Barbarlar
Ataol Behramoğlu
Son Köşe Yazıları

Barbarlar

10.12.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

İzlenebilecek bir film arayışında TV kanallarında gezinirken Güney Afrikalı-Avusturyalı romancı John Maxwell Coetzee’nin aynı adlı romanından sinemaya aktarılmış “Barbarları Beklerken”e rastladım.

Kitabı okuduğumu anımsıyorum. Fakat filmi izlerken aklımda konunun sadece en kalın çizgilerinin kalmış olduğunu gördüm. Demek ki hem onu tekrar hem de Coetzee’nin çok sözü edilen Utanç adlı romanını, elbette başka yapıtlarını da okumak gerekiyor.

Ataları XVII. yüzyılda Güney Afrika’ya göçen ilk Hollandalılar olan Coetzee, romancılığının yanı sıra deneme yazarı, sanatsal yaratı konusunda profesör titri olan bir akademisyen, çevirmen ve sivil hak savunucusu bir eylem adamı.

Birçok uluslararası ödülün yanı sıra 2003 Nobel Ödülü sahibi.

***

Romanın (filmin) konusu bir çöl coğrafyasında geçiyor.

Barbar olarak nitelenenler bu coğrafyada yaşayan göçebe bir halk.

Onları barbar ve düşman olarak niteleyenler ise adı konmamış istilacı bir imparatorluğun oradaki temsilcileri.

İmparatorluğun da göçebe halkın da adı belli değil. Zaten gereği de yok.

Çünkü konu, her yere, her şeye, bütün zamanlara uyarlanabilecek ezen ve ezilen ikilemidir.

Bir yanda acımasız, zalim, kimileri gerçekten sadist egemenler...

Öte yanda mazlum, örgütsüz bir kitle...

***

Filmdeki sadistleri, örneğin polis şefi albayı izlerken sadizmin (sadistin) psikolojisini düşündüm.

Bu adamın yaptığı kötülüklerin ne kadarı samimi inancıyla, ne kadarı kendi uğursuz, kötü kişiliğiyle ilgilidir?

Bu soruyu bir başka soru izleyecektir: Samimiyet ve kötülük bir arada olabilir mi?

Ne yazık ki evet...

IŞİD canavarlarının çoğu, Nazi ordusu subay ve askerlerinin belki hepsi değilse de birçoğu, yaptıkları kötülüklerin doğru bir amaç için olduğuna kendilerini her halde inandırmışlardı.

Burada daha büyük ve acıtıcı bir soruyla karşılaşıyoruz:

İnsan yaradılışındaki bu kötüye yatkınlık nereden geliyor?

IŞİD ve benzerleri örneğini belki cehaletin kör gücüyle açıklayabiliriz.

Fakat örneğin Svetlana Aleksiyeviç’in Savaşın Kadınsı Olmayan Yüzü adlı belgesel yapıtındaki hiçbir vicdanın kabul edemeyeceği vahşet sahnelerini, bunu yapan insanın içinde zaten var olan kötülükten başka ne ile açıklayacağız?

***

Coetzee biyografilerinde yazarın Dostoyevski’nin yaratıcılığıyla yakınlığından söz ediliyor. Bu konuda bir genelleme yapabilecek kadar, en azından Coetzee’yi tanımıyorum. Fakat Barbarları Beklerken’deki sadist albayın benzerlerini ve çeşitlerini Ölü Bir Evden Anılar’da görebiliyoruz. Dostoyevski’nin özellikle bu romanı sadistlik ve sadistin psikolojisi bakımından gerçekten öğreticidir.

***

Söz konusu filmi izlerken ülkemizde, günümüzde olanları düşünmemek de elde değildi.

İşkence sadece fiziksel olarak vücuda yapılan değildir. Ortada henüz iddianame yokken suçlananları aylardır cezaevinde tutmak, sonuçta da alay edercesine binlerce sayfalık iddianamelerle insanları yıllarca özgürlüğünden yoksun kılmak tehdidiyle karşı karşıya bırakmak, böylece onlarla birlikte ailelerini, yakınlarını da yasaya olduğu kadar vicdana aykırı gerekçelerle cezalandırmak da işkence suçu sayılmak gerekir.

Sadece, siyasal öç alma, göz dağı verme davası olduğu apaçık görülen İBB davasından ve benzerlerinden söz etmiyorum.

Ülkemizde bu gün örgüt üyeliği vb. suçlamalarla kuyu tipi denen zindanlarda kimileri yıllardır ölüme terk edilmiş insanların sayısını bilen var mı?

Dünyada acaba bu kadar keyfi, tartışmalı tutuklama, bir o kadar da mahkûmiyet kararı verilen, demokrasiyle yönetildiği iddiasında bir başka ülke var mıdır?

Filmdeki dürüst, vicdan sahibi yargıcın, sonucunu göze alarak ve gerçekten de bedelini ağır biçimde ödediği, işkencecilerin yüzüne korkusuzca söylediği sözlerdeki gibi barbar (suçlu, düşman) olanlar işkence gören masum insanlar değil, onlara işkence edenlerdir.

