Bir Yol Ayrımında
Server Tanilli
Son Köşe Yazıları

Bir Yol Ayrımında

15.11.2008 07:20
Güncellenme:
Takip Et:

Bu yılki 10 Kasım, daha da çarpıcı idi: Atatürkü kaybedişimizin üstünden tam 70 yıl geçmiş... Yüreğimin bir yerinde, her 10 Kasımda depreşen sızı -bu kez onarılmaz bir halde- geçmiş yıllara savruldum.

Atatürk öldüğünde 7 yaşındaydım.

Kara haber, oturduğumuz Karsa, Cilavuza da ulaşmıştı. O gün ve onu izleyen günlerde, Cilavuz Bucak Müdürü olan babamla annemin Karstan gelen gazetelere hıçkırıklarla kapandıklarını anlatamam.

Ben, yaşımın gereği, kaybın boyutlarına varamamıştım. Atatürk ölmüş, devrim yine de sürüyordu. Nitekim, sürecin son halkası Köy Enstitülerinin bir örneği de 1940ta Cilavuzda kurulup açıldığında, ben de devrimin bilincine vardım. Çevremde her şey değişiyordu: Toplum, doğa ve insanlar değişiyordu.

Ama bunu burada anlatamam!

Ne var ki, yürüyen zaman bana şunu da öğretti: 14 Mayıs 1950de iktidara gelen Demokrat Partinin Başkanı Adnan Menderes, hükümet programını açıklarken, şunu söylemişti: Topluma mal olmuş/olmamış devrimler.

Şaşırmıştım: Nasıl olur? Devrimler demokrasiyle daha da yerine oturacak değil miydi?

Menderes, bunun heyecanını duymuyordu; feodaliteye borçlarını ödüyordu... Ve bol bol ödedi de: Yüzlerce Halkevleri, Köy Odaları ve Köy Enstitülerini kapattı.

Yerlerine imam hatip okulları, İslam enstitüleri ve dinciliğin öncüleri üredi.

Bu aşı tuttu, tutturuldu!

27 Mayıs parantezinden sonra da, 1923 Devriminin yıkımını bizzat 12 Eylül faşizmi üstlendi: Sol ezildi, sağcı hükümetler derken, iktidara 2002 Kasımında AKP geçti: O tarihten bu yana, laikliği çiğnediği için, alnında Anayasa Mahkemesinin battaldamgası, İslamcı bir düzeni yerleştirme tutkusu içindedir hâlâ...

Gelip durduğumuz noktada ne görüyoruz?

*

Türkiyeyi, yarım yüzyılı aşan bir süredir yoksullaştıran siyasal ve iktisadi bunalımı yaratan bir oligarşidir; demokratik gelişmenin önünü de o kesiyor.

AKPnin de dahil olduğu, işte bu oligarşidir.

Nasıl bozmalı bu oyunu?

Liberal yaygara, bıkmaz ve tükenmez soyutlamalarla oyununu sürdürecektir. Oysa, ancak ulusal bir hareketlekarşı çıkılabilir buna ve Profesör Mümtaz Soysalın önerdiği gibi, radikal, yenileştirici ve devrimcibir çözüm arayıp bulmak zorundayız.

Nitekim, 1923 Devrimi, en başta ulusalbir eserdi.

Bu, Türkiyenin, demokrasi adına, yarım yüzyılı aşan bir süredir sürdürdüğü uygulamanın bugün gelip vardığı noktada, demokrasiyi bir çürüyüşten çekip alacağı gibi; onu, gerici güçlerin bir oyun alanı olmaktan çıkaracak ve laik Cumhuriyeti nicedir yüz yüze geldiği bir tehlikeden de kurtarmış olacaktır. Her şeyi, yine demokrasi adına, yeni baştan düşünmek zorundayız. Böylece, ülkenin bugünkü çıkmazdan sıyrılmasında sorun, temelde politiktir ve öyle kalacaktır.

Öte yandan, bütün sorun, halkın da bunların bilincine varmasındadır. Bu ne kadar çabuk olursa, demokrasi de o kadar çabuk rayına oturmuş olacak; ve geleceğin aydınlık Türkiyesine uzanan yollar bir an önce açılacak.

Özetle, bir yol ayrımına varmıştır Türkiye...

Yazarın Son Yazıları

Türkiye Nereye Gidiyor?

Soğuk savaş dönemi sonrası düzenini arayan bir dünyada Türkiye nereye gidiyor? Nasıl şekillendirilmek isteniyor? Server Tanilli analiz ediyor...

Devamını Oku
10.08.2009
Masal ve Gerçek...

Devamını Oku
07.02.2009
Profesör Yalçın Küçük'ün Dedikleri...

Devamını Oku
31.01.2009
Son Günlerde...

Devamını Oku
24.01.2009
Çukurova Fuarı'ndan Haberler...

Devamını Oku
17.01.2009
TÜYAP Çukurova'da...

Devamını Oku
10.01.2009
2009 Yılına Başlarken...

Devamını Oku
03.01.2009
Gelip Durduğumuz Noktada...

