Deprem, devlet ve TSK: Birkaç stratejik sonuç
Ahmet Yavuz
Son Köşe Yazıları

Deprem, devlet ve TSK: Birkaç stratejik sonuç

03.04.2023 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Depremin yarası büyük oldu. Ortaya çıkan en büyük sonuç, devletin ve halkın hazırlıksızlığı oldu. Bilimin ve ahlakın rehberliğini bir yana bırakma, bunun sonucu olarak plansız şehirleşme ve günübirlik yaşama, esas sorunları çözebilmek için uygarca tartışmak yerine kavga etme, çağdaş yaşamla bağımızı kopardı. 

Bu genel çıkarıma ilişkin her ilgili kendi üstüne düşeni doğru analiz etmez ve alınması gereken önlemler konusunda yapısal adımlar atılmazsa gelecekte çok daha büyük yıkıma ülke olarak hazır olmalıyız.

Fay hatlarının varlığını ve olası etkilerini dikkate almadan depreme hazırlık ve sonrasında yaşananları merkeze alarak konuyu ele aldığımızda devletin bu son depreme ilişkin iki büyük hatasını kolaylıkla saptayabiliriz. 

DEVLETİN YANLIŞLARI

Hukuki boyutta göz alıcı ama pek dikkate alınmayan husus yasa yapıcıların hatasından kaynaklıdır. Kabul edildiği 1959’dan bu yana TSK’ye doğal afetlerde görev veren 7269 sayılı yasa yürürlükteyken, 5902 sayılı yasa ile kurulan AFAD’ın hazırladığı Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) gereği, MSB’nin (haliyle TSK) ana çözüm ortağı olmaktan çıkarılması ve sadece destek çözüm ortağı olarak nitelenmesidir. 

Bu yasal düzenleme sonucu ortaya çıkan durumun TSK’nin hazırlıklarını olumsuz etkilediği açıktır. TSK, depremin ilk iki günü Hava Kuvvetleri’nin ulaştırma uçakları bir kenara koyulursa ciddi bir yardım katkısı yapmamıştır/yapamamıştır. Hatta öyle ki depreme maruz kalan 11 ilin 10’unda mevcut askeri birlikler dahi çalışmalara etkin olarak katılmamış ya da gecikmeyle katılmışlardır. Tabii bunda, ilgili valiliklerce yapılması gereken planlamaların etkisi vardır; belli ki onlar da TAMP’ı esas almış, hiçbiri elindeki askeri gücü kullanamamıştır. Ayrıca 5902 sayılı yasa 2009 tarihli olmasına rağmen yönetmelik ancak 2021’de çıkarılmış, TAMP ise 2022’de onaylanarak yürürlüğe konmuştur. Devletin TSK’yi ana çözüm ortağı olmaktan çıkarması stratejik bir hatadır.

İkinci stratejik hata, AFAD’ın TAMP’ı yaparken esas aldığı varsayımdır. Plan, bir ilde afet olacağı ve çevre illerin de o ile yardım edeceği varsayımına dayandırılmış. Oysa görüldüğü gibi deprem 11 ili birden etkilemiştir. Hatay’a geç yardım gitmesinde bir etken de bu tercihten kaynaklıdır. Plana göre Hatay’a yardım edecek iller Adana, Osmaniye, Kahramanmaraş, Gaziantep, Kilis olarak sıralanmış. Oysa bu illerin tamamı depremden etkilenmiştir. Plan, fay hatlarının olası etkileri dikkate alınarak yapılsaydı, hata yapılmamış olurdu.

TSK’YE İLİŞKİN YANLIŞLAR

Önce şu hususu belirtelim: TSK’den beklenen afet anında gecikmeden halkın yanında olması, yasalara uygun olarak gerektiğinde asayiş görevleri yapması, sınırları koruması, gerektiğinde savaşması ve savaşa hazır olarak caydırıcılık sağlamasıdır. Yasalarda ne yazdığı sıradan insanı ilgilendirmez, o kendisine yardım yapılıp yapılmadığına bakar. 

Depremde, zamanlama boyutuyla görevin tam olarak yerine getirilmediğine tanıklık ettik. Bunun iki temel sebebi var. Birincisi yukarda yer verdiğimiz TAMP’ta, kendisine destek çözüm ortağı rolü verilmesinden kaynaklıdır. Buna göre, istendiğinde personel, araç ve gereci göndermekle yükümlüdür. Ellerinde eskiden olduğu gibi Doğal Afet Yardım Planı (DAFYAR) var mıydı? Bilmiyoruz. Plan yoksa hazırlık da yok demektir. Bu noktada, MSB’nin 7269 sayılı yasadan kaynaklı sorumluluğunun (Mülki amirin afet durumunda talebi halinde ilgili birlik komutanının kendi amirine dahi danışmadan gereken katkıyı vermesi) ortadan kaldırılıp kaldırılmadığını ilgililere sorması gerekiyordu. Bunu da bilmiyoruz...

Diğer stratejik hata ise 2016 sonrası sağlık ordusunun lağvı başta olmak üzere yapılan düzenlemeler oldu. Bunlar TSK’nin etkinliğini kısıtladı. 