Vicdanların artık yeter diye haykırdığı bir noktadayız.

Bu sesi duymamak ve bildiğini okumaya devam etmek, artık heyecanını yaşayamaz olduğumuz yeni bir yıl öncesinde hem ülkeye hem insanlarına hem de bunu yapanların kendi insanlıklarına yapılabilecekken büyük kötülüktür.

Yazarın Son Yazıları

Barbarlar

İzlenebilecek bir film arayışında TV kanallarında gezinirken Güney Afrikalı-Avusturyalı romancı John Maxwell Coetzee’nin aynı adlı romanından sinemaya aktarılmış “Barbarları Beklerken”e rastladım.

Devamını Oku
10.12.2025
Ümmet

Haftada bir kez yazmanın “trajedi”si, sizin yazmayı tasarladığınız güncel bir konunun sizden önce başka yazarlarca yazılması oluyor.

Devamını Oku
03.12.2025
İmralı

Başka ülkelerde de öyle midir bilmem ama bizde siyasal örgütler arasında bir konu tartışılırken sanki irdeleyici-çözümleyici akıldan çok duygular-suçlamalar egemen oluyor.

Devamını Oku
26.11.2025
İddianame

Türkiye’de bugün hukukla ilgili kurumların en az güven duyulan kamusal kurumlar arasında en ön sırada yer aldığını, bu kurumların giderek siyasal erkin hukuk bürolarına dönüşmekte olduğunu iddia ediyorum.

Devamını Oku
19.11.2025
İki şiir

Gazetemiz Cumhuriyet ve Kadıköy Belediyesi’nce 7-9 Kasım günlerinde Kadıköy’de düzenlenen şiir günlerinde...

Devamını Oku
12.11.2025
Seraf Özer’in konuşması

Esenyurt’un tutuklu belediye başkanı Prof. Dr. ve yazar sayın Ahmet Özer’in kızı ve avukatı sayın Seraf Özer’in 31.10.2025 tarihindeki Aile Dayanışma Ağı’ndaki konuşmasında söylediklerini bir ölçüde özetleyerek de olsa okurlarımla paylaşmak istedim...

Devamını Oku
05.11.2025
Zulümle imtihan

Yazımın adı ne olmalı diye pazar gecesinden beri, şu sözcükleri yazmakta olduğum pazartesi öğleye kadar düşündüm.

Devamını Oku
29.10.2025
Hayâsız

İkinci a harfi üzerinde düzeltme (ya da inceltme, şapka vb.) işareti ile hayâ, utanma, utanç duygusu anlamına gelen bir sözcük.

Devamını Oku
22.10.2025
Sosyal demokrat bir lider nasıl olmalıdır?

Genç arkadaşım, değerli dostum ve düşündaşım profesör Okan Toygar’ın benimle yaptığı söyleşiler toplamı bir iki hafta önce bir nehir söyleşi olarak “Hayatımız Güzeldir” başlığı ve “Ataol Behramoğlu’nun Siyasal Kimliği” alt başlığı ile yayımlandı.

Devamını Oku
15.10.2025
Grup Yorum 40 yaşında

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve Yıldız Üniversitesi Şehir Planlama öğrencisi dört arkadaşın (Ayşegül Yordam, Metin Kahraman, Tuncay Akdoğan, Kemal Sahir Gürel) birlikte 1985 yılında kurdukları Grup Yorum, içinde bulunduğumuz 2025 yılında kırk yaşına basmış oluyor...

Devamını Oku
08.10.2025
Kara mizah

Zihnimde beliren kavramın karşılığını ve açıklamasını bulmak için internete baktığımda kara komedi de denen kara mizah kavramının en yakın açıklamasını TDK sitesinde buldum...

Devamını Oku
01.10.2025
Kara Bir Rüzgâr

Kara bir rüzgârdı üstünde bir yurdun...

Devamını Oku
24.09.2025
Erdem ve Erdemsizlik Üzerine

Utanç insana özgü bir duygu sanılır...

Devamını Oku
17.09.2025
Türk Türkçe Türkiye

Türkler Türkiye’yi oluşturan etnik unsurlardan sadece biri mi; yoksa öncü-kurucu etnik grup olarak aynı zamanda ülkeye adını veren topluluk mudur?

Devamını Oku
10.09.2025
30 Ağustos ruhu ve karşıtlığı

30 Ağustos ruhu; akıl, öngörü ve cesaret demektir.

Devamını Oku
03.09.2025
Felsefenin tesellisi

Geçen yaz okumayı tamamlayamadığım başucu kitaplarımdan biri de Roger Scruton adlı yazarın Modern Felsefenin Kısa Tarihi adlı yapıtıydı.

Devamını Oku
27.08.2025
Bir günün sonunda can sıkıntısı

Sonu gelmezce üst üste yığılan sıkıntılara Aydın’daki inanılması güç olay eklendi.

Devamını Oku
20.08.2025
Bir ahlak dersi

Tasarladığım yazının adını “Bir dilbilgisi dersi” olarak duyurmuştum. Sonradan yukarıdaki başlığı daha uygun gördüm.

Devamını Oku
13.08.2025
Etnik aidiyet ve ulus devlet

Prof. Dr. Hikmet Sami Türk’ün 28 Temmuz tarihli Cumhuriyet’te “Devlet yöneticilerinde ırk ve din farkı aramak” başlıklı bir yazısı yayımlandı.

Devamını Oku
06.08.2025
Kuraklık

Ülkemizin (bu demektir ki insanlığın) sorunlarına duyarlı bir arkadaşımdan aldığım mesajda Birleşmiş Milletler’e bağlı bazı kuruluşlarca hazırlanan raporlarda Türkiye’nin 2030 yılında su fakiri ülkeler statüsüne gireceğinin bildirildiğini öğrendim.

Devamını Oku
30.07.2025
Vatan

Yazmayı tasarladığım yazının başlığı olarak günlerdir zihnimde “vatan” sözcüğünü dolaştırıyorum.

Devamını Oku
23.07.2025
Türkiye düşünüyor

“PKK Öcalan’ın çağrısına uymuş. Öcalan da Bahçeli’nin çağrısına uymuş görünüyor. Peki, ya Bahçeli? Ona çağrıyı yaptıran kim? Vahiy mi geldi? Rüyasında mı gördü? Yoksa... Asıl soru budur... Çocuk mu kandırıyorsunuz?”

Devamını Oku
16.07.2025
Denklem çözülürken

Bu kadar kötülük tek bir kişinin ya da bir grup insanın eseri mi, yoksa daha geniş çevrelerce hazırlanan bir planın uygulanması mıdır?

Devamını Oku
09.07.2025
Kalbinde dünyayı taşımak

“O sözler ki bir kere çıkmıştır ağzımızdan... Uğrunda asılırız...

Devamını Oku
02.07.2025
Yeni Türkiye?(2)

Geçen haftaki yazıma “Türkiye eskidi mi ki yenisini konuşuyoruz” sorusuyla başlamış...

Devamını Oku
25.06.2025
Yeni Türkiye?

Epey zamandır iktidar çevreleri bu sözü ağızlarında geveleyip duruyor: Yeni Türkiye! Türkiye eskidi mi ki yenisini konuşuyoruz?

Devamını Oku
18.06.2025
Nekâhet

Birinci a harfinin inceltme işaretiyle yazıldığı bu Arapça sözcük, bir hastalık sonrasında sağlık ve güç kazanıncaya kadar geçen zayıflık dönemi demekmiş.

Devamını Oku
11.06.2025
Modern edebiyatımız konulu kitaplar (3)

Doğu Batı Yayınları’nın üç kitapta yayımlanan “Modern Türk Şiirinin Doğuşu” dizininin ilk kitabı üzerine yazmayı sürdürüyorum.

Devamını Oku
04.06.2025
Modern edebiyatımız konulu kitaplar (2)

İlki 30.10.24’te bu sütunda yayımlanan yazı dizisinin ikincisiyle, Doğu Batı Yayınları ürünü “Modern Türk Şiiri” kitapları üzerine düşünmeyi sürdürüyorum.

Devamını Oku
28.05.2025
Ahtapot

Ahtapot şirin bir varlıktır.

Devamını Oku
21.05.2025
Tersinden bakmak

Az sonra üzerinde duracağım bir olguyla ilgili olarak “tersinden bakmak” kavramı üzerine düşünürken aklıma bu kavramı metafor olarak en iyi anlatabilecek “dürbünün tersinden bakmak” gibi bir söz düştü. Öyle ya, işlevi uzaktaki canlı ya da cansız bir nesneyi yakınlaştırmak olan dürbünle yapılabilecek en ters şey ona (onunla) tersinden bakmaktır.

Devamını Oku
14.05.2025
Başarısız bir saldırının analizi

Başarısız bir saldırının analizi

Devamını Oku
07.05.2025
Ahmet Özer’in mesajı

Ahmet Özer’in mesajı

Devamını Oku
30.04.2025
‘Yapay zekâ’ hakkında

‘Yapay zekâ’ hakkında

Devamını Oku
23.04.2025
Yapay zekâ

Yapay zekâ

Devamını Oku
16.04.2025
Engizisyon

Engizisyon

Devamını Oku
09.04.2025
Yunus Gibi

Yunus Gibi

Devamını Oku
02.04.2025
Halkımız darbeye geçit vermiyor

Halkımız darbeye geçit vermiyor

Devamını Oku
26.03.2025
İnsanın yüceliği üstüne

İnsanın yüceliği üstüne

Devamını Oku
19.03.2025
İyileşirken (2)

İyileşirken (2)

Devamını Oku
12.03.2025