2018
Satranççıya karşı tavlacı

Satranççıya karşı tavlacı

Devamını Oku
10.04.2018
Seçimli tek adam olmanın bazı zorlukları

Seçimli tek adam olmanın bazı zorlukları

Devamını Oku
07.04.2018
Sessiz devrimden kültürel karşıdevrime

Sessiz devrimden kültürel karşıdevrime

Devamını Oku
03.04.2018
Macron SDG’ye hangi vaatte bulundu?

Macron SDG’ye hangi vaatte bulundu?

Devamını Oku
31.03.2018
Irkçılığı besleyen yalan haberler

Irkçılığı besleyen yalan haberler

Devamını Oku
27.03.2018