Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Birlik olmak...
Şehit haberlerinin acısıyla yeni bir haftaya başlıyoruz. Irak’ın kuzeyinde hafta sonu iki gün içinde iki ayrı terör saldırısında 12 askerimizi yitirdik. Bir kez daha gözler Suriye, Irak ve İran üzerinden bölgedeki sıcak gelişmelere, Türkiye’nin bu karmaşık denklemdeki yerine, atacağı adımlara çevrildi. 2024, zorlu bir yıl olacağını acı bir şekilde hatırlattı.
Yakın dönemde yaşanan, sınırlarımıza da uzanan gelişmelere şöyle bir bakalım... Irak ve Suriye’de yönetimsel boşluklarla birlikte terör örgütü PKK/YPG’nin etkinliği ortada. Ankara’nın tüm çıkışlarına karşın Washington’ın YPG’ye desteği sürüyor. Tıpkı, petrol/gaz sahalarına yakın bölgelerde YPG işbirliğiyle ABD konuşlanmasının devam ettiği gibi. NATO müttefiki Ankara-Washington hattında ilişkilerdeki kırılma noktaları bilindik. Üstüne bir de Türkiye’nin F-16 savaş uçağı taleplerine Biden yönetiminden “Önce İsveç’in NATO üyeliğini onaylayın” kartı da eklenmiş durumda. ABD Başkanı Biden, geçmişte Irak’ın etnik temelli şekilde bölünmesinden yana cepheye yakın siyasetçilerden.
Irak’ta geçen hafta yerel seçimler için sandık başına gidildiğini de hatırlamakta fayda var. Özellikle uzun yıllar etnik nüfus üzerinden oyunların oynandığı Kerkük’teki seçimler kritik sonuçlar barındırıyor. Ankara ile soğuk ilişkilerdeki Kürdistan Yurtseverler Birliği en çok oya sahip olurken Arap Koalisyonu Listesi ikinci, Birleşik Irak Türkmenleri Cephesi Listesi de üçüncü çıktı.
‘VEKÂLET SAVAŞLARI’...
Suriye gibi Irak’ta da Şii İran’ın etkisi yadsınamaz. Ankara-Tahran arasında pek ortalığa serilmese de ciddi görüş ayrılıkları yıllardır yaşanmakta. Diğer yandan İsrail’in Gazze’ye saldırıları, Filistin’i nasıl bir geleceğin beklediğine yönelik öngürülemezlik tablosu da önümüzde duruyor. Ankara ile Washington’ın yakın müttefiki Tel Aviv arasında gerilim yüksek.
ABD’nin Irak’ı işgali, “Arap Baharı” süreçleriyle Suriye’ye de sıçrayan iç çatışmalar yıllar içinde bu ülkeleri “vekâlet savaşları”nın merkezine çevirdi. Suriye’de sahada ABD’den Rusya’ya, İran’a pek çok güç bulunmakta. Şam yönetimi müttefiki Rusya ile Türkiye arasında ilişkiler ise bölgesel alanlara göre değişiklik gösteriyor.
Bu karmakarışık tabloda Türkiye açısından toprak bütünlüğü ve egemenlik haklarını korumak son derece hayati önemde. Ankara uzun süredir, bir ABD bir Rusya denklemi üzerinden denge tutturma çabasında. Akdeniz havzasına uzanan enerji ve etkinlik mücadeleleri arasında, Atina ile ilişkileri yeniden rayına sokma arayışında. Ama bölgede yapılan tüm diplomatik ya da askeri manevralar bütüncül bir çözüm içerecek formülde değil. Çünkü çok kutuplu küresel sisteme doğru ilerlendiği yorumlarını da hesaba katarsak hızlı, anlık değişimlere karşı alınacak tek taraflı tutumlar riskler barındırabilir.
SORGULAMAK DEMOKRASİNİN GEREĞİ
Sınırlarımıza doğru uzanan bu tehlikeli gelişmeler arasında ise yerel seçime gidilirken iç siyasette tıkanmışlık, muhalefetin karşılıklı birbirini suçlaması ve iktidar cephesinin kutuplaştırıcı söylemlerinde doz artıyor. TSK’ye yapılan saldırı sonrasındaki çıkışlar da buna son örnek. Yaşanan acıya karşı güçlü ulusal birlik duruşu elbette şart ama aynı zamanda olayın nasıl gerçekleştiğini, bir ihmalin olup olmadığını, dış politikada askeri ve siyasi yol haritasının nasıl ilerleyeceğini sorgulamak da demokratik işleyişin gerekli bir parçası. TBMM de bunun için doğru adres değil mi?..
GERİCİLERE GEÇİT YOK
2024’e doğru geri sayımdayız. Ama geçen hafta gazetemizde de yer bulan haberlere bakınca sanki tarihte geriye doğru ışınlananlar olduğunu görür gibi olduk. ÇEDES projesi adı altında anaokulunda imamın derse girişi mi dersiniz, bir imamın ortaokulda insan hakları dersi vermesi mi, üniversitelerde protesto hakkına baskı arayışı mı, MEB’in ve bakanın tarikat, cemaatlerle işbirliğini normalleştirmeye yönelik çıkışları mı... 100 yıllık bir geriye gidiş tablosunun içine girmek isteyenleri şaşkınlıkla izliyoruz. Ancak karşıdevrim arayışına girişenlere karşı Atatürk’ün kurduğu çağdaş, laik, hak, hukuktan yana Cumhuriyetin izinde toplumun pek çok katmanından GEÇİT YOK diyenlerin sesleri gür ve berrak çıkıyor.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Restoranlarda 'harcama limiti' uygulaması başladı
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Colani’nin arabası
- Erdoğan'dan Suriyeliler açıklaması