Jale Özgentürk

En kötüsü 2025’te yaşanacak

18 Ekim 2024 Cuma

Bir yıl daha bitti, bitiyor... 2024, emeklinin, çalışanın yoksulluk ve açlıkla sınandığı, unutamayacağı bir yıl olarak geride kalıyor.

Emekli ve çalışanlar bir yıl boyunca en temel gıda ihtiyacından kiraya, eğitimden sağlığa akıllara durgunluk veren fiyat artışları ile baş etmeye çalıştı. 

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) resmi rakamlarına göre yüzde 75’leri bulan enflasyon karşısında gelirleri eriyen yurttaşı 2025’te ne bekliyor?

Uygulanan “acı reçetenin” faturasını en ağır şekilde ödeyen emekli ve çalışanlar için ne yazık ki daha kötü bir yıl yolda.

Çünkü bu ağır faturaya rağmen enflasyon belasından kolay kolay kurtuluş yok. 

Merkez Bankası’nın dün yüzde 50’de aynı oranda tuttuğu faiz kararı metninde “belirsizliğin ve riskin” sürdüğü vurgulandı. 

Yani iğneden ipliğe fiyatlar artmaya devam edecek.

Ekonomi çevrelerinin ortak kanısı 2025 yılın 22 yıllık AKP iktidarının en kötü yılı olacağı yönünde. Türkiye tarihinin de en kötü yılından söz ediliyor ayrıca. 

Bütün gözler şimdi ocak ayında açıklanacak asgari ücrete çevrilmiş durumda. Merkez Bankası’nın açıklamasını yorumlayan ekonomistlere göre ocak ayından önce faiz indirimi beklemek hayal. Asgari ücrete ve diğer ücretlere yapılacak zam ise son günlerde ortaya atılan yüzde 40 gibi bir rakama ulaşmayacak. Gerçekleşen değil hedeflenen enflasyona göre tabii TÜİK’in de desteğiyle en fazla yüzde 25 civarında artacak.  

Yani kısaca vatandaşın geliri artmayacak ama her şeye de zam gelecek. 

Yurttaşı bekleyen diğer tehlike ise işsizlik. Sıkı para politikalarıyla artan faizlerle zaten uzun yıllardır zorda olan şirketlerde yaprak dökümü başladı. Konkordatolar peş peşe geliyor. Tekstilde dış pazarlardaki gerilemenin de etkisi ile iş kaybı 200 binleri buldu. Geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 30’lara yaklaşmış durumda.

BÜTÇELER YAPILAMIYOR

Yılın son ayları iş dünyasının gelecek yılın bütçelerini oluşturduğu, hedeflerini belirlediği günler. Bugünlerde sohbet ettiğimiz ister küçük, ister büyük hiçbir işletme 2025 yılı için bütçe yapamıyor. 

2024 yılına Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in attığı adımlarla umutlu başladıklarını söyleyen iş insanları, yıl içinde yaşanan gelişmelerle bu umudun sona erdiğini söylüyorlar.

Gelecek yılın planlarını yapamadıklarını ve ciddi bir bilinmezlik içinde olduklarını anlatıyorlar. 

Umutsuzluğun ana nedeni kamu maliyesinin hâlâ devreye girmemiş olması.

AKP iktidarında hâlâ kamuda bir tasarruf adımı yok. Harcamalar durmuyor. Bütçe açığı 1 trilyon lirayı aşmış durumda. Kasada aslında para yok.

Şimşek’in uyguladığı para politikalarının sonuna gelindiğini söyleyen iş insanları, toplanacak yeni bir verginin kalmadığını vurguluyor.

Adına vergi denemeyen savunma sanayi fonu bile tüm kesimlerden büyük bir tepki almış durumda.

İş dünyası programa desteğini sürdürüyor ama ince ayar bekliyor artık. 

TÜSİAD üyesi bazı firmaların 2025 için öngörüsü yüzde 25-30 enflasyon, 44-45 TL dolar kuru. Büyümenin ise yüzde 2’lerde olacağı belirtiliyor.

Tabii ki bu iyimser senaryo. Şimşek’in enflasyonla mücadele politikalarının başarısız olması, kamuda tasarrufların başlamaması, hukuk, adalet gibi yapısal reformların yapılmaması tüm planların altüst olması demek!

Bu da Türkiye’nin sonunun Arjantin ya da Venezzüella olması demek!

İş dünyası kaygılı. Eski kârlı günler geride kalmış durumda. Ancak görünen o ki 2025’in yükü yine işçiye, emekçiye, emekliye yıkılacak. 

Bu durumda emekçiye kalan tek çare var. Meydanlarda mücadele. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bölüşüm krizi 25 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları