Ali İsmet Ural

Alper ve Diego

28 Aralık 2014 Pazar

İsmail Hoca Mersin dersine iyi çalışmakla kalmamış takıma da ezberletmiş. Önceki maçlarda “Rakibimizi ezberledik” dese de sahadaki oyun öyle demiyordu. Takım dün gece her şeyi bilerek yaptı. Top rakipteyken futbolu da çok iyi oynadılar. Bu arada, Mersin’in baskılı oynayacağı açık futbol anlayışına da “Kadıköy’de intihar” denir. Fener’in topçuları arka taraftaki geniş alanı bol bol kullandılar. Bir ara Sow ile kontratak yapan Fenerbahçe vardı sahada. Bakmayın skora, daha çok gol olurdu maçta.
Nakoulma Galatasaray maçında olduğu gibi dün gece de kriz oldu. Ancak, yerleşik savunmada Caner -Egemen, Fenerbahçe’nin korner ve benzeri duran toplarında Alper ile bir ara Gökhan onu durdurabilmek için ayrı ayrı görev aldılar. Alper’in bu takımda 11 başlamasının şart olduğu konusunda çok yazdım, çok tartıştım. Mersin’in açık futbol anlayışı onun ekmeğine yağ sürdü. Kaleye diklemesine adam eksilterek gitme becerisini göstermiş oldu. Goldeki katkısı da yüksekti. Ortalarındaki eksikliğe rağmen çok çalışan ve ters kademeler ile savunmasına da destek veren Gökhan iyiye gidiyor. Egemen -Alves ikilisi daha uyumlu, birbirlerini tamamlayarak oynuyorlar. Gelelim Diego’ya... Takımdaki tüm oyuncuların üstünde bir isimden bahsediyoruz. Arkadaşlarına olduğu kadar teknik direktörünün de elini rahatlatacak böyle bir kalitenin kulübede oluşu herkese zarar. Yanında bir de Alper gibi adam olunca rakip hangisiyle uğraşabilir ki? Bir maçta Emre -Mehmet Topal’ın önü Alper - Diego -Emenike görelim o zaman oyunun şekli nasıl değişecek onu da değerlendirelim. Yalnız kaçırdığı penaltıda sanki penaltı değildi gibi geldi bana. Önceki maçlarda “Kötü futbol ama galibiyet” diyorduk. Bu kez “İyi futbol ve galibiyet” demeliyiz.
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Fernandao çıkar mı? 28 Ağustos 2015
Volkan Demirel 24 Ağustos 2015
Sorumsuz Caner 21 Ağustos 2015

Günün Köşe Yazıları