Uzun lafın kısası ve kıssası

16 Temmuz 2015 Perşembe

Merhum meslek büyüğümüz Şinasi Nahit Berker’in sözü kulakta küpe olmalıdır:
Bir memleket batarsa uzun laftan batar. Çok konuşanlarla uzun yazanlar bunu deneyip dururlar!
Merhum üstad, uzun laftan hep uzak durdu.
10-15 sözcüğü aşmayan köşeciğinde, CHP organı Ulus’ta ve Barış’ta yazdı durdu.
Keramet elbete yazmakta değil okutmakta.
Denli densiz, renkli renksiz onca haber yazı arasından sıyrılıp kendini okutmakta!
İşin sırrı ise lafı uzatmamakta
Lafın ve yazının ölçüsü mü?
Ölçü, bir genç kızın etek boyudur.
Yani, saygı ve ciddiyetle bakılacak kadar uzun...
Ama çekiciliğini kapatmayacak kadar kısa..

***

Hayat kısa, laflar uzun.
Roma İmparatoru Sezar niçin hâlâ dillerdedir?
Çok kan döktüğü için değil.
Kısa ve öz laf ettiği için elbette.
Onu ölümsüz kılan, muhteşem bir zaferi bile üç sözcüğe indirgemesidir:
- Veni, vidi, vici. (Geldim, gördüm, yendim)
Ve yine aynı Sezar, hayatın en zehirli deneyimi sayılan “ihanet”i bile tarihin en kısa sorusuna dönüştürdüğü için Angola’dan Zanzibar’a herkesin dilindedir:
- Sen de mi Brütüs?

***

Doktor, mimar, bir de politikacı aralarında tartışıyorlardı.
En eski meslek hangimizin ki?”
Doktor:
- “Dünyanın en eski mesleği benimkidir” dedi, “Âdem’in kaburga kemiğini çıkararak Havva’yı yaratan yüce Tanrı’nın yaptığı iş cerrahlıktı. İlk meslek hekimliktir.”
Mimar:
- “Mimarlık ondan da eskidir” diye karşı çıktı. “İnsanı yaratılmadan önce evren ve dünya kaos içindeydi. Tanrı, her mimar gibi dünyayı önce yaşanılır hale getirdi. En eski meslek mimarlıktır!”
Politikacı:
- “Bir dakika beyler!” diye itiraz etti. “Kaostan söz ediyorsunuz. O kaos, o kargaşa kimin eseriydi sanıyorsunuz?”

***

Amerikan efsanevi başkanlarından Harry Truman’ın (1945-53), politikacılara, diplomatlara, işadamlarına tavsiyesi idi:
Eğer ikna edemiyorsan, kafa karıştır!
Seçim sonrası ilk adımı Tayyip Bey atmış ve CHP eski lideri Deniz Baykal ile buluşmuştu.
İkna için değil, kafa karıştırmak için.
Başardı da.
Meclis Başkanı’nı, yani vekilini kendi elleriyle seçtirdi.
AKP Genel Başkanı Davutoğlu’nun işi çok zor.
Hem Patron’u ikna etmek zorunda hem de parti tabanını.
Ama bu zorluğu ise kafa karıştırarak aşmayı deniyor.
Dün “HDP değişti!” diye kestirip attı.
Ne diyelim:
Darısı iftar programlarında HDP dedikodusu ile oruç açan Tayyip Bey’e!
MHP lideri Bahçeli’nin ise kimseyi ikna etme gibi bir niyeti yok.
Kafa karıştırıp duruyor.
HDP eş genel başkanları son dakika itibarıyla daha da net tutum takınmış gibi görünüyor.
Onlar da MHP ile eşit sayıda vekile sahip oldukları için mi olmalı.
Tıpkı MHP gibi “En iyisi AKPCHP” dir diyorlar.
Ama son anda kafa karıştırmayı da ihmal etmiyorlar:
Sayın Öcalan”ı işaret ediyorlar.
Haklılar.
İmralı ile Saraylının bir araya gelmesi siyasetin de ülkenin de yazgısını ve rotasını 180 derece değişti recektir.
Bu arada herkesin gözü CHP’de.
Kemal Kılıçdoğlu hesap uzmanı birikimiyle, ikna çabalarını kafa karıştırma hesabıyla birlikte yürütüyor.
Önce, “Hükümeti AKP - CHP kursun... Ben katılmamayım!” dedi.
Dün de:
Genel Sekreteri eliyle, ağzıyla ilan etti:
Tayyip Bey’e partililerimiz negatif bir söz söylemesin!

***

Cumhurbaşkanı’na negatif söz söyleyenleri, Saray’ın avukatları ile cumhuriyet savcıları zaten çok yakından izliyor.
Tazminat davası açarak değil, hem de Türk Ceza Yasası md. 299’a göre 4 yıla kadar mahkûmiyetlerini isteyerek..
Hırsızdan cumhurbaşkanı olmaz!” diye bu gazetede bile yazan çizen söyleyen olmadı.
O sözü, meydanlarda haftalarca yineleyen kendisiydi...
Tayyip Bey’e negatif söz yok talimatı!” şimdi neyin nesi?

***

Namık Kemal’in mısralarını “iktidar” yaparak anımsama zamanıdır:
“Ne efsunkâr imişsin ah ey didâr-ı iktidar,
Esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten!”
İktidarın yarım çeyrek olanı bile demek ki bu kadar büyüleyici!

***

Politikacının ilk görevi politik acı olmamak galiba!..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erdoğannâme... 14 Nisan 2024
At binenin 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları