Jale Özgentürk

Bir tokalaşmaya 5 milyar dolar

23 Kasım 2022 Çarşamba

“Yeniden neden olmasın!”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “asla” demesine rağmen katil dediği Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah El Sisi ile gülümseyerek el sıkışması sonrası yorumu böyle oldu...

Türkiye’yi Ortadoğu’da yalnızlaştıran, ekonomideki bozulmanın nedenleri arasında yer alan olaylar da aynı böyle başlamıştı. 

Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, İsrail ve Mısır’la “katilli, darbecili, one minüte’lü” uzun bir gerilimli dönemde sadece siyasi değil ekonomik ilişkiler büyük darbe yemişti.

Türkiye-BAE dış ticaret hacmi 2017 yılında 14.7 milyar dolar iken bugün 5.2 milyar dolar.

Türkiye ile Suudi Arabistan’ın ticaret hacmi ise 2015’te yaklaşık 5.6 milyar dolar düzeyindeyken geçen yıl ambargolarla 215.1 milyon dolara kadar gerilemişti. 

Suriye ve Mısır ise Türkiye’nin en önemli pazarları arasında yer alıyordu. Suriye ile ilişkilerin bozulması güneydoğu illerinde büyük kayıplara yol açmıştı. 

Ayrıca önemli yatırımlar da kötüleşen ilişkiler yüzünden iptal oldu. Örneğin Birleşik Arap Emirlikleri’nin, 12 milyar dolarlık kömür santralı yatırımı askıya alındı.

Suudi Arabistan Türkiye’den alacağı savaş gemilerini iptal etti, Tuzla’da çok sayıda tersane sıkıntıya girdi. 

HAFIZALARDAN SİLİNİR Mİ?

Hükümet bir süredir dış politikasında o yılları hafızalardan silinip temiz bir sayfa açmanın adımlarını atıyor. 

Bu büyük vites değişikliğinin nedeni ise tabii ki yaklaşan seçimler...

Türkiye ekonomisi 2018’de başlayan bir kriz yaşıyor. İlişkiler sadece Ortadoğu değil ABD ve Avrupa Birliği ile de sıkıntılı.

Yabancı sermaye kaçtı. Doğrudan yabancı yatırım tutarı sadece 4.5 milyar dolar. 

Türkiye’nin dış borcu yaklaşık 450 milyar dolar. Borçları çevirmek giderek zorlaşıyor. Türkiye’nin yatırımlarda risk seviyesini gösteren kredi faizi CDS’ler libor artı 900’e kadar çıktı. Yani Türkiye tefeci faizi ile borçlanıyor. 

Yani hükümetin ciddi kaynak ihtiyacı söz konusu...

Muhalefet partileriyle bir araya gelemeyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı bu kadar şiddetle suçladığı bu ülkelerle yan yana getiren gerçeklerden biri bu.  

SEÇİM DESTEKLERİ BAŞLADI

Zorunlu el sıkışmaların boşa çıkmadığı ise gelen haberlerle anlaşılıyor.

Birleşik Arap Emirlikleri, Türkiye’ye 10 milyar dolar ayırdığını açıkladı.

Daha dün Suudi Arabistan Maliye Bakanlığı sözcüsü, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na 5 milyar dolarlık aktarım için yapılan görüşmelerin son aşamada olduğunu duyurdu. Merkez Bankası da bunu doğruladı.

2012’de başlayan ve 2017’den itibaren sertleşen politikalarla Türkiye’nin yaşadığı “değerli yalnızlık” faturasını ise 10 yılda 85 milyon insan yaşanan ekonomik zorluklarla ödemeye devam ediyor.

Yüzde 185’i geçen enflasyonla ödüyor. Yüzde 10’ları bulan işsizlikle ödüyor, açlık sınırı 7 bin 550, yoksulluk sınırı 25 bin lira iken aldığı 5 bin 500 TL asgari ücretle geçinemeyerek ödüyor. Yüzde 200’lere yaklaşan doğalgaz, elektrik, akaryakıt zamlarıyla ödüyor. 

Dünyayı kasıp kavuran enerji kavgalarında Akdeniz’de haklarını kaybederek ödüyor. Bölgesel güç olmak için yola çıkan Türkiye, bu yeni politikaları ile Ortadoğu’da kaybettiği zemini yeniden kazanır mı?

Bu konuda bir uzman görüşü olarak Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Başkanı Güven Sak’ın şu uyarıları önemli:

“Ortadoğu’da petrol bitiyor. Yeni bir döneme hazırlanılıyor. Türkiye, Akdeniz ve Ortadoğu’da önemli bir ülke. Gerçek bir bölgesel güç olmak için birbirinden kopuk politikaları geride bırakılmalı. Stratejik sınırları olan koordinasyonu sağlam politikalar geliştirilmeli.”

Sak’ın sözlerine ben de önemli bir ekleme yapıyorum:

Türkiye bölgesel güç olmak istiyorsa önce bir kişinin iki dudağı arasında söylenenleri bir kenara bırakmalı. Şeffaf, güvenilir, hukukun üstün olduğu demokratik ülke olmalı!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları