Sığınmacıları kaldıraca dönüştürmek
Ahmet Yavuz
Son Köşe Yazıları

Sığınmacıları kaldıraca dönüştürmek

27.06.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Ülke zor bir süreçten geçiyor. Ekonomik durumun ağırlığı gün geçtikçe daha çok kendini hissettiriyor. Sorunu yaratan, yaptığı tercihlerle AKP’nin kendisi olduğu için çözümün merkezi artık olamaz.

Muhalefetin de henüz sorunlara bütüncül bir çözüm önerdiği ileri sürülemez. Çözümü parlamenter sisteme dönüşte aramak doğru olsa da tek başına bir sistem değişikliği çözüm olamaz. Çözüm aracıdır. Ancak AKP’nin yarattığı sorunların tamamının gerisinde ve bugünkü ekonomik krizin ardında siyasi iktidarın ülkeyi parlamenter sisteme göre yönettiği yıllardaki adımları yatıyor: FETÖ’yü palazlandırması ve darbe girişimi, Suriye’de ABD ile rejim değiştirme gayreti içine girilmesi ve askeri operasyonlar, açılım denemesi, özelleştirmeler, yatırım hataları, kutuplaştırma vb.

Hiçbir demokratik ülkede örneği olmayan, şaibeli bir halk oylamasıyla kabul edilen anayasa değişikliği sözüm ona kuvvetler ayrılığını güçlendirecekti. Tam tersi oldu. Tam bir kuvvetler birliğine dönüştü. Özellikle hukuk alanında parlamenter sistemin sunduğu güvenceden çok daha geriye düştü. Esasında her konuda devlet tıkandı. Yukardaki sorunlara ek olarak milli egemenliğin merkezi olan Meclis de işlevsiz kılındı!

Esasen sorunun geri planında kötü yönetim vardır ve mevcut “cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi” de bunda ek etken olmuştur. O halde sorunlar sadece bir sistem değişikliğiyle çözülebilir değildir. Partiler/ittifaklar sadece demokrasi söylemiyle ve liyakat sahibi kadrolarıyla değil aynı zamanda önerdikleri programlarıyla da çözümü ortaya koymalıdır.

Ekonomik krizle kuvvetli bağı olduğunu düşündüğüm sığınmacı ve Suriye politikası da bunun öncelikli bir parçasıdır. Çünkü doğru ve kuvvetli bir irade ortaya konduğu takdirde bu sorunun kısa/orta vadede çözümü vardır. Ekonomik krizi atlatmada potansiyeli bulunmaktadır. Bu özellikleriyle kaldıraç işlevi görebilir. Sorunun ekonomik boyutu dikkate değerdir.

Öncelikle verilere göz atalım.

Zafer Partisi’nin kamuoyuyla paylaştığına göre 2000 yılında sığınmacı sayısının ülke nüfusuna oranı yüzde 2 iken 2020 yılında bu oran yüzde 7’ye ulaşmıştır. 2012-2021 yılları arasında sadece Suriyeli sığınmacılara iç kaynaklardan harcanan 84 milyar ABD Doları düzeyindedir. Ek kayıplarla (sığınmacı sayısı farklılığı, kaçak çalışanların vergi kaybı, kredi faizleri vb.) bu rakam 103 milyar ABD doları düzeyinde hesaplanmaktadır. AB ve BM’den gelen 12.5 milyar ABD Doları tutarındaki yardım düşüldüğünde 90 milyar ABD Doları etmektedir.

Yıllık 10 milyar dolar...

Bu rakamlara askeri harcamalar dahil değildir. Askeri giderler TSK harcamaları yanında ordulaştırılan muhalif grup giderlerini de kapsamakta ve toplamının ne olduğu bilinmemektedir. Eğer Suriye politikası tersine çevrilebilir ise üç boyutlu bir tasarruf sağlanması söz konusu olacaktır.

İlk olarak Suriyeli sığınmacıların devlete yükü bir iki sene zarfında sıfırlanamasa bile büyük ölçüde ortadan kaldırılır. Mevcut yardımlar AB ve BM yardımları düzeyine indirilerek büyük kaynak israfı önlenir.

İkinci olarak Türk ordusunun bölgede kontrol altında tuttuğu bölgeler kademeli olarak daraltılır ve önemli ölçüde tasarruf edilir. Muhalif grupların da...

Belki de en büyük kazanç, bölgenin yeniden inşasında görev alacak Türk şirketlerinin gelirleri olacaktır.

Bu çözüm, elbette tek başına ülkenin ekonomik darboğazdan çıkmasını sağlamaz. Ama önemli bir adım olur.

Yeni Suriye politikası ulusal çıkarlara uygun olarak nasıl hayata geçirilebilir?

Bunun ilk adımı mevcut rejimle oturup uzlaşmaktır. Bu adım, Rusya’dan, İran’dan, AB’den, Arap ülkelerinden ve Çin’den büyük destek görür.

ABD, İngiltere ve İsrail’in karşı çıkması beklenir. Buna direnmek gerekir.

Suriye’nin iç işlerine karışmak Türkiye’nin işi olamaz ancak bu ülkede artık eski yapının yeniden tesis edilmesi olanaksız görünmektedir. Bu yüzden, parçalı özerk yapılar da içerse, Suriye’nin toprak bütünlüğünü, siyasi birliğini ve egemenliğini, sınırlarında merkezi devletin kuvvetli otoritesini sağlayacak bir yapı kurulmak zorundadır.

Türkiye’nin kararlılığı PYD/YPG’yi Suriye rejimiyle ortaklığa yöneltecektir. Bu, ABD’nin de bölgeden dışlanması demektir.

Hatalarımız sonucu üç parçalı da olsa sınırlarını merkezi devletin ordusunun koruduğu bir Suriye...

Değerlendirilebilirse sığınmacılar ve Suriye sorununun çözümü kaldıraç olabilir...

Aksi halde, ataları, Eve lazım olan camiye haramdır diyen bir halkın çocukları, elde kalanı da sığınmacılara yedirmeye ve daha da fakirleşmeye; kimliği kaybetme riskini almaya ve sınırlarının güneyinde parçalanmış bir ülkenin sorunlarıyla enerji kaybetmeye hazır olmalıdır.

Bütüncül programın ilk adımı bağırıyor...

Yazarın Son Yazıları

Sakarya’dan Afyon’a

Sakarya’dan Afyon’a

Devamını Oku
28.08.2023
Stratejik körlük

Stratejik körlük

Devamını Oku
14.08.2023
Adem Huduti’nin suçu ne?

Adem Huduti’nin suçu ne?

Devamını Oku
31.07.2023
Yeni vesayet odağı

Yeni vesayet odağı

Devamını Oku
17.07.2023
Wagner dersi

Wagner dersi

Devamını Oku
03.07.2023
Demirel

Demirel

Devamını Oku
19.06.2023
Yanlış tasarımın bedeli

Yanlış tasarımın bedeli

Devamını Oku
05.06.2023
Seçimi kazanmak mümkün

Seçimi kazanmak mümkün

Devamını Oku
18.05.2023
Fanteziye yer yok

Fanteziye yer yok

Devamını Oku
01.05.2023
Küçük dilimi yutacaktım

Küçük dilimi yutacaktım

Devamını Oku
17.04.2023
Deprem, devlet ve TSK: Birkaç stratejik sonuç

Deprem, devlet ve TSK: Birkaç stratejik sonuç

Devamını Oku
03.04.2023
18 Mart’ın anlamı

18 Mart’ın anlamı

Devamını Oku
20.03.2023
Aktif fay hatları

Aktif fay hatları

Devamını Oku
06.03.2023
Yetkin aklı egemen kılmak

Yetkin aklı egemen kılmak

Devamını Oku
20.02.2023
Millet İttifakı’nın beyanları

Millet İttifakı’nın beyanları

Devamını Oku
06.02.2023
Seçimde ne oylanacak

Seçimde ne oylanacak

Devamını Oku
23.01.2023
Suriye-Ukrayna aksı

Suriye-Ukrayna aksı

Devamını Oku
09.01.2023
Kocatepe’yi saran ruh

Kocatepe’yi saran ruh

Devamını Oku
26.12.2022
Tercihlerin ve dayatmaların bedeli

Tercihlerin ve dayatmaların bedeli

Devamını Oku
12.12.2022
Dış politika dönüşümü

Dış politika dönüşümü

Devamını Oku
28.11.2022
Devletin yeniden yapılandırılması ihtiyacı

Devletin yeniden yapılandırılması ihtiyacı

Devamını Oku
14.11.2022
Mahir Ünalgiller

Mahir Ünalgiller

Devamını Oku
31.10.2022
Savaşın kaybedeni Avrupa’nın arayışı

Savaşın kaybedeni Avrupa’nın arayışı

Devamını Oku
17.10.2022
Dolaylı savaş

Dolaylı savaş

Devamını Oku
03.10.2022
Kürt sorunu ve uluslararası boyut

Kürt sorunu ve uluslararası boyut

Devamını Oku
19.09.2022
Kürt sorununda AKP’nin yıkıcı adımları

Kürt sorununda AKP’nin yıkıcı adımları

Devamını Oku
09.09.2022
Kürt sorunu var mı?

Kürt sorunu var mı?

Devamını Oku
08.09.2022
Kahramangiller!

Kahramangiller!

Devamını Oku
05.09.2022
Suriye’den çıkış stratejisi

Suriye’den çıkış stratejisi

Devamını Oku
22.08.2022
‘Büyük Savaş’ kaçınılmaz mı?

‘Büyük Savaş’ kaçınılmaz mı?

Devamını Oku
08.08.2022
Lozan’ı anarken

Lozan’ı anarken

Devamını Oku
25.07.2022
Sağım solum ezber

Sağım solum ezber

Devamını Oku
11.07.2022
Sığınmacıları kaldıraca dönüştürmek

Sığınmacıları kaldıraca dönüştürmek

Devamını Oku
27.06.2022
Çatışmadan kaçınmak

Çatışmadan kaçınmak

Devamını Oku
13.06.2022
28 Şubat algısı ve yargısı

28 Şubat algısı ve yargısı

Devamını Oku
30.05.2022
"Biz ideali ve imanı götürüyoruz” diye başlayan yolculuk

.

Devamını Oku
19.05.2022
İçerde ve dışarda savaş

İçerde ve dışarda savaş

Devamını Oku
16.05.2022
Dip dalga büyüyecek

Dip dalga büyüyecek

Devamını Oku
11.05.2022
Savaşın gidişatı

Savaşın gidişatı

Devamını Oku
02.05.2022
İki büyük sorun

İki büyük sorun

Devamını Oku
18.04.2022