Helal su, besmelesiz et

15 Ekim 2017 Pazar

Çok şükür soru sormak sadece mekruh. KHK ile yasaklanmış da değil. Her ihtimale karşı biz yine de, sayıları ürkütmeden sayılamayacak kadar mebzul ve meçhul imam hatipli başdanışmalarına soralım:
“THY’nin iç ve dış hat seferlerinde yolculara ikram edilen kaynak sularının etiketlerinde ‘Helal’ yazısı yer alıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi damgalı bu suları ‘Helal’ yapan nedir?”

***

“Ümmetin Önderi” sıfatını aldı kabul etti. Artık her türlü helal - haram sorumluluğundadır.
Ki iktidar olur olmaz, “AB’ye girme aşkına” zinayı suç sayan Türk Ceza Kanunu’nu değişirdi. “Harama uçkur çözmeyi” cezasız bıraktı.
Yüce Tanrı’dan niyaz edelim de ülkemizde 15 yıldır harama çözülen tüm uçkurların günahı onun “amal defteri”ne yazılmasın!..

***

Suyun bile helali haramı ile ilgilendiği halde, acaba bula bula et satın almak için neden gidip Ortodoks Sırpları buldu?
5 bin ton et satın alma anlaşmasını imzalarken yoksa daldı mı? İnşallah yine yanıltılmış değildir!
Boşnak katliamı nedeniyle liderleri “kasap” ve “dindar - kindar” sıfatı ile anılıyor. Ortodoks Sırbistan ile yaptığı et ve muhabbet alışverişi ABD ile yaşadığmıız krize rastladı. Belli ki “besmelesiz kesilen etin haram sayılabileceği” ihtimalini atladı.
“İhtimal” diyoruz. Çünkü, “Şafiilik” gibi kimi “hak mezhepler” besmelesiz kesilen etin haram sayılmayacağını savunuyor. Eti yerken çekilen besmelenin eti helal hale getireceğini savunuyor.
Ülkemizde Sünni Hanefiler çoğunlukta. Acaba “Şafii”liğe dümen mi kırıyoruz?

***

Sırbistan jest yapıp kasaplarına kesim sırasında besmele çektirebilir veya belli sayıda kasabı Müslüman yapabilir mi? Ama bildiğimiz Sırplar 5 bin ton et için sünnet olmayı kabul etmez!
Çözüm, Türkiye’den atanacak müftülerdir.
Nikâh “kıymaya” hazırlanan müftülerimiz, Sırp mezbahalarında “kesim” gözlemiyle bir tür staj da yapmış olacaklardır.

***

Bizde şimdilik ve çok şükür FETÖ ve PKK kadar etkili ve güçlü değilller. Güçlenmeleri de yakın bir gelecekte mümkün görünmüyor. Çünkü et yemedikleri için güç kazanmaları yavaş oluyor.
Kendisini inanan diye tanımlayan kesim için en ağır küfürlerden biri “besmelesiz” deyimidir.
“Besmelesiz” etten uzak durmanın en kestirme yolu ise vejetaryenliktir.
Vejetaryenler daha çok ve genellikle kadınlardır.
Nedeni, annelik güdüsü olabilir. Kesilip yenilen sığırların, koçların, koyunların aslında zamanında birer süt kuzusu ve süt danası olmalarıdır.
Vejetaryenler, eti sevmediklerinden değil, hayvanlara olan merhametlerinden yemediklerini söylüyorlar.
Ama et yemeye asıl itirazları başka bir nedenle:
Et yeme ile saldırganlık arasında çok sıkı bir ilişki var deniyor.
Tabiata bakın, diyorlar, saldırgan hayvanların hepsi et yiyor. Et yedikleri için de saldırıyorlar. Ot yiyen bir yaratığın saldırdığı görülmemiştir. Geyikten tavşana, filden zürafaya bir ot yiyicinin saldırması görülmüş hadise değildir. Ama aslanı, kaplanı, kurdu, hatta bir kediyi düşünün, bir parça et için bile vahşileşebiliyor.
Madem et ile şiddet hatta melanet arasında güçlü bir bağ var; PKK ile FETÖ’cü teröristler veya kadınlara şiddet uygulayanlar acaba çok et yedikleri için mi öyleler?
Saldırgan siyaset ile barışçı politika arasında bir bağ var mı?
Dünyada kişi başına et tüketiminde yılda 120.2 kg ile ABD birinci sırada.
En sonuncu ise Bangladeş, 4 kg.
Birçok dinsel kaynak, Hz. Ali’nin “40 gün et yemeyenin ahlakı bozulur” diye buyurduğunu belirtiyor. Ama yiyenin daha çok bozuluyor!
Acaba genel ahlak düzeyinde bir bozulma mı teşhis etti de alelacele gidip Sırplardan et almaya karar verdi?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hasetle hasretle Demirel 8 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları