Tespih

23 Ağustos 2020 Pazar

Reyiz, doğalgazın mürüvvetini 2023’te göreceğimizi ilan etti.

Keşke Cumhurbaşkanlığı amblemi ile imzasını taşıyan poşetlerde evlere maske ve kolonya dağıttığı gibi, şimdi de 99’luk tespih dağıtsa..

Ya sabır!!..” çekmemiz için.

*

CHP Reisi de aynı saatlerde, ya “asrın müjdesi”ni sabote etmek ya da partisindeki solcuyu - sağcıyı dellendirmek için, bırakın bu işleri anlamında kestirip attı:

Sağ - sol kavramları 18. yüzyıla aittir! 21. yüzyıl sorunlarına uymaz!

Tespih “La havle..” çekmek için CHP’liler için de çok elzem.

*

Dindar ve kindar neslin tahkim edilmesi için de gerekli, badem bıyıklı kitleyi takviye için de.

Ayrıca “dindar ve kindar nesil” için ise türban kadar mübarek bir aksesuvar.

*

Elbette bir de Covid-19 aşısı bekliyoruz. Bunun için de sabır tespihi gerekiyor.

*

Çekeceğiz..

Sesimiz elveriyor kalbimiz de yatkınsa “Tanrı dert verip çektirmesin!” diye dua da edeceğiz.

Elbette yaşı “Covid”e en müsait olanlarımız, oyalanmak için şarkı da söyleyebilirler:

Baharı görmeden, yaz geldi geçti!

Annelerin gelin olmadığı yılların o hüzünlü şarkısını en yürek sızlatan tınısıyla Mualla Mukadder Atakan Hanım okurdu:

Gezdiğim dikenli aşk yollarında

Elimden bir kırık saz geldi geçti

Kara talihimden yine bu yıl da

Baharı görmeden yaz geldi geçti

Adını andıkça titrerim hâlâ

Var mı benim gibi aşka müptela

Muhabbet denilen püsküllü bela

Sanmayın başımdan az geldi geçti

Simetrik ve eksantrik 2020 yılının belası da elbette püsküllü olacaktı. Koronavirüs, adının ilhamıyla “taç” olup insanlığın başına kondu!..

*

Bir başka püsküllü evrensel bela da “küresel ısınma”. Kırk yıl önce dünyanın gündemine girdi.

Yavaşlatılmış bir tür kıyamet.

Aşısı maşısı yok. Küresel ısınmaya fosil yakıtlar, karbon içeren kömür, petrol ve doğalgaz gibi doğal diye nitelenen enerji kaynakları yol açıyor.. Bunların yerine güneş, rüzgâr ve başkaca yenilenebilir kaynaklar öneriliyor. Yeşil katliamının durması, kentlerin betona boğulmaması, ama kulak veren yok. Her millet kendi can derdinde.

Adı ile birlikte kaybolup gitmiş Yeni Yüzyıl gazetesi yıllar önce küresel tehlikeyi manşet yapmıştı:

Hazirana kadar mevsim sonbahar.

Politik bir gazete olduğundan manşetiyle cinas yapıyor diye düşünenler oldu:

Öyle ya, hazirana kadar siyasetten umut yoksa, “Ayva sarı, nar kırmızı sonbahar” demektir.

Sendikalar dahil her şey sararıyor, bazılarının ayvayı yemesi ve nar taneleri gibi ortalığa saçılması kaçınılmaz, diye yorumlandı.

Ama erteği gün gökler boşaldı ortalığı sel aldı da o manşetin politik değil meteorolojik değil politik olduğunu düşünenler yanıldı.

*

Damat Bey, doğalgazın keşfinin Türkiye için “eksen değişikliği” olduğunu ilan etti. Bu, biraz boyundan büyük bir söz. Dileriz kayınpederden azar işitmez.

Gaz ile para pul ile eksenin değişmeyeceğini birisinin ona söylemesi gerekiyor.

Eksen değişikliğinin, zaten 18 yıldır devam eden bir süreç olduğunu ve Ayasofya’yı açıp hutbelerin elde kılıç okunmasıyla yeni bir aşamaya zaten gelindiğini hatırlatması gerekiyor.

*

Ülkelerin “eksenleri” ile “gerçeklere” gelince...

- Zorbalık saygı görmediği ve gücünü kaybettiği ölçüde baskısını artırır.

- Fetihleri seven bir ulus yalnız şan ve şeref peşine düşer. Sonunda kendi yasalarını hor görür.

- Bir ulusun en tehlikeli düşmanı kendi hükümetidir.

- Mesele, bir ulusu, mutlu etmek değil, mutsuzluğa düşmesini önlemektir.

- Nerede büyük mal - mülk sahipleri varsa orada yoksuldan geçilmez.

- Mutsuz bir halk yurdunu sevmez. Hiçbir şeyi sevmez.

Bir cumhuriyet kurmak istiyorsanız, önce halkı kemiren, bozan güvensizlikten ve yoksulluktan kurtarmaya bakın.

*

Bu satırların tövbe bizimle ilgisi yok.

Yazarı, 28 Temmuz 1794 tarihinde 27 yaşında iken giyotinde can veren bir Fransız aydını Louis de Saint Just.

Bizim gazeteciler, muhalif siyasetçiler çok şanslı.

Giyotin de zaten ne milli ne de yerli.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erdoğannâme... 14 Nisan 2024
At binenin 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları