Orman işletmeciliği tarihimize bakış - Prof. Dr. Abdi Ekizoğlu
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Orman işletmeciliği tarihimize bakış - Prof. Dr. Abdi Ekizoğlu

14.11.2024 04:01
Güncellenme:
Takip Et:

Cumhuriyet öncesi dönemde, ormanların işletilmesi, yalnızca yararlanma konusu olarak ele alınmıştır. Bu dönemde, orman işletmeciliğini, devlet adına iltizam ve taahhüt yolu ile kişiler, şirketler yapmışlardır. Yapılan ormancılık, bilim çevrelerince “başı boş ormancılık” şeklinde nitelendirilmektedir. Bu konuda, 1920’de çıkarılan 39 sayılı Baltalık Kanunu, ormancılık politikası amaçlarından biri olan halkın orman ürünlerini karşılamak açısından önem taşımaktadır. Yine, Cumhuriyetin ilanından sonra, 1924 yılında 504 sayılı kanun ile orman işletmeciliği gündeme gelmektedir.

Adı geçen yasalar çıkarılmakla birlikte, Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında izlenen özel girişimciliği destekleyen iktisat politikasının 1929-1933 Dünya Ekonomik Bunalımı ile birlikte pek çok alanda, devletin kapsamlı biçimde müdahalesini öngören politikalar izlenmeye başlanmıştır. İktisat politikasındaki bu gelişme doğrultusunda devlet adamlarının ormancılık konusundaki düşünce ve görüşleri de değişmiş ve gelişmiştir. Bunun sonucunda, 1937 yılında 3116 Sayılı Orman Kanunu çıkarılmıştır. Bu yasa ormanlar ve ormancılığı önceki dönemlerden farklı ve modern bir anlayışla ele almıştır. 

Orman işletmeciliğini de etkileyen küreselleşme anlayışı 1980’li yıllardan itibaren ülkemizde de etkisini göstermiş; 1987’de yapılan yasal düzenleme ile devlet ormanlarına ait her çeşit işler ormancılık örgütü tarafından “başkalarına yaptırılır” hükmü getirilmiştir. Daha sonra mevzuatta yapılan düzenlemelerle, ağaçlandırma, orman amenajman planlarının yapımı, orman kadastrosu vb. işler müteahhitlere yaptırılmıştır. Ancak, o yıllarda özel sektörün ormancılık işlerini yapmaya yöneltilmesine ilişkin beklenen sonuç  alınamamıştır.

ÜRETİMDEN TÜKETİME

Küreselleşmenin sürdüğü 2000’li yıllarda kuruluş tarihi açısından gelenekleri ve örgüt kültürü oluşmuş olması gereken ormancılık örgütü, geçmiş yıllarda, zor koşullarda pek çok nitelikli hizmet üretirken hizmet alır konuma gelmiştir.

Öte yandan, ormancılıkta çok yönlü denetim ve bilgi isteyen odun hammaddesi üretiminde daha önceleri sakıncası görüldüğü için sınırlı kullanılan “dikili satış” yönteminden sıkça yararlanılmaktadır. Yine, odun hammaddesi üretiminde, daha da öteye gidilerek teknik ormancılığın temel öğesi olan ve meslek terminolojisi ile “damga” işi hizmet alımı konusu yapılmıştır. 

ORMANCILIĞIN GELECEĞİ

Halbuki, kesilecek ağaçların damgalanması etkinliği anlamına gelen bu hizmet, orman işletmelerinin en temel görevlerindendir. Burada kullanılan “damga çekici”ne öteden beri ormancı teknik elamanın, askerin silahı gibi namusu gözü ile bakılmıştır. Üzerinde durulan etkinliklerin denetimi, ağırlığı biyolojik varlık olan, teknik, ekonomik, sosyal ve kültürel özellikler taşıyan ormancılıkta nasıl gerçekleştirilebilecektir?  

Öte yandan, odun hammaddesi üretimi, son yıllarda hızla artmaktadır. Odun hammaddesi üretiminde görülen artışın, ormanlarımızın yıllık verim gücünün üzerinde olması, mevcut ağaç servetinin faizi yerine, ana sermayeden yararlanıldığını göstermektedir.

Buraya değin açıklanan konulara ve sorunlara ilişkin önerileri aşağıdaki biçimde özetlemek olasıdır.

  • Tarihi zorunluluklar, ormancılığın ve orman işletmeciliğinin özellikleri, ormanın tüm toplum üzerindeki olumlu ve büyük ölçüde önem taşıyan kollektif etkileri değişmediğine göre, yeni uygulamaların, neden olacağı giderilmesi olanaksız yıkımların oluşmaması için uygulamaların durdurulması yerinde olacaktır. 
  • Kıt doğal kaynaklar içerisinde yer alan ormanlarımızın daha da azalması, doğal dengenin bozulması, özellikle ormanca zengin Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yaşanmaması gereken sel ve heyelanlar geçen yıllarda ve günümüzde can yitimi ve maddi kayıplara neden olmaktadır. Aynı bölgede yer alan, Batı Karadeniz Bölgesi’nde ise Zindan, Çangal, Karadere ormanlarının iyi bonitet sınıfı özelliklerini yitirmeleri ile su rejimini ve toprak koruma işlevlerini yerine getirememeleri sonucu, sel ve heyelanlar pek çok yukarı ve aşağı havzalarda daha önce görülmeyen şiddette yıkıcı etkisini göstermektedir. 
  • Etkili yöneticiler, istençlerini uzman ve bilim insanlarının gösterdikleri yolda kullanmak ve ormanların korunması ve geliştirilmesini sağlamayı görev edinmelidirler.
  • Odun hammaddesi üretimi ormancılık biliminin öngördüğü planlama esaslarına göre yapılması, arz-talep dengesizliği durumunda dış alım yoluna gidilmelidir.
  • Meslek ve örgüt kamuoyunun bildiği gibi, “devamlılık ilkesi”, ilk kez ormancılık biliminde benimsenmiştir. Ormancılık etkinliklerinin binlerce yılı etkilediğini işaret eden bu anlayış sadece belirli bir kesim içerisinde kalmamalı, devletin üst yönetim düzeyleri ve genel kamuoyu tarafından da benimsenmelidir.
  • Ormancılık politikasının oluşumu ve uygulanması ile ilgili kurum ve kuruluşları içerisinde yer alan yasama, danışma, teknik organlar ve bilim kurumları işlevli hale getirilmelidir. 
  • Orman varlığının gittikçe azalmasının yaratacağı önemli sorunlardan biri, dünya kurak bölgeler içerisinde yer alan ülkemizde, ormanlarımızın su rejimini düzenleme işlevini yerine getirememesi ve var olan kuraklığın daha da artmasıdır. Bir başkası ise yangınlarla, yanlış uygulamalarla oluşan açık alanlar ve yapılan yasal düzenlemelerle orman rejimi dışına çıkarılan alanların güneş ışınları ile doğrudan karşılaşmasının yaratacağı küresel zeminde ısınma etkisidir.

Bu nedenle, geçmişteki bilgi birikimi ve deneyimleri ışığında ormancılık örgütünün bizzat kendisinin yapacağı ve ülkemizi kapsayacak ağaçlandırma çalışmaları için gereken kaynak ve olanaklar sağlanmalıdır.

Yazarın Son Yazıları

Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025