Var mısınız?

16 Eylül 2018 Pazar

Cumhuriyet’te yönetim ve yayın politikası değişikliğinin yarattığı umut dalgası bütün gazete çalışanlarını da etkileyen bir enerjiye dönüşüyor.
11 Eylül’deki “Yeniden Merhaba” yazımızda da vurguladığımız gibi Cumhuriyet, köklerinden aldığı güçle, geleceğe dönük bir yol haritası oluşturacak. Bu, yakın geçmişte Cumhuriyet’te yer alanların dışlandığı bir süreç değil. Tam tersine gazetenin kendi özüne dönmesi. Zaten gazetenin yeni yöneticilerinin mesleki geçmişine baktığımızda tümünün Cumhuriyet kökenli olduğu görülecektir.
Şu anda yaşanmakta olan, yayın politikası olarak öze dönüş ve üst yönetimin buna göre biçimlenmesidir.
Gazetenin kökü ve gövdesi sapasağlam yerinde durmaktadır.
Benzer durum okurlar için de geçerli. Günlerdir okurlardan gelen mesajları okuyorum; pek çoğunda şu değerlendirme vardı:
“Yayın politikasını büyük ölçüde onaylamıyorduk ama, gazetenin yaşaması için bırakamıyorduk. Şimdi daha güçlü sarılacağız.”
Bir başka yorum grubu şöyleydi:
“Uzun süredir elim gitmiyordu. Şimdi ekmeğin yanına Cumhuriyet de koymaya başladık...”
Bizleri daha fazla sorumluluğa iten yorum grubu ise şöyle:
“Bir yerden başlayan düzelme, öteki alanlara da ulaşır... Cumhuriyet hızla kendini toparladıktan sonra Türkiye’nin, solun toparlanması için de pozitif rol üstlenecek... Buna inanıyoruz..”

***

Cumhuriyet, Vakıf senedinde belirtildiği gibi hiçbir hükümetin ve partinin denetiminde olmayan bir yayın organı.
Bir gazete bu kimliğiyle yukarıda aktardığımız son beklenti için ne yapabilir?
Çok şey yapabilir...
Dünyada toplumsal dalgalanmaların yoğun olduğu, devlet ve yönetim yapısının çok tartışıldığı ülkelerde Cumhuriyet gibi fikir gazeteleri yaraların üstüne gider, merhem için formüller, çareler üretir, önerir. Bu arayış içindekilerin sesi olur, o seslerin çoğalmasını, yankılanmasını sağlar.
Terör çağrışımı ve nefret söylemi içermeyen bütün düşünce ve önerilere sayfalarını açacak olan bir Cumhuriyet’le umutsuzluk bulutları dağılabilir, “her şey bitti” karamsarlığının yerini “yapabileceğimiz çok şey var” mücadelesi alabilir.
Var mısınız?
Parlamenter sistemin dama atıldığı, demokrasinin temel kurumlarının içinin boşaltıldığı, eğitimin yapboz tahtasına döndüğü bir ortamda, günlük haberlerden öte, tüm sorumluları didikleyen, yön gösteren bir Cumhuriyet, demokrasi mücadelesini seçimden seçime değil, her güne yayabilir.
Var mısınız?
Bir insanın kendisini kendi ülkesinde yanlız hissetmesi en kötü duygulardan biridir. Cumhuriyet, daha yaşanılası, ortak paydaların daha çok olduğu bir Türkiye hayalinin bayrağı olabilir. Her okur, bu bayrağın daha çok yerde dalgalanmasını sağlayabilir.
Var mısınız?
Hak, hukuk, adalet deyince akla ilk mahkemeler, yargılamalar geliyor. Bu doğru. Bunun yanında milli gelirin dağılımdan sınav sistemine, eğitimdeki fırsat eşitliğinden maaş-ücret dengesizliğine kadar her alanda hak, hukuk, adalet gereksinimi içindeyiz. Bunun başlıca çözümü toplum vicdanını uyandırmak ve güçlü bir iktidar seçeneğinin çıkmasını sağlamaktır. Cumhuriyet bu arayışların sesi olup, okurun ortak beklenti ve önerilerini de dikkate alarak bu ülkenin sahipsiz olmadığını gösterebilir.
Var mısınız?

***

Var mısınız, sorusunun üstüne koyabileceğimiz daha çok cümle var.
Yazının başında vurguladığımız okur beklentileri anafikrimizdir. Biz de okur beklentileriyle okurdan beklentileri harmanladık.
Fikir gazeteleri adı üstünde, ülkenin-toplumun gidişine dair fikri olanlarla fikir arayanları buluşturur. Medyanın giderek çölleştiği bir ortamda Cumhuriyet yeni bir umuttur, yeni bir ufuktur.
İmkânsız diye bir şey yoktur.
Bu sözcüğün böylesi mücadeleler için doğrusu şudur:
İmkân siz!
Siz varsanız imkân da var. Yoksanız tabii ki yok.
Var mısınız?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD gezisi iptal gibi! 25 Nisan 2024
ABD ile Hamas gerilimi! 24 Nisan 2024
Istakozgiller! 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları