‘Anahtar’ meydana çıktı!
Tayfun Atay
Son Köşe Yazıları

‘Anahtar’ meydana çıktı!

25.07.2016 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Meşum müjde”yi 1980’lerin sonunda Prof. Şerif Mardin vermişti. Türkiye toplumunun sosyo-politiğinde bugün karşımıza çıkan “kültürel” yarılmaya dair yaklaşık 30 yıl önce üretilen öngörü şuydu: İleride Türkiye, biri İslâmî, diğeri laik iki “ulus”a ayrışabilir...
Mardin’in toplum ya da topluluk bile demeyip “ulus(nation) tefriki üzerinden şekillendirdiği bu öngörü, bugün esas itibarıyla gerçeklik kazandı denilebilir.
Ancak Türkiye’de “İslâm-ideoloji-siyaset” ilişkisi üzerine sosyolojik yaklaşımın bu duayen isminin öngörüsünde eksik olan, onun “ulus” dediği bu iki toplumsal-kültürel segmentten “İslâmi” olanın kendi iç-iktidar mücadelesi doğrultusunda bir ikinci ayrışmaya uğrayabileceğiydi.
Ve elbette böylesi “İslâm-içi” ayrışma ve çatışma dinamiğinin çok daha keskin, şiddetli ve yakıcı sonuçlarla karşımıza çıkabileceğiydi.
Doktora çalışmamın konusunu oluşturan İslâmi tarikat çevresi üzerine uzun süreli bir alan araştırması gerçekleşirdiğim dönemde bu İslâm-içi rekabet ve çatışma sürecinin nasıl amansız ve acımasız bir seyre sahip olduğunu gözlemleme- deneyimleme imkânına sahip oldum ben...
Bu, anlaşılırdı. Çünkü hedef kitle aynı olunca rekabet, böylesi bir hedef kitle ile işi olmayan “dış” odaklarla olduğundan çok çok daha kritik ve şiddetli seyrediyordu.
Korkunç bir darbe girişimi ile halihazırda ruhsal ve zihinsel anlamda paralize olmuş Türkiye toplumunun değerlendirmesini yapmanın yolu, böylesi bir İslâm-içi iktidar çatışması üzerinde odaklaşmaktan geçiyor.
Türkiye’de 2000’lerin başından itibaren ülkenin dindar-muhafazakâr (İslâmi) kesimlerine hitap eden siyaset, laik/seküler toplum kesimlerini temsil eden siyasi paydaşlar karşısında niceliksel bir üstünlük sağladı.
Fakat işte İslâmi temelde siyaset yapan blokun kendi içinde kırılması, (“Parti-Cemaat” olarak) öylesine dehşet verici bir iç-iktidar çatışmasını beraberinde getirdi ki bunun en son aşaması şu lânet olası darbe girişimi... Ve de tabii sonrasında gelen OHAL cenderesi...
Ne hazin bir Türkiye’de yaşadığımızı görün! 14 yıldır süregelen din üzerinden siyaset yapma ısrarı, bu ülkede dindar-muhafazakâr “ulus”la (isterseniz “ümmet” deyin!) modernseküler “ulus”u ölesiye-öldüresiye karşı karşıya getirmedi.
Dinin de, İslâm’ın da ölçüsüne, tapusuna, anahtarına talip ve “Doğru İslâm bende” diyen iki kesimi karşı karşıya getirdi.
Din adına siyaset, din adına daha da keskin ve kanlı bir iç-çatışmaya yol açtı.
Darbeye de, iç-savaş koşullarına da dindarmuhafazakâr toplum segmentinin, laik toplum segmentiyle çatışmasından gelmedik. Dindarmuhafazakâr segmentin siyaseten kendi iççatışmasından geldik.
Ve bu süreçte, Türkiye’nin oran olarak hiç ama hiç azımsanmayacak nicelik ve nitelikteki laik/seküler toplumu, içerisine düştüğümüz kanlı çatışma sürecinde huzurun, barışın ve kardeşliğin kilitini açacak bir “anahtar” konumuna geldi.
Bu “anahtar”, dün Taksim’deydi.

