Türkiye’de demokratik mücadele - Hamza KİE
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Türkiye’de demokratik mücadele - Hamza KİE

22.01.2024 03:00
Güncellenme:
Takip Et:

Türkiye, demokrasiyle yoğrulmuş köklü geçmişini siyasi gölgeler altında kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Demokrasinin temeli olan anayasa, ülkedeki çalkantılarda sadece sarsılmakla kalmayıp neredeyse tamamen çatlamış durumdadır. Anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı, bir devlet için kritik öneme sahipken bu kavramlar Türkiye’de kaotik bir mücadeleye dönüştürülmüş durumdadır.

Ülkede yaşanan sivil darbe, sadece siyasete değil demokrasinin özüne yapılan bir ihanet olarak öne çıkıyor. Anayasa Mahkemesi kararlarının çiğnenmesi, hukukun göz ardı edilmesi, demokrasiye karşı isyanın belirtileridir. Demokrasi, hukuk devleti olmanın özüdür. Türkiye, bu siyasi krizde, yerleşik demokratik değerleriyle çatıştırılıyor.

Özgürlükler, demokrasinin temel taşlarıdır. Ancak, Türkiye’de bu taşlar giderek aşındırılıyor, halkın özgür iradesi kısıtlanıyor. Basın, düşünce ve ifade özgürlüğü, birer gölgeye dönüştürülerek halkın sesi gasp ediliyor. Bir ülkenin gelişimi, ifade özgürlüğünün serbestçe yaşandığı bir ortamda mümkündür. Ancak, Türkiye’de bu ortam giderek zayıflıyor.

Atatürk’ün çağdaş Türkiye’si adeta bir hüzün perdesi altında kayboluyor. Cumhuriyetin temelleri sarsılıyor, modern Türkiye’nin ilkeleri unutuluyor. Türkiye’nin yerleşik demokratik değerleri, iç ve dış politikalarla çatışırken ülke kendi karanlığına gömülüyor.

HUKUK VE ÖZGÜRLÜKLER

Belirtilen sorunlar sadece demokratik bir kriz değil, aynı zamanda insan haklarına ve hukuka yapılmış birer saldırıdır. Türkiye, kendi iç çıkmazlarında dolaşırken geleceğini kendi elleriyle tehlikeye atıyor. Bu zorlu dönemde demokrasiye, hukuka ve özgürlüklere sahip çıkmak bir seçenek değil, bir sorumluluktur.

Türkiye’nin içinde bulunduğu krizden nasıl çıkacağı sadece bir tek adamın değil, tüm halkın iradesine bağlıdır. Demokratik değerleri savunmak bir ülkenin aydınlık yarınlara yürümesinin anahtarıdır. Unutulmamalıdır ki demokrasi bir milletin birlikte yazdığı destansı bir öyküdür ve bu öykünün kahramanları sadece seçilmiş olanlar değil, her bir bireydir.

Daha geniş çaplı olmasına rağmen üzerinde durulan kriz, demokrasiye yönelik meydan okumaların yalnızca birer güncel yansımasıdır. Ancak, bu meydan okumaların altında yatan gerçek, sadece siyasi bir otoritenin saplantılı tutumları değil, aynı zamanda halkın da demokratik değerlere olan bağlılığının bir sınavıdır. 

Anayasal düzenin teminatı olan “anayasalar”, sadece bir hukuki metin değil, aynı zamanda toplumların bir arada var olma iradesinin yansımasıdır. Ancak, günümüz Türkiye’sinde bu irade karanlığın gölgesinde bir çırpınışa dönüşmüş durumdadır. Anayasa Mahkemesi kararlarını reddediş demokrasinin temel direklerinden olan hukukun zayıflamasına ve çürümesine yol açmaktadır.

Bu yozlaşma, demokrasiye karşı yapılan bir darbedir. Demokrasiyi içeriden kemiren bir zihniyetin ürünüdür. Türkiye, demokrasiye müdahalelerle yaralanmış bir ülke olarak bugünkü kara sayfayı mücadele belleğine yazmak zorundadır. Halkın iradesinin, seçilmiş temsilcilerin yetkilerinin budandığı, demokrasi dışı uygulamalara dönüşen bu duruma karşı durma iradesini “kurtuluş savaşı” olarak görmek kaçınılmazdır.

Özgürlüklerin kısıtlanması, demokrasinin nefes almasını engelleyen bir prangadır. Türkiye’de basın özgürlüğünün kısıtlanması, düşünce ve ifade özgürlüğüne getirilen sınırlamalar toplumun nefesini kesen kısıtlamalara dönüşmüştür. Bu prangalar kırılmadan demokratik bir toplumun yeşermesi mümkün değildir.

