Hayâsız
Ataol Behramoğlu
Son Köşe Yazıları

Hayâsız

22.10.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

İkinci a harfi üzerinde düzeltme (ya da inceltme, şapka vb.) işareti ile hayâ, utanma, utanç duygusu anlamına gelen bir sözcük.

Yeri gelmişken bu işaret üzerinde biraz duralım: Bu işaret konmazsa hayâ bambaşka anlam taşıyan bir sözcük olur. Tıpkı hâlâ demek isterken hala, kâr demek isterken kar, âşık demek isterken aşık dememiz gibi.

Bu hata bilerek ya da bilmeyerek yapılıp duruluyor.

Sadece okumuş yazmış olmayanlar tarafından değil, okumuş yazmışlar, özellikle de onlar tarafından.

Televizyonlarımızda, gazetelerimizde düzeltme işaretine artık hemen hemen hiç rastlanmıyor. Bunun nedeni bana göre, bilgisizlik olduğu kadar ulusça tutulmuş olduğumuz umursamazlık, tembellik hastalığıdır.

Yine yeri gelmişken yıllardır süre gelen bir dil hatasına daha değineyim.

Çok öncelerde yazmıştım ama yine yazayım: Muhattap konusu.

Böyle bir sözcük yoktur. Muhattap değil “muhatap”tır o sözcük. Yani tek “t” ile yazılıp söylenir.

Muhattap size ağzı daha dolduran, daha okkalı gibi görünüyorsa oldu olacak aynı kökten türetilmiş sözcükleri değiştirerek hatip yerine hattip, hitap yerine hittap deyiverelim...

Son zamanlarda bir de maruz kalmak modası çıktı. Örneğin diyor ki “Dün maruz kaldım”. Neye maruz kalmış, belli değil. İllaki bir şeye, duruma vb. maruz kalınır ve o şeyin ne olduğu aynı cümle içinde belirtilir.

Yapmayın! Dil bizim oyuncağımız değil, kişiliğimizdir. Bu konuda görev ve sorumluluk bilincine sahip olmak yine öğretmenlere; televizyon, radyo, gazete gibi kitlesel iletişim aracı yöneticilerine ve siyasetçilere düşmektedir.

***

Hayâya, yani utanma duygusuna dönelim. 17 Ekim Cuma günü 1. kitap fuarı için Balıkesir’e giderken aklımda sevgili Mehmet Âkif’ten (İstiklal Marşı’mızdan) bir dize dönüp duruyordu: “Dursun artık bu hâyasızca akın”. Bende hep böyle olur. Nedeni bilinmeksizin bir söz aklıma takılır, derken o söz bir şiir ya da yazı için başlangıç kıvılcımı olur. Çok geçmeden anladım ki onur konuğu olduğum fuarda yapacağım konuşmayı tasarlamaktayım. Nitekim aynı günün akşamında (hastaneler sonrasında henüz düzelmeyen sesimle ve sözcükleri yarım yamalak telaffuz ederek) bir salon dolusu izleyiciye yaptığım konuşmanın esasını Cumhuriyet Halk Partisi’ne yapılan utanmazca saldırıların eleştirisi oluşturdu. Bir suç örgütüne yapılırcasına ardı arası gelmeyen akınlar.

Sevgili Mehmet Âkif deyişim dikkatinizden kaçmamıştır. İktidar Âkif’i, kimi dizelerini öne çıkarak seviyor görünse de o yoksul İstanbul’un, yoksul insanların şairidir. Seyfi Baba’yı, Küfe’yi düşünmek yeter. Nitekim işgalci düşmana karşı kullandığı “hayâsızca akın” sözü günümüzde ülkemizin namuslu insanlarına karşı uygulanan düşman hukukunun uygulayıcıları için kullanılamaz mı?

***

Öykümüz burada sona ermiyor. Açılış ve kutlama gecesi sonrasında Balıkesir’i 74 yıl sonra Cumhuriyet Halk Partisi’ne kazandıran çok değerli, çok sempatik Ahmet Akın başkanla ve başkaca arkadaşlarla vedalaşıp eşimle birlikte otelimize gittik. Sabahleyin saat sekize doğru yarı uyur yarı uyanıkken telefon çaldı. Resepsiyonmuş. Lobide polisler beni bekliyormuş .Tecrübem bana, gece yarısı gelip odaya dalınmadığı için bunun çok da kötü bir şey olmayacağını söylüyordu. Dün geceki konuşmamla ilgili bir şeydir diye düşündüm. İyi kötü hazırlanarak eşimle indik. Bizi güler yüzle, rahatsız ettikleri için neredeyse utanarak karşılayan ikisi orta yaşlarda biri çok genç memur arkadaşlardan, konunun aylar önce Eskişehir’de hakkımda açılmış bir hakaret davası için ifademim alınmasıyla ilgili olduğunu öğrendik. Şakası yok. Hakkımda yakalama kararı varmış! Hayâ duygusu olan bu insanlar, varlığımı otele girdiği anda öğrendikleri halde, rahatsız etmemek için sabahı beklemişler. İlgili savcıyla telefonla konuştular. O da sadece hukukçu değil hayâ duygusuna sahip bir insan olmalı ki getirin ayağıma ifadesini alayım demeyip bir hafta süre tanıdı. Bugün (çarşamba) sevgili avukatım Ergün Özer’le Anadolu Adliyesi’ne ziyaretimiz var.

***

Kıssadan hisse: Dili doğru kullanalım, örneğin hayâ yazarken ikinci a’nın üzerindeki düzeltme işaretini unutmayalım ve toplumsal kimliğimiz ne olursa olsun, öncelikle hayâ sahibi olmak gerektiğini akıldan çıkarmayalım.

Yazarın Son Yazıları

Ümmet

Haftada bir kez yazmanın “trajedi”si, sizin yazmayı tasarladığınız güncel bir konunun sizden önce başka yazarlarca yazılması oluyor.

Devamını Oku
03.12.2025
İmralı

Başka ülkelerde de öyle midir bilmem ama bizde siyasal örgütler arasında bir konu tartışılırken sanki irdeleyici-çözümleyici akıldan çok duygular-suçlamalar egemen oluyor.

Devamını Oku
26.11.2025
İddianame

Türkiye’de bugün hukukla ilgili kurumların en az güven duyulan kamusal kurumlar arasında en ön sırada yer aldığını, bu kurumların giderek siyasal erkin hukuk bürolarına dönüşmekte olduğunu iddia ediyorum.

Devamını Oku
19.11.2025
İki şiir

Gazetemiz Cumhuriyet ve Kadıköy Belediyesi’nce 7-9 Kasım günlerinde Kadıköy’de düzenlenen şiir günlerinde...

Devamını Oku
12.11.2025
Seraf Özer’in konuşması

Esenyurt’un tutuklu belediye başkanı Prof. Dr. ve yazar sayın Ahmet Özer’in kızı ve avukatı sayın Seraf Özer’in 31.10.2025 tarihindeki Aile Dayanışma Ağı’ndaki konuşmasında söylediklerini bir ölçüde özetleyerek de olsa okurlarımla paylaşmak istedim...

Devamını Oku
05.11.2025
Zulümle imtihan

Yazımın adı ne olmalı diye pazar gecesinden beri, şu sözcükleri yazmakta olduğum pazartesi öğleye kadar düşündüm.

Devamını Oku
29.10.2025
Hayâsız

İkinci a harfi üzerinde düzeltme (ya da inceltme, şapka vb.) işareti ile hayâ, utanma, utanç duygusu anlamına gelen bir sözcük.

Devamını Oku
22.10.2025
Sosyal demokrat bir lider nasıl olmalıdır?

Genç arkadaşım, değerli dostum ve düşündaşım profesör Okan Toygar’ın benimle yaptığı söyleşiler toplamı bir iki hafta önce bir nehir söyleşi olarak “Hayatımız Güzeldir” başlığı ve “Ataol Behramoğlu’nun Siyasal Kimliği” alt başlığı ile yayımlandı.

Devamını Oku
15.10.2025
Grup Yorum 40 yaşında

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve Yıldız Üniversitesi Şehir Planlama öğrencisi dört arkadaşın (Ayşegül Yordam, Metin Kahraman, Tuncay Akdoğan, Kemal Sahir Gürel) birlikte 1985 yılında kurdukları Grup Yorum, içinde bulunduğumuz 2025 yılında kırk yaşına basmış oluyor...

Devamını Oku
08.10.2025
Kara mizah

Zihnimde beliren kavramın karşılığını ve açıklamasını bulmak için internete baktığımda kara komedi de denen kara mizah kavramının en yakın açıklamasını TDK sitesinde buldum...

Devamını Oku
01.10.2025
Kara Bir Rüzgâr

Kara bir rüzgârdı üstünde bir yurdun...

Devamını Oku
24.09.2025
Erdem ve Erdemsizlik Üzerine

Utanç insana özgü bir duygu sanılır...

Devamını Oku
17.09.2025
Türk Türkçe Türkiye

Türkler Türkiye’yi oluşturan etnik unsurlardan sadece biri mi; yoksa öncü-kurucu etnik grup olarak aynı zamanda ülkeye adını veren topluluk mudur?

Devamını Oku
10.09.2025
30 Ağustos ruhu ve karşıtlığı

30 Ağustos ruhu; akıl, öngörü ve cesaret demektir.

Devamını Oku
03.09.2025
Felsefenin tesellisi

Geçen yaz okumayı tamamlayamadığım başucu kitaplarımdan biri de Roger Scruton adlı yazarın Modern Felsefenin Kısa Tarihi adlı yapıtıydı.

Devamını Oku
27.08.2025
Bir günün sonunda can sıkıntısı

Sonu gelmezce üst üste yığılan sıkıntılara Aydın’daki inanılması güç olay eklendi.

Devamını Oku
20.08.2025
Bir ahlak dersi

Tasarladığım yazının adını “Bir dilbilgisi dersi” olarak duyurmuştum. Sonradan yukarıdaki başlığı daha uygun gördüm.

Devamını Oku
13.08.2025
Etnik aidiyet ve ulus devlet

Prof. Dr. Hikmet Sami Türk’ün 28 Temmuz tarihli Cumhuriyet’te “Devlet yöneticilerinde ırk ve din farkı aramak” başlıklı bir yazısı yayımlandı.

Devamını Oku
06.08.2025
Kuraklık

Ülkemizin (bu demektir ki insanlığın) sorunlarına duyarlı bir arkadaşımdan aldığım mesajda Birleşmiş Milletler’e bağlı bazı kuruluşlarca hazırlanan raporlarda Türkiye’nin 2030 yılında su fakiri ülkeler statüsüne gireceğinin bildirildiğini öğrendim.

Devamını Oku
30.07.2025
Vatan

Yazmayı tasarladığım yazının başlığı olarak günlerdir zihnimde “vatan” sözcüğünü dolaştırıyorum.

Devamını Oku
23.07.2025
Türkiye düşünüyor

“PKK Öcalan’ın çağrısına uymuş. Öcalan da Bahçeli’nin çağrısına uymuş görünüyor. Peki, ya Bahçeli? Ona çağrıyı yaptıran kim? Vahiy mi geldi? Rüyasında mı gördü? Yoksa... Asıl soru budur... Çocuk mu kandırıyorsunuz?”

Devamını Oku
16.07.2025
Denklem çözülürken

Bu kadar kötülük tek bir kişinin ya da bir grup insanın eseri mi, yoksa daha geniş çevrelerce hazırlanan bir planın uygulanması mıdır?

Devamını Oku
09.07.2025
Kalbinde dünyayı taşımak

“O sözler ki bir kere çıkmıştır ağzımızdan... Uğrunda asılırız...

Devamını Oku
02.07.2025
Yeni Türkiye?(2)

Geçen haftaki yazıma “Türkiye eskidi mi ki yenisini konuşuyoruz” sorusuyla başlamış...

Devamını Oku
25.06.2025
Yeni Türkiye?

Epey zamandır iktidar çevreleri bu sözü ağızlarında geveleyip duruyor: Yeni Türkiye! Türkiye eskidi mi ki yenisini konuşuyoruz?

Devamını Oku
18.06.2025
Nekâhet

Birinci a harfinin inceltme işaretiyle yazıldığı bu Arapça sözcük, bir hastalık sonrasında sağlık ve güç kazanıncaya kadar geçen zayıflık dönemi demekmiş.

Devamını Oku
11.06.2025
Modern edebiyatımız konulu kitaplar (3)

Doğu Batı Yayınları’nın üç kitapta yayımlanan “Modern Türk Şiirinin Doğuşu” dizininin ilk kitabı üzerine yazmayı sürdürüyorum.

Devamını Oku
04.06.2025
Modern edebiyatımız konulu kitaplar (2)

İlki 30.10.24’te bu sütunda yayımlanan yazı dizisinin ikincisiyle, Doğu Batı Yayınları ürünü “Modern Türk Şiiri” kitapları üzerine düşünmeyi sürdürüyorum.

Devamını Oku
28.05.2025
Ahtapot

Ahtapot şirin bir varlıktır.

Devamını Oku
21.05.2025
Tersinden bakmak

Az sonra üzerinde duracağım bir olguyla ilgili olarak “tersinden bakmak” kavramı üzerine düşünürken aklıma bu kavramı metafor olarak en iyi anlatabilecek “dürbünün tersinden bakmak” gibi bir söz düştü. Öyle ya, işlevi uzaktaki canlı ya da cansız bir nesneyi yakınlaştırmak olan dürbünle yapılabilecek en ters şey ona (onunla) tersinden bakmaktır.

Devamını Oku
14.05.2025
Başarısız bir saldırının analizi

Başarısız bir saldırının analizi

Devamını Oku
07.05.2025
Ahmet Özer’in mesajı

Ahmet Özer’in mesajı

Devamını Oku
30.04.2025
‘Yapay zekâ’ hakkında

‘Yapay zekâ’ hakkında

Devamını Oku
23.04.2025
Yapay zekâ

Yapay zekâ

Devamını Oku
16.04.2025
Engizisyon

Engizisyon

Devamını Oku
09.04.2025
Yunus Gibi

Yunus Gibi

Devamını Oku
02.04.2025
Halkımız darbeye geçit vermiyor

Halkımız darbeye geçit vermiyor

Devamını Oku
26.03.2025
İnsanın yüceliği üstüne

İnsanın yüceliği üstüne

Devamını Oku
19.03.2025
İyileşirken (2)

İyileşirken (2)

Devamını Oku
12.03.2025
Edip Akbayram’ı yaşamak

Edip Akbayram’ı yaşamak

Devamını Oku
06.03.2025