Gökkuşağı gibi bir miting
CHP’nin 15 Temmuz’un ardından toplumun üzerine çöken boğucu havada hepimize “bir yudum nefes” gibi gelen “Cumhuriyet ve Demokrasi Mitingi”, din üzerinden siyasetin topluma “darbe” adı altında faturası olan “din savaşları”ndan çıkış yolunda meydanlarda toplananlara ümitten ibaret bir sonuç üretmedi sadece...
Aslında bu mitingin siyasal iktidara da yön tayin edici etkide bulunmuş olması gerekir.
Şöyle ki din adına siyaseten ne yaparsan yap, o, sana din adına tehdit olarak dönüyor.
Oysa bu ülkede bir seküler yaşam birikimi var ve bu, Türkiye’nin dinsel, kültürel, etnik ve ideolojik tüm farklılık ve çeşitliliklerini hem kendi biriciklikleri, hem de hepimizce gayet iyi bilinen melezlikleri çerçevesinde hayata geçirebilmemizin tek imkân alanı. Mitingde gözümüze çarpan görüntüler bunu teyit ediyor.
Ellerinde Türk bayrağı olan kara çarşaflı kadınlarımızla gökkuşağı renkli flamalarını dalgalandıran LGBTİ bireylerimizi ancak böyle bir mitingde yan yana, iç-içe bulabilirsiniz.
Parmaklarıyla ülkücü bozkurt işareti yapanlarla, parmaklarıyla zafer anlamına gelen V işareti yapanları ancak böyle bir mitingde yan yana, iç-içe görebilirsiniz.
Erdoğan aleyhtarı slogan atan HAZİRAN Hareketi temsilcileriyle ellerinde Erdoğan posteri taşıyan AKP’lileri de ancak böyle bir mitingde yan yana, iç-içe görebilirsiniz.
Askeri darbeye de sivil diktaya da hayır, yaşasın tam ve özgürlükçü demokrasi diyerek başka değil, “öteki” de değil, alternatif bir Türkiye umudunu ancak böyle bir mitingde bu sıralanan yan-yanalıklar ve iç-içelikler eşliğinde bulabilirsiniz.
Dini bir ateşli silah yapan dinbazın elinden kurtarıp ona gerçek hakkını, değerini ve itibarını iade edecek, böylece “din savaşları”ndan azade bir hayatın bu topraklarda kapısını açacak anahtarı da ancak böyle bir mitingden çıkarabilir, kotarabilir, üretebilirsiniz.

Ayrışmadan sarmaşmaya
Evet, Şerif Hoca, bize Türkiye’nin bugünlerdeki ayrışmasını on yıllar önce haber vermişti.
Ama bir başka Hoca, Prof. Bernard Lewis de çok daha eski, ama eskimeyen abide eseri “Modern Türkiye’nin Doğuşu”nda bize bir hayali, gelecek projesi olarak sunmuştu. Mealen şöyle:
Türkler eğer “büyükbaba”larının İslâm’a ve Osmanlı’ya açılmış yolu ile, “baba”larının Cumhuriyet’e ve laikliğe açılan yolunu buluşturup uzlaştırabilirlerse, işte o zaman bu dünyada eşsiz bir deneyim ve pratiğin temsilcisi olabilirler.
Mardin’in ayrışma öngörüsünden Lewis’in “sarmaşma” önerisine ilerleme yolunda her kim isteklisi ise, böyle bir sürecin önünü açacak “anahtar” da dün Taksim’de karşımıza çıkan toplumsal varlığın bağrında yatıyor.  

Yazarın Son Yazıları

Kalacak bir türkü söyler gideriz

Kalacak bir türkü söyler gideriz

Devamını Oku
10.09.2018
Kovboylar yetmez, kotu da yasaklayın!

Kovboylar yetmez, kotu da yasaklayın!

Devamını Oku
05.09.2018
Betona tapanların mabedi yapıldı

Betona tapanların mabedi yapıldı

Devamını Oku
03.09.2018
Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri

Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri

Devamını Oku
20.08.2018
‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu!

‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu!

Devamını Oku
15.08.2018
Doların da Allah’ı var!

Doların da Allah’ı var!

Devamını Oku
13.08.2018
‘Üniversite pazarı’nın düşündürdükleri

‘Üniversite pazarı’nın düşündürdükleri

Devamını Oku
08.08.2018
Üniversite pazarı

Üniversite pazarı

Devamını Oku
06.08.2018
Diyanet, sayende gidiyor din elden, dikkat et!

Diyanet, sayende gidiyor din elden, dikkat et!

Devamını Oku
01.08.2018
‘Topluma karşı devlet’ ve polisi

‘Topluma karşı devlet’ ve polisi

Devamını Oku
30.07.2018
‘En doğru, en hakiki tarikat’ hangisi?

‘En doğru, en hakiki tarikat’ hangisi?

