Saf renk, saf ses, saf söz

26 Ekim 2022 Çarşamba

Bütün sanat dallarının üyeleri gibi besteciler de çağlar boyu kendi iç dünyaları kadar içinde yaşadıkları çağın sesini duyurmuştur. Bugünün sanatçısı önceki çağların birikimini ve yaşadığı günü yansıtıyor. Yirmi birinci yüzyıl gibi karmaşık bir çağda sanatını dile getiriyor. Yeni müziğin yeni sesine ısınamayan dinleyici de doğal olarak onu soru yağmuruna tutuyor. Besteci ise en sık sorulan sorulara dahi yanıt bulmakta zorlanıyor: 

“Sen neden Mozart gibi beste yapmıyorsun?”

“Senin yapıtlarını neden ıslıkla çalamıyoruz?” 

Ancak, o ıslıkla çaldığımız nice bestecinin melodik yapıtı artık yeni kuşak bestecilerin işi değil. Onlar sesin tınısını, rengini arıyorlar. Yeni Romantizm, yeni gizemsellik, salkım sesler, yığma sesler, raslamsallık, minimalizm ve alabildiği kadar özgür deneme var yeni müzikte.

Şu sıralarda Ortadoğu Teknik Üniversitesi hocaları ile bir çalıştay yapmaktayız: 17. yüzyıldan başladık, dört oturum içinde bugüne dek geleceğiz. Konumuz “Sanatta ne dinlendi, ne izlendi?” Sanat Eğitimcileri Derneği çatısı altında düzenlenen bir sanat forumu, ortak akıl çalıştayı. Amacımız bir tarih okuması değil. Her çağ kendi içinde ne yenilikler getirmiş? Saf sesten, saf renkten, saf sözden başlayıp bugünün zenginleşen sanat dallarına eğiliyoruz. Kendi sanat dalımızı boyutlandırmak adına son derece yararlı oluyor. İleride kitap haline gelince okurlarımın da ilgi duyacağına eminim.

BİFO KONSERLERİ

BİFO konserleri bir yandan Zorlu PSM’de devam ederken bir yandan da İstanbul’un başka sahnelerinde yer alıyor. Geçen hafta BİFO’nun şefi Carlo Tenan’dı. Rostropovich ve Lorin Maazel’in asistanlığını yapmış, Roma’da Santa Cecilia Şeflik okulunda okumuş; Tokyo Filarmoni, Berlin Konzerthaus; Maggio Musicale Fiorentino, Comunale di Bologna, Venedik’te La Fenice ve Palermo’da Massimo gibi opera orkestralarını yönetmiş bir şef. Solist Fritz Kreizler yarışması birincisi, Çek kemancı Jan Mrácek, Brahms’ın keman konçertosunu enerjik ve alabildiğince romantik bir yorumla çaldı. Şef Carlo Tenan, konserin ikinci yarısındaki Debussy yapıtlarını da izlenimciliğe yaraşan bir tül perdesinin ardından duyurdu. Müzik tarihi de programın izlenmci yapıtlarıyla, on dokuzuncu yüzıldan yirminci yüzyıl başına bağlandı: Debussy’nin “Bir Faunun Öğleden Sonrasına Prelüd”ünde düşlere dalan Pan’ın sıcak bir öğleden sonra, hayal ile gelecek arasında kır perilerini kovalaması müzikle resmedilmiş. Konserin son yapıtı yine Debussy’den bir başka izlenimci örnekti: su damlacıklarının buğusunda üç bölümlü “Deniz”. BİFO’nun üfleme çalgıları, yaylı çalgıları ve bütün ekibi çok başarılıydı. Konserin başkemancısı da Nilay Sancar’dı. Flüt soloda Bülent Evcil, arp soloda İpek Mine Sonakın ve viyolonselde Çağ Erçağ başta olmak üzere bütün ekibe tebrikler.

İŞSANAT MEVSİMİ AÇIYOR

Gelecek hafta BİFO’yu İşSanat konserlerinin açılışında dinleyeceğiz. Orkestra şefi Patrick Hahn. Solist, genç piyanist Olga Scheps, ECHO Klasik ödülünün sahibi, solo resitallerden piyano konçertolarına uzanan geniş bir dağarcığın sahibi. Konser programı çok alımlı yapıtlardan seçilmiş: César Franck’ın “Le Chasseur Maudit” başlıklı senfonik şiiri, Çaykovski’nin 1. Piyano Konçertosu ve Şostakoviç’in 10. Senfonisi. Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın konuk daimi şefi Patrick Hahn ise Wuppertal Salonu ve Senfoni Orkestrası’nın genel müzik direktörlüğüne getirilen en genç şef olmuş. 

Açılış konserleri her zaman ayrı bir heyecan taşır. O salonun veya o orkestranın “müdavimleri”  birbirleriyle zaman içinde akraba olmuşlardır. Ben de İşSanat konserlerini ilk günden beri izleyen bir dinleyiciyim.

Bu arada, konserden önce aşağıdaki sanat galerisini gezmeyi de unutmayın.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Eski bayramlar 10 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları