Bizim arkadaşlar sizinkileri döver

28 Temmuz 2017 Cuma

Bizim arkadaşlar savunmaları ve ithamlarıyla çıtayı fena yükselttiler.
Dört gün süren duruşma boyunca hepsi teker teker öyle sağlam savunmalar yaptılar;
Öyle dik durdular;
Öyle laflarını sakınmadan konuştular...
Öyle vakurdular ki...
Gazeteciliğin aslında ne olduğunu en mühim yerinden...
Cesaretinden ve dürüstlüğünden yeniden hatırladık.
Karşılarında terazisinin ayarıyla fena halde oynamış güdümlü bir hukuk vardı.
O hukuk...
Zaten hızla alçalmakta olan çıtasını, Cumhuriyet davasıyla birlikte artık resmen yerlere düşürdü.
İddianamedeki tutarsızlıklar, saçma sapan ithamlar, önyargılı suçlamalar...
Savcının “Sanırsam” diye diye sorduğu, kasıt kokan yersiz sorular...
Hepsi, terazisini elbet bir gün yeniden eline alacak olan hukukun masasına eninde sonunda yatırılacaklar.
Ama şu anda bu ülke...
Arkadaşlarımızın yükselttiği çıtayla;
Hukukun yerlerde süründürdüğü çıtanın arasında kalan o tehlikeli ve derin boşlukta can çekişiyor.
Hukukun çıtası hukuksuzluk sınırında.
Bizim çıtanın sınırlarındaysa cesaret var.
Ahlak var.
İdealler var.
Akıl ve mantık var.
En önemlisi gerçekler var.
Biz dışarıdakilerin devamlı dile getirdiğimiz...
Ve içeridekilerin duruşma sürecinde en sert haliyle ifade etmekten hiç sakınmadığı korkunç gerçekler.
Suçu suçluların tanımladığı bir dünyada kasten sislenen gerçekler.
Ortaya çıktığında iktidarı alaşağı edeceği net gerçekler.

***

Cumhuriyeti, gazetesinden rejimine kadar net olarak hedef alan...
Her dönem, duruma göre farklı tarikatlardan medet uman...
Demokrasinin araçlarını onu ortadan kaldırmak için kullanacak kadar alçaklaşan irade, gerçeklere tahammülsüz.
O yüzden foyasını ortaya çıkaranlara hırçın ve saldırgan davranıyor.
O yüzden kumpaslardan medet umuyor.
O yüzden ona korkmadan direnen, sessiz kalmayı reddeden, ülkeye sahip çıkan tek bir muhalif bile görmeye tahammül edemiyor.
Ve o yüzden biz bir haftadır Adalet Sarayı’nda trajik bir komedi izliyoruz.
Davada bugün ara karar alınacak.
Hukuk gerçekten hukuk olsa...
Dava bu akşam derhal düşer ve arkadaşlarımızın hepsi tereddütsüz tahliye edilir.
Haksız yere yattıkları koca dokuz ay da en ağırından tazmin edilir.
Ama biliyoruz ki öyle olmayacak.
Cumhuriyet davası iktidarın karanlık cüretinin çirkin bir nişanı olarak biz gazetecilere gözdağı vermek uğruna uzadıkça uzayacak.
Ve ülke tarihine korkunç bir utanç olarak kazınacak.
Ama bu davadan bizim elimize muhteşem bir karşı dil ve duruş kalacak.
Artık kayda geçti; herkes çok ama çok iyi biliyor ki...
İstediğiniz kadar baskı yapın, tuzak kurun, çelme takın, hapse atın...
Fark etmez.
Devran bu, olduğu yerde durmaz, döner.
Ve en mağdur halleriyle bile bizim arkadaşlar sizinkileri döver.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yanık saraylar 4 Ağustos 2021
Patron çıldırdı 30 Temmuz 2021

Günün Köşe Yazıları