Türkiye, uygar milletler içindeki konumu; demokratik değerleri benimseyen hukuka saygılı bir ülke olarak güçlenmişken bu değerlerin çürüdüğü ve göz ardı edildiği bir süreçte uluslararası ortamda da zayıflatılmaktadır. Bir ülkenin gücü, sadece ekonomik başarılarla değil, demokratik değerlere olan bağlılıklarıyla da ölçülür. Türkiye, çağdaşlıktan uzaklaştırılarak uluslararası alanda yalnızlaştırılmaktadır.

Atatürk’ün önderliğinde kurulan çağdaş Türkiye, adeta bir anıt gibi ayakta durmaktayken şimdi temelleri sarsılmış, çatlatılmış, yavaşça çökmeye bırakılmıştır. Modern Türkiye’nin ilkeleri unutulmuş, göz ardı edilmiş ve yerini totaliter bir düzenin gölgesine bırakmıştır.

TOPLUMUN İSTEKLERİ

Bu zorlu mücadelenin ortasında, halkın çırpınışı, demokrasiye olan özlemi ve özgürlüklerine sahip çıkma isteği, Türkiye’nin geleceği için bir umut ışığıdır. 

Halkın iradesi, demokrasinin temel taşıdır. Ancak, bu irade birçok zaman siyasi manipülasyonlar ve baskılar altında zayıflayabilir. Türkiye’de yaşananlar, demokrasiye olan inancın ne kadar güçlü olduğunu göstermiştir. Halk, demokratik değerlere, özgürlüklerine ve adaletine sahip çıkarak demokrasiyi yeniden inşa etme arzusunu ortaya koymaktadır.

Bunun temelinde, bireylerin özgürlükleri ve haklarına sahip çıkma isteği yatar. Toplumun farklı kesimlerinden gelen insanlar, demokrasinin sadece bir siyasi sistem değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı olduğunu fark etmiştir. Bu nedenle, demokrasiye geçişin temel taşı, bireylerin demokratik değerlere olan bağlılığı ve sorumluluğudur.

Demokrasiye geçiş, sadece siyasi bir değişim değil, aynı zamanda toplumsal bir dönüşümdür. Halkın çırpınışı, bu dönüşümü başlatmak için atılan bir adımdır. Ancak, bu süreçte halkın desteği ve birliği esastır. 

Bu savaşım, Atatürk’ün kurduğu çağdaş Türkiye’nin temellerine yeniden sahip çıkma isteğidir. Modern Türkiye’nin ilkeleri, demokratik bir toplumda geçerli olacak şekilde halkın iradesiyle yoğrulmalıdır. Bu, sadece geçmişe olan bir özlem değil, aynı zamanda geleceği inşa etme ve kucaklama isteğidir.

Bu zorlu süreçte, birlik ve beraberlik içinde hareket eden bir halk, demokrasiye geçişte karşılaşılan tüm zorlukları aşabilir.           

HAMZA KİE

EĞİTİMCİ, YAZAR

Yazarın Son Yazıları

‘Asgari’ sömürü - Aydın Öncel

Aralık ayının son günlerinde yaşanan “asgari ücret” tartışmalarında gelenek bu yıl da bozulmadı!

Devamını Oku
25.12.2025
İBB davasında yargılama süresi - Hikmet Sami Türk

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) hakkındaki yolsuzluk iddianamesiyle İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 12.12.2025’te başlayan ve ilk duruşmasının 9 Mart 2026 günü yapılmasına karar verilen davada hedeflenen yargılama süresi, mahkeme tarafından en çok 12 yıl 6 ay olarak belirlendi.

Devamını Oku
24.12.2025
Menemen Devrim Şehitleri Anıtı ve Cumhuriyet -

Yunus Nadi: “Kubilay timsalini taziz için ne yapsak yerinde olacağına şüphe yoktur.

Devamını Oku
23.12.2025
Kubilay olayının anlattıkları - Osman Selim Kocahanoğlu

23 Aralık 1930 salı günü, Menemen’de insanlık tarihi- nin en hunhar cinayetlerinden bi- ri işlendi.

Devamını Oku
23.12.2025
Cumhuriyetimizin vazgeçilmez değeri - Azmi Kişnişci

“Eşitlik”, Cumhuriyetin yalnızca hukuki bir ilkesi değil; toplumsal yaşamımızın adalet duygusunu ayakta tutan temel dayanaklarından biridir.

Devamını Oku
22.12.2025
Büyüyen eşitsizlik, yaygınlaşan yoksulluk - Sıtkı Ergüney

Ekonomide; fiyatlar genel düzeyindeki; artış “enflasyon”, gerileme “deflasyon”, duraklama ile birlikte yaşanan artış da “stagflasyon” olarak tanımlanır.

Devamını Oku
20.12.2025
Yenilmezlikler ve dokunulmazlıklar - Cengiz Kuday

Tarih, bazen büyük savaşlarla değil; küçük, sessiz ve ilk bakışta sıradan görünen olaylarla yön değiştirir.

Devamını Oku
20.12.2025
Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma - Prof. Dr. Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025