Devamını Oku
25.07.2018
Bikinili Müslümanlık, tesettürlü münafıklık

Bikinili Müslümanlık, tesettürlü münafıklık

Devamını Oku
23.07.2018
Meşihat makamı

Meşihat makamı

Devamını Oku
18.07.2018
‘Adnan Hoca’ya da ne istediyse verdiler!

‘Adnan Hoca’ya da ne istediyse verdiler!

Devamını Oku
16.07.2018
Ters köşe (10.07.2018)

‘Cülus töreni’

Devamını Oku
10.07.2018
Düzyatan Gazi’nin ABD seferi

Düzyatan Gazi’nin ABD seferi

Devamını Oku
08.07.2018
Matbaa kapitalizmi ya da ‘Gutenberg Galaksisi’nin sonu

Matbaa kapitalizmi ya da ‘Gutenberg Galaksisi’nin sonu

Devamını Oku
04.07.2018
Şehit cenazesinde ‘protokol’ olur mu?

Şehit cenazesinde ‘protokol’ olur mu?

Devamını Oku
02.07.2018
‘Yüzde yedi’yi kim yedi?

‘Yüzde yedi’yi kim yedi?

Devamını Oku
26.06.2018
Bitmiş iktidarın uzun ölümü sürüyor

Bitmiş iktidarın uzun ölümü sürüyor

Devamını Oku
25.06.2018
‘Yüzde yedi'yi kim yedi?

‘Yüzde yedi'yi kim yedi?

Devamını Oku
25.06.2018
‘Antroposen’, ama umudu kesme Doğa’dan!

‘Antroposen’, ama umudu kesme Doğa’dan!

Devamını Oku
11.06.2018
Uçtuğunu zanneden şeyh: Aziz Yıldırım

Uçtuğunu zanneden şeyh: Aziz Yıldırım

Devamını Oku
06.06.2018
Kıyametin jeolojik adı: ‘Antroposen’

Kıyametin jeolojik adı: ‘Antroposen’

Devamını Oku
04.06.2018
Başkanın değil babanın Ali’sisin Ali Koç!

Başkanın değil babanın Ali’sisin Ali Koç!

Devamını Oku
30.05.2018
Markalaşıp ‘makara’laşan tarikatlar

Markalaşıp ‘makara’laşan tarikatlar

Devamını Oku
28.05.2018
İmam-hatipten kaçanlar Galatasaray kuyruğunda

İmam-hatipten kaçanlar Galatasaray kuyruğunda

Devamını Oku
23.05.2018
‘Allah ruhumu diğer bedene koymuş Hocam!’

‘Allah ruhumu diğer bedene koymuş Hocam!’

Devamını Oku
21.05.2018
Eğlenceli ciddiyet: İnce

Muharrem İnce’nin mevcut iktidar ağzı karşısında en büyük avantajı, yerli ve milli “mizah duyusu”na sahip olması. Sanki Erdoğan, hiç beklemediği bir “lügat”le karşı karşıya kalmış gibi geliyor bana. Öyle hissediyorum.

Devamını Oku
17.05.2018
İnanç borsası nefslere açılırken…

İnanç borsası nefslere açılırken…

Devamını Oku
16.05.2018
‘Rabia gösterdikçe adalet görünmez oldu’

‘Rabia gösterdikçe adalet görünmez oldu’

Devamını Oku
13.05.2018
‘Afrin Türküsü’nde kim başrolde?

‘Afrin Türküsü’nde kim başrolde?

Devamını Oku
09.05.2018
Eşeğe kurban olun!

Eşeğe kurban olun!

Devamını Oku
07.05.2018
Fenerbahçe ‘Türk takımı’ mı?

Fenerbahçe ‘Türk takımı’ mı?

Devamını Oku
02.05.2018
Hitler’i anıyoruz (!)

Hitler’i anıyoruz (!)

Devamını Oku
30.04.2018
Biz tarihin yüzüne bu fotoğrafla bakacağız

Eve dönüş yolunda...

Devamını Oku
25.04.2018
‘Çocukluğun ilanı’dır 23 Nisan!

‘Çocukluğun ilanı’dır 23 Nisan!

Devamını Oku
23.04.2018
Geçmişimizdeki yarın: Köy Enstitüleri

Geçmişimizdeki yarın: Köy Enstitüleri

Devamını Oku
18.04.2018
ABD ‘simülasyon’a dönüşürken…

ABD ‘simülasyon’a dönüşürken…

Devamını Oku
16.04.2018
Dört duvar arasında havadır sudur kâğıt kokusu!

Dört duvar arasında havadır sudur kâğıt kokusu!

Devamını Oku
11.04.2018