2019 yılında askerlik süresinin kısaltılması ve bedelli askerlik uygulamasına geçilirken kaynak fazlası nedeniyle bu uygulamanın tercih edildiğini, herhangi bir zafiyetin söz konusu olmayacağı açıklanmıştı. Oysa deprem sonrası TSK’nin geciktiğine ilişkin eleştirilere Milli Savunma Bakanı Akar’ın verdiği yanıt, dört yıl önce yapılan düzenlemelerin zafiyete yol açtığını örtük bir şekilde ortaya koymaktaydı: “Uzaktan böyle ahkâm kesmekle olmuyor. Hududu kim koruyacak, Suriye’de kim kalacak? Suriye’yi mi boşaltacağız? Görmek istemeyen körler ve duymak istemeyen sağırların amacı farklı, bizim derdimiz farklı.” (Hürriyet, 28 Şubat 2023) 

Oysa sorun, yukarıda temas ettiğimiz hususlardan dolayı, kendisini de aşmaktaydı.

Tutarlı ve haklı eleştirileri düşmanlık olarak görmek de göstermek de yanlıştır. Son yıllarda devlette böyle bir dil oluştu. Sanki icraatlarını övenler milletten, yerenler başka bir millettenmiş gibi... Yıkıcı ve bölücü bir dil... Uzak durulması gerekir!

Önümüzdeki seçimde, esas olarak, önemli ölçüde kaybolduğunu düşündüğüm bilim ve ahlakın rehberliğini, devlet hayatının merkezine koyup koymamayı oylayacağız... 

Yazarın Son Yazıları

Sakarya’dan Afyon’a

Sakarya’dan Afyon’a

Devamını Oku
28.08.2023
Stratejik körlük

Stratejik körlük

Devamını Oku
14.08.2023
Adem Huduti’nin suçu ne?

Adem Huduti’nin suçu ne?

Devamını Oku
31.07.2023
Yeni vesayet odağı

Yeni vesayet odağı

Devamını Oku
17.07.2023
Wagner dersi

Wagner dersi

Devamını Oku
03.07.2023
Demirel

Demirel

Devamını Oku
19.06.2023
Yanlış tasarımın bedeli

Yanlış tasarımın bedeli

Devamını Oku
05.06.2023
Seçimi kazanmak mümkün

Seçimi kazanmak mümkün

Devamını Oku
18.05.2023
Fanteziye yer yok

Fanteziye yer yok

Devamını Oku
01.05.2023
Küçük dilimi yutacaktım

Küçük dilimi yutacaktım

Devamını Oku
17.04.2023
Deprem, devlet ve TSK: Birkaç stratejik sonuç

Deprem, devlet ve TSK: Birkaç stratejik sonuç

Devamını Oku
03.04.2023
18 Mart’ın anlamı

18 Mart’ın anlamı

Devamını Oku
20.03.2023
Aktif fay hatları

Aktif fay hatları

Devamını Oku
06.03.2023
Yetkin aklı egemen kılmak

Yetkin aklı egemen kılmak

Devamını Oku
20.02.2023
Millet İttifakı’nın beyanları

Millet İttifakı’nın beyanları

Devamını Oku
06.02.2023
Seçimde ne oylanacak

Seçimde ne oylanacak

Devamını Oku
23.01.2023
Suriye-Ukrayna aksı

Suriye-Ukrayna aksı

Devamını Oku
09.01.2023
Kocatepe’yi saran ruh

Kocatepe’yi saran ruh

Devamını Oku
26.12.2022
Tercihlerin ve dayatmaların bedeli

Tercihlerin ve dayatmaların bedeli

Devamını Oku
12.12.2022
Dış politika dönüşümü

Dış politika dönüşümü

Devamını Oku
28.11.2022
Devletin yeniden yapılandırılması ihtiyacı

Devletin yeniden yapılandırılması ihtiyacı

Devamını Oku
14.11.2022
Mahir Ünalgiller

Mahir Ünalgiller

Devamını Oku
31.10.2022
Savaşın kaybedeni Avrupa’nın arayışı

Savaşın kaybedeni Avrupa’nın arayışı

Devamını Oku
17.10.2022
Dolaylı savaş

Dolaylı savaş

Devamını Oku
03.10.2022
Kürt sorunu ve uluslararası boyut

Kürt sorunu ve uluslararası boyut

Devamını Oku
19.09.2022
Kürt sorununda AKP’nin yıkıcı adımları

Kürt sorununda AKP’nin yıkıcı adımları

Devamını Oku
09.09.2022
Kürt sorunu var mı?

Kürt sorunu var mı?

Devamını Oku
08.09.2022
Kahramangiller!

Kahramangiller!

Devamını Oku
05.09.2022
Suriye’den çıkış stratejisi

Suriye’den çıkış stratejisi

Devamını Oku
22.08.2022
‘Büyük Savaş’ kaçınılmaz mı?

‘Büyük Savaş’ kaçınılmaz mı?

Devamını Oku
08.08.2022
Lozan’ı anarken

Lozan’ı anarken

Devamını Oku
25.07.2022
Sağım solum ezber

Sağım solum ezber

Devamını Oku
11.07.2022
Sığınmacıları kaldıraca dönüştürmek

Sığınmacıları kaldıraca dönüştürmek

Devamını Oku
27.06.2022
Çatışmadan kaçınmak

Çatışmadan kaçınmak

Devamını Oku
13.06.2022
28 Şubat algısı ve yargısı

28 Şubat algısı ve yargısı

Devamını Oku
30.05.2022
"Biz ideali ve imanı götürüyoruz” diye başlayan yolculuk

.

Devamını Oku
19.05.2022
İçerde ve dışarda savaş

İçerde ve dışarda savaş

Devamını Oku
16.05.2022
Dip dalga büyüyecek

Dip dalga büyüyecek

Devamını Oku
11.05.2022
Savaşın gidişatı

Savaşın gidişatı

Devamını Oku
02.05.2022
İki büyük sorun

İki büyük sorun

Devamını Oku
18.04.2022