Devamını Oku
27.12.2008
Yıl Biterken Kısa Notlar...

Devamını Oku
20.12.2008
Strasbourg Muamması

Devamını Oku
13.12.2008
'6 Ay'ın Gerçekleri...

Devamını Oku
06.12.2008
Türkiye Nereye Gidiyor? / 8

Türkiye’de ciddi bir muhalefete ihtiyaç belirtilirken, özellikle “güçlü bir sol seçenek”, bir “sosyal demokrat parti” beklentisinde görüş birliği açık. Ama büyük bir sol parti kurmak ve yığınları arkasına da alarak iktidara gelmek asıl sorun.

Devamını Oku
29.11.2008
Türkiye Nereye Gidiyor? / 7

Kemalizmin aydınlanma ve çağdaşlık yolunda ilerleme çabaları 1950’lerde engellenmeye başlandı.

Devamını Oku
29.11.2008
Türkiye Nereye Gidiyor? / 6

Demokrasimizin bir temel sorunu da “Kürt sorunu”dur. Büyük bir gecikmeyle fark ettiğimiz bu sorunu, uzun bir süredir, kâh üstünde düşünerek, kâh dövüşerek yaşıyoruz.

Devamını Oku
29.11.2008
Türkiye Nereye Gidiyor? / 5

Kadın sorunu “cinsel” bir ayrımcılığa dayanır, dünya çapındadır ve hep günceldir. Nerede olursa olsun, erkeklerle kadınlar arasında güdülen derin eşitsizlik, bir vesileyle patlak verir. Ülkesine göre, kadınların çalışma yaşamında ya da eğitim olanaklarından yararlanmada açık bir eşitsizlik ya­şanır; ya da siyasal iktidarı kadınlarla erkeklerin eşitçe paylaşmaları yolunda -kadınlar aleyhine- bir “temsil edil­meme” durumu vardır.

Devamını Oku
29.11.2008
Bülent Tanör'ü Anarken...

Devamını Oku
29.11.2008
Çetin Günlerimiz Başladı...

Devamını Oku
22.11.2008
Bir Yol Ayrımında

Devamını Oku
15.11.2008
TÜYAP 27. İstanbul Kitap Fuarı Sürüyor...

Devamını Oku
08.11.2008
Türkiye Nereye Gidiyor ? / 4

Eğitimin yaptığı iki şey var: Biyolojik olarak -insana özgü yetilerle- dünyaya gelen insan yavrusunu büyütüp yetişti­rerek topluma kazandırmak; bunun yanı sıra, toplumda maddi ve manevi bir birikimi aktarırken, onu, içinde doğup yetiştiği bir yurdun, giderek bir devletin değer ve idealleri ile donatmak, yani bir yurttaş yaratmak.

Devamını Oku
03.11.2008
Türkiye Nereye Gidiyor? / 3

Ülkemizde demokrasiye doğru yürürken yapılan bütün seçimler, ‘biçimsel demokrasi’ adına ya­pıldı ama bir türlü ‘gerçek demokrasi’miz olmadı, çünkü demokrasimiz, ‘sol’ ve ‘sosyalizm’ yasaklarıyla kuşatıldı.

Devamını Oku
03.11.2008
Türkiye nereye gidiyor? / 2

Türkiye’de devletçilik, kapitalizmin zıddı olan bir sistem olarak düşünülmemiş, tersine, kapitalizmi geliştirici bir “yedek güç” olarak ele alınmıştır. Devletçilik politikası, ekonominin temel yapısının kurulması yolunda önemli kazançlar sağlamıştır.

Devamını Oku
02.11.2008
Türkiye nereye gidiyor? / 1

20. yüzyılın son çeyreğiyle başlayan ve bugün de süren şaşırtıcı gelişmeler dünyasındayız. En başta geleni de şu: 1950-1970’li yılların dünya dengesinin iki sütunundan biri, Birleşik Amerika’nın karşısında Sovyetler Birliği, üstelik doğrudan bir saldırıya uğramadan -80’li yıllar boyunca- içerden aşınır ve sonunda uydularıyla beraber birden çöker.

Devamını Oku
02.11.2008
Ankara ve Oradan TÜYAP'a...

Devamını Oku
01.11.2008
Türkçenin Ses Bayrağı...

Devamını Oku
25.10.2008
Konumuz Kapitalizmin Kendisidir...

Devamını Oku
18.10.2008
Gitgide Kararan Bir Ufka Bakıp...

Devamını Oku
11.10.2008
Büyüklere Kitaplar...

Devamını Oku
04.10.2008
Birkaç Gün Sonra Bayram...

Devamını Oku
27.09.2008
Yeni Bir Yol Açmak...

Devamını Oku
20.09.2008
Sol'u Yeniden Düşünmek...

Devamını Oku
13.09.2008
Bir Yanıt, Bir Özür...

Devamını Oku
06.09.2008
Pekin Olimpiyatları'nın Ardından

Devamını Oku
30.08.2008
Laik Cumhuriyeti Savunmak

Devamını Oku
17.08.2008
Haftanın Sonunda İzmir'deyiz...

Devamını Oku
11.08.2008