Ciddiyetten tasarruf eden başbakan

19 Kasım 2015 Perşembe

“Yar bana Tayyip Bey’siz bir yazı!..” dileğinin tutacağı yok. Bir de Davutoğlumuz var.
Zahiren de olsa “Parti Lideri ve Başbakan” sıfatı taşıyor.
Üstelik fevkalededen stratejik derinliği haiz bir cevher yumurtlama kapasitesi var.
Destansı ses tonuyla attığı yanık nutuklara kulak tıkamak imkânsız. Partisinin gizli toplantısında AKP’nin yeni vekillerine şöyle buyurmuş:
“Görev aldıktan sonra evini, arabasını, yaşam tarzını değiştiren adamı partiye sokmam!”
Yani topun ağzında, sadece “adamlar”.
“Madam”lara bir şey yok.
Atalarımız ne demişti:
Yağmasan da gürle!
Ama lütfen dikkat etsin!
Yağarken üstünü başını ıslatmasın!
“Lüksten gösterişten kaçının yoksa partiye sokmam” lafı boyuna posuna birkaç numara büyük.
O lafların ucu Ruhani-Rahmani Lideri’ne dokunabilir! “İtibardan tasarruf olmaz!” buyuran Sicil Amiri’ni kızdırabilir.
Ne demek “Partiye sokmam!”
Parti babanın malı mı?
Aman ha!
Bereket versin Tayyip Bey partiye kendi arzusu ile gelmiyor.
Bir parmak işaretiyle partisi ayağına koşuyor!

***

Söyleyene bak!
Lüksten israftan kaçının öğüdüne Davutoğlu önce kendisi uymadı ki!
Daha Dışişleri Bakanı olduğu gün, devlete ait sayısız boş lojman varken aylığı 28 bin dolardan devlete “özel konut” kiralattı.
Başbakan olduktan sonra neleri değiştirdiğini bilme imkânımız yok.
Çünkü bu iktidarın “ödenek”leri dahil her şeyi “örtülü!” Pardon sadece saç biçimini değiştirdiğini görüyoruz.

***

Vekillere verdiği öğüt ise tamamen mugalata!
Vekiller hele de iktidar vekilleri araba-ev ve yaşam tarzını değiştirmezlerse aldıkları onca maaşı nereye harcayacaklar.
Davutoğlu acaba, “paraları çarçur etmeyin arsayadövize mi yatırın” mı diyor?
Ankara gazetecileri özellikle de parlamento muhabirleri çok iyi bilirler ki,
milletvekilliği hava demektir.
Hava ise yeni bir dil öğrenerek, felsefe kurslarına devam ederek atılamaz. Seçmenden vakit olmaz.
Hava atmanın en kestirme yolu bindiği araçtır.
Giydiği lacivert takım elbisedir.
Taktığı altın rozettir. Çevresine topladığı partililerle Meclis lokantasında yemek yemektir.
Bir de elbette prostat ameliyatından yeni çıkmış gibi yaylanarak yürümektir. Bu elbette en çok iktidar milletvekileri için söz konusudur. Aynı marka, aynı model arabaya binecekse...
Ve yeni bir yürüyüş üslubuna yatay geçiş yapmayacaksa vekilliğin ne anlamı olabilir ki?

Leyla Umar’ın sırrı...
Bu yıl sonsuzluğa uğurladığımız, “Seksen küsurluk meslek büyükleri”mizin en müstesnasıydı.
Yaşam üslubunu mesleğine yansıtmayı başarmış bir gazeteci idi.
87 yılık yaşamının bir bölümüne paydaş olmuş oyun yazarı ve gazeteci Refik Erduran, eski eşinin sırrını, dün şöyle açıklıyordu.
“Gücünün kaynağı neşesiydi, sahte olmayan açıklığıydı ve sevecenliği idi!”
Neşe, açıklık ve sevecenlik gazetecilik mesleğinde başarıyı hazırlıyor, hatta Leyla Hanım örneğinde garantiliyordu.
Ama “siyaset mesleği”nde bu üç özelliğin de esamisi okunmuyor.
Örnek isterseniz, başta iktidar olmak üzere muhalefetin önde gelen şahsiyetlerine bir göz atın yeter!
Cemal Süreya, 59 yaşında hayata veda etmişti.
“Her ölüm erkendir!” derken elbette kendi ölümünü kastettiğinin fakında değildir.
Ama Leyla Umar’ın, Fidel Castro’dan önce ölmesi yine de ve sahiden biraz erken oldu.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hasetle hasretle Demirel 8 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları