Bir günün sonunda can sıkıntısı
Ataol Behramoğlu
Son Köşe Yazıları

Bir günün sonunda can sıkıntısı

20.08.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Sonu gelmezce üst üste yığılan sıkıntılara Aydın’daki inanılması güç olay eklendi. İnanılması güç, biz sıradan ölümlüler için. Yoksa bu da benzerleri gibi, beklenen bir olaymış. Yine de benim aklım almıyor, adı bir dünya görüşüyle özdeşleşen birinin bir anda karşıt görüşün tam ortasında yer alması. Dahası o karşıt görüşten himaye dilenmesi. Sözcük ağır kaçtı belki ama himaye az çok dilenilen bir şeydir. Bu gibi olaylar savaşta olduğunda adı vatan hainliğidir. Diyeceksiniz ki ne vatanı ne hainliği. Siz çok eskilerde kalmışsınız. Yaşamakta olduğumuz dünyada, özellikle ülkemizde, her şeyin parayla ölçüldüğünü görmüyor musunuz? Çıkarınız neredeyse, neyi gerektiriyorsa vatan da ahlak da vicdan da odur, oradadır, onu yapmaktır. Tamam mı?

Tamam değil!

Yazının başlığına dönelim.

Zaten can sıkıntısıyla uyandığım sabah internette daha can sıkıcı bir haber gözüme girercesine karşıma çıktı: Cumhurbaşkanı kararıyla Samsun ve Zonguldak’ta iki ormanlık alan orman sınırları dışına çıkarılmış. Vay canına! Serde sanatçılık var ya, gözümün önünde her şeyden önce böyle bir kararnameyi imzalayan el canlandı. Bu nasıl bir el olmalı ki bir vatan toprağının statüsünü bir anda değiştirebiliyor.

Hem de ne değiştirme?

Ormanlarımız cayır cayır yanarken bazı alanların orman statüsünden çıkarılması...

Derken Artvin çevresinde, Kaz Dağlarında, Hatay Antakya’da, ülkenin her yöresinde işlenen doğa cinayetleri.

Ne için? Değerli maden çıkarılacakmış.

Bu madenlerden elde edilen gelir ülkeye kalsa yüreğim yanmaz.

Ne gezer. Aslan payı yabancı şirketin.

Vatan neyi demiştiniz?

***

Gazetemizi almaya çıktık. Yolumuzun geçtiği yakındaki sokakta bir köpek havlaması. Orada oturanların baktığı birkaç “sokak köpeği” olduğunu biliyoruz. Bazen bizim de bir şeyler götürdüğümüz oluyor. Ama onlar durup dururken gelip geçene havlamayan zararsız hayvancıklar. Öyleyse bu canhıraş havlama neyin nesi? Az sonra sorun anlaşıldı. Hayvanları topluyorlar. Biri dün yakalanmış, öteki canını kurtarmak için sesine sığınmış. Mahallelilerden bir kısmı orta yolu bulma çabasında. Ben de hastalık sonrasında hâlâ tam olarak kendine gelemeyen sesimi yükselttim. Yasasının da hükümetinin de... Eşim dürtükleyince daha ileri gitmedim. Çekindiğimden değil, yakışık almayacağını düşündüğümden. Yapmak zorunda oldukları işten pek de hoşnut olmadıkları belli emir kulları da infaz arabalarına binip gittiler. Köpekçik sesini kesip bir köşeye sinmiş, kulakları inik, belli ki hâlâ tedirgin, insan denen yaratıkların dünyasında olup biteni izliyordu.

***

Gün bir şekilde tükenip akşama evrilince 20. yüzyıl şiirimizin öncülerinden sayılan, bizim kuşağın lise edebiyat kitaplarında “Merdiven” ve “Bir Günün Sonunda Arzu” gibi şiirleriyle tanıdığımız “simgeci” (bence daha çok izlenimci) şairimiz Ahmet Haşim’in, yine internette dikkatimi çeken 1919 tarihli bir mektubunu okuyayım istedim. Yanlış yapmamak için tarihe bir daha baktım. Evet. Eylül 1919. Ahmet Haşim, bu mektubu, Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışından birkaç ay sonra, bağlı olduğu bir kuruluşun görevlisi olarak gittiği Orta Anadolu’dan İstanbul’daki milletvekili bir arkadaşına yazmış. Haşim’in anlattığı, yoksulluk ve cehalet cehennemindeki bu Anadolu köylüsü; kağnısıyla, tezeğiyle, karnını doyurmak için çırpınışlarıyla, boğuştuğu hastalıklarla, bir romantik şairin kaleminden değil, gerçekçi bir ressamın fırçasından çıkmışa benziyor.

***

Mustafa Kemal’in “efendimiz” dediği bu köylü, Cumhuriyetle birlikte kuşkusuz çok şey kazandı. Fakat yine kuşkusuz, kazandıklarını ardı ardına kaybediyor. Kazanabileceklerinden ise hızla uzaklaşarak yerinden yurdundan ediliyor ve niteliksiz, işsiz, umutsuz, çıkışsız kent yoksulu kitlelere dönüşüyor.

Bütün bunların ardında, doğayı yağmalayan, yok eden, üretimi baltalayan, “Bir Günün Sonunda Arzu” şirindeki gibi “romantik” arzular uyandırabilecek bir günbatımının bile üzerini örterek onu zifiri karanlığa dönüştüren emperyalist eller ve yerli uzantıları görülüyor.

Yazarın Son Yazıları

Ümmet

Haftada bir kez yazmanın “trajedi”si, sizin yazmayı tasarladığınız güncel bir konunun sizden önce başka yazarlarca yazılması oluyor.

Devamını Oku
03.12.2025
İmralı

Başka ülkelerde de öyle midir bilmem ama bizde siyasal örgütler arasında bir konu tartışılırken sanki irdeleyici-çözümleyici akıldan çok duygular-suçlamalar egemen oluyor.

Devamını Oku
26.11.2025
İddianame

Türkiye’de bugün hukukla ilgili kurumların en az güven duyulan kamusal kurumlar arasında en ön sırada yer aldığını, bu kurumların giderek siyasal erkin hukuk bürolarına dönüşmekte olduğunu iddia ediyorum.

Devamını Oku
19.11.2025
İki şiir

Gazetemiz Cumhuriyet ve Kadıköy Belediyesi’nce 7-9 Kasım günlerinde Kadıköy’de düzenlenen şiir günlerinde...

Devamını Oku
12.11.2025
Seraf Özer’in konuşması

Esenyurt’un tutuklu belediye başkanı Prof. Dr. ve yazar sayın Ahmet Özer’in kızı ve avukatı sayın Seraf Özer’in 31.10.2025 tarihindeki Aile Dayanışma Ağı’ndaki konuşmasında söylediklerini bir ölçüde özetleyerek de olsa okurlarımla paylaşmak istedim...

Devamını Oku
05.11.2025
Zulümle imtihan

Yazımın adı ne olmalı diye pazar gecesinden beri, şu sözcükleri yazmakta olduğum pazartesi öğleye kadar düşündüm.

Devamını Oku
29.10.2025
Hayâsız

İkinci a harfi üzerinde düzeltme (ya da inceltme, şapka vb.) işareti ile hayâ, utanma, utanç duygusu anlamına gelen bir sözcük.

Devamını Oku
22.10.2025
Sosyal demokrat bir lider nasıl olmalıdır?

Genç arkadaşım, değerli dostum ve düşündaşım profesör Okan Toygar’ın benimle yaptığı söyleşiler toplamı bir iki hafta önce bir nehir söyleşi olarak “Hayatımız Güzeldir” başlığı ve “Ataol Behramoğlu’nun Siyasal Kimliği” alt başlığı ile yayımlandı.

Devamını Oku
15.10.2025
Grup Yorum 40 yaşında

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve Yıldız Üniversitesi Şehir Planlama öğrencisi dört arkadaşın (Ayşegül Yordam, Metin Kahraman, Tuncay Akdoğan, Kemal Sahir Gürel) birlikte 1985 yılında kurdukları Grup Yorum, içinde bulunduğumuz 2025 yılında kırk yaşına basmış oluyor...

Devamını Oku
08.10.2025
Kara mizah

Zihnimde beliren kavramın karşılığını ve açıklamasını bulmak için internete baktığımda kara komedi de denen kara mizah kavramının en yakın açıklamasını TDK sitesinde buldum...

Devamını Oku
01.10.2025
Kara Bir Rüzgâr

Kara bir rüzgârdı üstünde bir yurdun...

Devamını Oku
24.09.2025
Erdem ve Erdemsizlik Üzerine

Utanç insana özgü bir duygu sanılır...

Devamını Oku
17.09.2025
Türk Türkçe Türkiye

Türkler Türkiye’yi oluşturan etnik unsurlardan sadece biri mi; yoksa öncü-kurucu etnik grup olarak aynı zamanda ülkeye adını veren topluluk mudur?

Devamını Oku
10.09.2025
30 Ağustos ruhu ve karşıtlığı

30 Ağustos ruhu; akıl, öngörü ve cesaret demektir.

Devamını Oku
03.09.2025
Felsefenin tesellisi

Geçen yaz okumayı tamamlayamadığım başucu kitaplarımdan biri de Roger Scruton adlı yazarın Modern Felsefenin Kısa Tarihi adlı yapıtıydı.

Devamını Oku
27.08.2025
Bir günün sonunda can sıkıntısı

Sonu gelmezce üst üste yığılan sıkıntılara Aydın’daki inanılması güç olay eklendi.

Devamını Oku
20.08.2025
Bir ahlak dersi

Tasarladığım yazının adını “Bir dilbilgisi dersi” olarak duyurmuştum. Sonradan yukarıdaki başlığı daha uygun gördüm.

Devamını Oku
13.08.2025
Etnik aidiyet ve ulus devlet

Prof. Dr. Hikmet Sami Türk’ün 28 Temmuz tarihli Cumhuriyet’te “Devlet yöneticilerinde ırk ve din farkı aramak” başlıklı bir yazısı yayımlandı.

Devamını Oku
06.08.2025
Kuraklık

Ülkemizin (bu demektir ki insanlığın) sorunlarına duyarlı bir arkadaşımdan aldığım mesajda Birleşmiş Milletler’e bağlı bazı kuruluşlarca hazırlanan raporlarda Türkiye’nin 2030 yılında su fakiri ülkeler statüsüne gireceğinin bildirildiğini öğrendim.

Devamını Oku
30.07.2025
Vatan

Yazmayı tasarladığım yazının başlığı olarak günlerdir zihnimde “vatan” sözcüğünü dolaştırıyorum.

Devamını Oku
23.07.2025
Türkiye düşünüyor

“PKK Öcalan’ın çağrısına uymuş. Öcalan da Bahçeli’nin çağrısına uymuş görünüyor. Peki, ya Bahçeli? Ona çağrıyı yaptıran kim? Vahiy mi geldi? Rüyasında mı gördü? Yoksa... Asıl soru budur... Çocuk mu kandırıyorsunuz?”

Devamını Oku
16.07.2025
Denklem çözülürken

Bu kadar kötülük tek bir kişinin ya da bir grup insanın eseri mi, yoksa daha geniş çevrelerce hazırlanan bir planın uygulanması mıdır?

Devamını Oku
09.07.2025
Kalbinde dünyayı taşımak

“O sözler ki bir kere çıkmıştır ağzımızdan... Uğrunda asılırız...

Devamını Oku
02.07.2025
Yeni Türkiye?(2)

Geçen haftaki yazıma “Türkiye eskidi mi ki yenisini konuşuyoruz” sorusuyla başlamış...

Devamını Oku
25.06.2025
Yeni Türkiye?

Epey zamandır iktidar çevreleri bu sözü ağızlarında geveleyip duruyor: Yeni Türkiye! Türkiye eskidi mi ki yenisini konuşuyoruz?

Devamını Oku
18.06.2025
Nekâhet

Birinci a harfinin inceltme işaretiyle yazıldığı bu Arapça sözcük, bir hastalık sonrasında sağlık ve güç kazanıncaya kadar geçen zayıflık dönemi demekmiş.

Devamını Oku
11.06.2025
Modern edebiyatımız konulu kitaplar (3)

Doğu Batı Yayınları’nın üç kitapta yayımlanan “Modern Türk Şiirinin Doğuşu” dizininin ilk kitabı üzerine yazmayı sürdürüyorum.

Devamını Oku
04.06.2025
Modern edebiyatımız konulu kitaplar (2)

İlki 30.10.24’te bu sütunda yayımlanan yazı dizisinin ikincisiyle, Doğu Batı Yayınları ürünü “Modern Türk Şiiri” kitapları üzerine düşünmeyi sürdürüyorum.

Devamını Oku
28.05.2025
Ahtapot

Ahtapot şirin bir varlıktır.

Devamını Oku
21.05.2025
Tersinden bakmak

Az sonra üzerinde duracağım bir olguyla ilgili olarak “tersinden bakmak” kavramı üzerine düşünürken aklıma bu kavramı metafor olarak en iyi anlatabilecek “dürbünün tersinden bakmak” gibi bir söz düştü. Öyle ya, işlevi uzaktaki canlı ya da cansız bir nesneyi yakınlaştırmak olan dürbünle yapılabilecek en ters şey ona (onunla) tersinden bakmaktır.

Devamını Oku
14.05.2025
Başarısız bir saldırının analizi

Başarısız bir saldırının analizi

Devamını Oku
07.05.2025
Ahmet Özer’in mesajı

Ahmet Özer’in mesajı

Devamını Oku
30.04.2025
‘Yapay zekâ’ hakkında

‘Yapay zekâ’ hakkında

Devamını Oku
23.04.2025
Yapay zekâ

Yapay zekâ

Devamını Oku
16.04.2025
Engizisyon

Engizisyon

Devamını Oku
09.04.2025
Yunus Gibi

Yunus Gibi

Devamını Oku
02.04.2025
Halkımız darbeye geçit vermiyor

Halkımız darbeye geçit vermiyor

Devamını Oku
26.03.2025
İnsanın yüceliği üstüne

İnsanın yüceliği üstüne

Devamını Oku
19.03.2025
İyileşirken (2)

İyileşirken (2)

Devamını Oku
12.03.2025
Edip Akbayram’ı yaşamak

Edip Akbayram’ı yaşamak

Devamını Oku
06.03.2025