Fuzuli takıntı...

29 Eylül 2024 Pazar

Rüşvet yüzünden devletler batmıyor. Batsa çoktan batmıştık.

Tarihçi İlber Ortaylı bile ev aldığında tapuda verdiğini ifşa etmişti.

Her ulusun kutsal gerçekleri var.

Bu gerçekleri örneğin ya büyük Atatürk üzerinden hatırlamalı ve “Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ve mensuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat medeniyet tarikatıdır” diye iman etmeliyiz ya da örneğin, divan şairimiz Fuzuli’nin (1494-1556) Şikâyetname’sini okuyup hayata yeniden sarılmalıyız.

Bu yıl, Fuzuli’nin de 530. doğum yılı. Bizde anan yok. Zaten gerek de yok.

Fuzuli hayatımızda ve dilimizde hâlâ yaşıyor.

***

Bağdat’ın fethi dolayısıyla Kanuni’ye yazdığı “methiyename” için kendisine 9 akçelik maaş ödülü bağlanmıştı.

Elinde maaş beratı maliye dairesine gitti. Kılık kıyafeti ve kırçıl sakalıyla memurların ilgisine layık olamadı. Maaşını bağlatamadı.

O da oturdu, her satırı hâlâ geçerli ünlü “Şikâyetname”sini yazdı.

“Selam verdim. Rüşvet değil diye almadılar.

Hüküm gösterdim, faydasızdır diye iltifat etmediler.

Gerçi görünürde itaat eder gibi davrandılar.

Ama bütün sorduklarıma hal diliyle karşılık verdiler.

Dedim: Ey arkadaşlar, bu ne yanlış iştir, bu ne yüz asıklığıdır?

Dediler: Bizim âdetimiz böyledir.

Dedim: Benim riayetimi gerekli görmüşler ve bana tekaüt beratı (emeklilik belgesi) vermişler ki ondan her zaman pay alam ve padişaha gönül rahatlığı ile dua kılam.

Dediler: Ey zavallı! Sana zulüm etmişler ve gidip gelme sermayesi vermişler ki, daima faydasız mücadele edesin ve uğursuz yüzler görüp sert sözler işitesin.

Dedim: Beratımın gereği niçin yerine gelmez?

Dediler: Zevaittir (karşılıksız), husulü mümkün olmaz.

Dedim: Böyle evkaf zevaitsiz olur mu?

Dediler: Asitanenin (İstanbul) masraflarından artarsa bizden kalır mı?

Dedim: Vakıf malın dilediği gibi kullanmak vebaldir.

Dediler: Akçamız ile satın almışız, bize helaldir.

Dedim: Hesaba alsalar bu tuttuğunuz yolun fesadı bulunur.

Dediler: Bu hesap, kıyamette sorulur.

Dedim: Dünyada dahi hesap olur, haberin işitmişiz.

Dediler: Ondan dahi korkumuz yoktur, kâtipleri razı etmişiz.

Gördüm ki sualime cevaptan başka nesne vermezler.

Ve bu berat ile hacetim kılmağın reva görmezler.

Çaresiz mücadeleyi terk ettim.

Ve mey’us ü mahrum guşe-i uzletime (kederli ve yoksun yalnızlık köşeme) çekildim.”

TÜRKİYE YÜZYILI!

O dönem şanlı Kanuni Sultan Süleyman yüzyılı idi. Şimdi ise neyin nesi kimin fesi olduğu belirsiz bir sisteme binmiş Türkiye Yüzyılı’nı “idrak” ediyoruz.

Yeni bir şikâyetname yazmaya gerek yok.

Fuzuli’nin 15. yüzyılda yaşadığı gerçeği şimdi kıt kanaat yaşamaya çabalayan, maaşına zam bekleyen milyonlarca emekli, işsiz, çaresiz 7/24 yaşıyor.

***

Rüşvet damardan Arapça bir sözcük. Yerli milli değil. Bizim devletimizle bir ilgisi yok. Bu keyfiyeti CHP lideri New York’ta bizzat teyit etti.

Bu da zaten öteden beri “devlet adamlığı”nın gereğidir. Ülkeye dönünce de politikacılığın gereğini yerine getirdi:

“Eğer rüşvet vermeye yeltenen birileri varsa Türkiye’ye en büyük kötülüğü yapmıştır. Onların da cezalarını çekmesi gerekir.”

Nokta.

***

Nokta dedik ama rüşvete Kuranıkerim bile nokta koymamış.

6326 ayetinden hiçbirinde “rüşvet” sözcüğü geçmiyor.

Diyanet İslam Ansiklopedisi de bu gerçeğe dikkat çekiyor. Rüşvetin mealen bazı ayetlere ve hadislere göre yasak olduğunu belirtmekle yetiniyor.

Kamu görevlisine takılan takılar rüşvet sayılır mı diye rüşvet gündemini açmıştık.

New York belediye başkanına sağlanan avantalar yerli milli avantalar rüşvet sayılır mı tartışmasıyla bu salı açılacak TBMM sezonu ile devam edeceğiz.

Takı takmakla ilgili geçiş taksimini de “hediye” konusunda en gerçekçi ölçüyü belirten mafyanın anavatanından bir yazara (Antonio Porchia) bırakmak en doğrusu:

“Ben sana neyi, neden hediye ettiğimi çok iyi biliyorum. Ama sen bu hediyeyi neyin karşılığı ve ne olarak kabul ediyorsun, benim bunu bilmem çok zor!”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hasetle hasretle Demirel 8 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları