S-400’ler barış iklimi yaratabilir mi?
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

S-400’ler barış iklimi yaratabilir mi?

15.07.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Irak, Suriye ve Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri hesaba katarsak, S 400’lerin bir savaş ortamında Avrupa, Asya ve Ortadoğu için stratejik değer taşıması da oldukça önemlidir.

19. yüzyılda Avrupa’daki büyük devletlerin çıkar çatışmalarından faydalanarak yeri geldiğinde toprak dahil tavizler vererek bir denge politikası takip eden ve varlığını sürdürmeye gayret eden Osmanlı Devleti Goeben (Yavuz) ve Breslau (Midilli) savaş gemilerinin 29 Ekim 1914’te Odessa ve Sivastopol limanlarını bombalamasıyla Rusya’ya savaş açarak kendini Birinci Dünya Savaşı’nda buluyordu. Türkiye Cumhuriyeti Devleti de Rusya ile yapmış olduğu ticari anlaşma sonrası bir asırı geçen süre sonunda 12 Temmuz 2019’da Ankara’da Mürted Askeri Havaalanı’na S-400’leri indiriyordu.

Genel tavır
Bu iki zaman dilimi arasında Türkiye Cumhuriyeti’nin izlediği politikalar iktidarlara göre zaman zaman sapmalar göstermiş olsa da, temelinde Atatürk’ün Birleşmiş Milletler tarafından da kabul gören, “Yurtta sulh cihanda sulh” öngörüsü yatıyordu.
Bu süreçte uluslararası anlaşmalar çerçevesinde Hatay sınırlarımıza dahil edilmiş, hem Türkiye’nin hem de Kara-deniz’in güvenliğini gözeten Montrö Boğazlar Sözleşmesi imzalanmış ve kazanımlar elde edebileceğimiz fikrinde bulunulmuş olmasına rağmen sınırlarımıza kadar dayanmış olan İkinci Dünya Harbi’nde tarafsız kalma başarısı gösterilebilmiştir.
Haddi zatında çözüme kavuşturulma gayretleri çerçevesinde garantör ülke sıfatıyla Kıbrıs’a Barış Harekâtı’da icra edilmiştir.
Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni 20 Temmuz 1936 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB)’nin de imzalamış olduğu dikkate alındığında;
1936-1945 savaş öncesi krizler ve İkinci Dünya Savaşı, 1945-1990 Soğuk Savaş dönemi, 1990-2003 ABD hâkimiyetindeki tek kutuplu dünya düzeni, 2003- 2009 ABD’nin Irak’ı işgali ve Ortadoğu’daki düzenin bozulması, 2009- 2016 Ortadoğu’da, Karadeniz’de ekonomik ve siyasi kaos, yaşanmış olmasına rağmen 3. ülkelerin çabalarına karşın SSCB (Rusya) ile münferit birkaç olay dışında ciddi anlamda karşı karşıya gelmemiz söz konusu olmamıştı.
Özellikle ‘Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne her daim sahip çıkan Türkiye’nin kararlı duruşu ile Karadeniz’de ABD ve Rusya arasında güç dengesiyle sağlanan barış ikliminin, S 400’lerin ülkemizde konuşlandırılmasıyla birlikte Balkanlar, Ortadoğu ve Kafkaslar’a kadar genişleyebileceği de olasılık dahilindedir.

Kısmen iyileştirme
S-400’leri almamızı dikte eden nedenleri irdelediğimizde 1980 yılında başlayan 8 yıl süren ve kazanımı olmadığı gibi 1 milyon insanın ölümüyle de sonuçlanan kanlı İran ve Irak savaşından bugüne kadar geçen süreci değerlendirmemiz gerekir. Kaldı ki, Ortadoğu’da bugün yaşananların tetikçisi de bu savaştır.
ABD Başkanı Trump’ın G20 toplantısında, Türkiye’nin hava savunmasını güçlendirecek şekilde arayış içerisinde bulunmasını makul bir seviyede karşılaması gündemdeki yerini korurken, bu savunma silahının konuşlandırılmasının, başta ABD Kongresi olmak üzere AB, NATO ve diğer ülkeler nezdinde tepkisel söylem ve eylemlere neden olabileceği gibi ülkemizi ekonomik, askeri ve siyasi baskılara da maruz bırakabilecektir. Irak, Suriye ve Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri, bilhassa İran’ın hızla geliştirdiği füze kabiliyetini de hesaba katacak olursak, NATO’nun en büyük ikinci askeri gücü ve ittifakın güney kanadının en kilit ülkesi konumunda olan Türkiye’nin stratejik hava savunmasındaki zafiyet S-400’ler sayesinde nispeten giderilmiş olacaktır.

Stratejik fırsat
1964 yılında Jonson’un “Kıbrıs’a yapılacak bir harekatta, Türkiye Amerikan Silahlarını Kullanamaz” mektubunun hemen akabinde Time dergisine verdiği bir röportajda “Yeni şartlarda yeni bir dünya kurulur ve Türkiye de bu dünyada yerini bulur.” diyen İsmet İnönü’nün açıklaması hafızamızda yankılanırken S-400’lerin bir savaş ortamında Avrupa, Asya ve Ortadoğu için stratejik bir değer taşıması da oldukça önemlidir.
Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle birlikte eski Varşova Paktı ülkeleriyle yeni bir çehre kazanan NATO’nun ABD çıkarları doğrultusunda Rusya’yı yavaş yavaş çevreler duruma gelmesi bağlamında; Rusya’nın S-400’leri Türkiye’ye teslim etmesiyle de ulusal güvenlik politikalarında daha barışcıl bir politika izleyebileceği de muhtemeldir.
Nihayetinde; Montrö Boğazlar Sözleşmesi’yle Karadeniz’de sağlamış olduğu barış iklimini, Türkiye bu sefer de S-400’leriyle Balkanlar, Ortadoğu ve Kafkaslar boyutunda neden sağlamasın!  

N. İsmet HERGÜNŞEN
Emekli Deniz Kurmay Albay

Yazarın Son Yazıları

Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025