The World Factbook’u bilenler bilir. CIA’nın resmi web sitesinde yer alan ve dünyadaki tüm ülkelere dair güncel verilerin yayımlandığı, kamuya açık bir veri havuzu. Türkiye sayfasında da politikadan ekonomiye, savunmadan enerji yatırımlarına kadar birçok yeni bilgi bulunuyor.
Ara ara girer, kontrol ederim...
Ama bir süredir aklıma bir nokta takılıyor, anlatayım: Türkiye sayfasında da her ülkede olduğu gibi, bir “Giriş” ve “Arka Plan” bölümü var. Bakın orada çok uzun zamandır ne yazıyor: “ABD tarafından terör örgütü olarak tanımlanan Kürdistan İşçi Partisi (PKK), 1984’te Türkiye’de ayrılıkçı bir isyan başlattı ve bu mücadele uzun süre Türk güvenlik güçlerinin öncelikli gündemi oldu. 2013’te Türk hükümeti ile PKK, şiddeti sona erdirmeyi amaçlayan müzakereler yürüttü ancak 2015’te yoğun çatışmalar yeniden başladı.”
Şimdi...
Türkiye bölümüne baktığımda, ülkemizin verilerinin en son olarak 3 Aralık 2025’te güncellendiğini görüyorum. Keza, tütün kullanımından nükleer enerjiye, havalimanı sayısından askeri harcamalara kadar Türkiye’ye dair 2025 bilgileri güncel şekilde yer alıyor.
Ama nedense... Aradan 14 ay geçmesine, PKK’nin silah bırakmasına, Öcalan ile yapılan açık görüşmelere rağmen bu son süreç CIA tarafından The World Factbook’a sokulmadı.
Belli ki CIA cephesinde sürece dair bir şüphe var. Acaba tam neyi bekliyorlar?
DEVLETİN ‘İBB’ AÇMAZI
DEM Parti geçen hafta sonu Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı düzenledi. Toplantının açılış konuşmasını yapanlardan biri de Öcalan’ın İmralı’daki koğuş arkadaşı Veysi Aktaş’tı. Yakın zamanda özgürlüğüne kavuşan Aktaş, Öcalan’ın konferans için gönderdiği mesajı da okudu. SDG Dış İlişkiler Sorumlusu İlham Ahmed de konferansa telekonferans yoluyla katıldı.
Bugünün şartlarında her şey çok olağan geliyor değil mi? Devam edeyim...
Bu konferans nerede yapıldı? İstanbul Bakırköy’deki Cem Karaca Kültür Merkezi’nde.
Gidin bakın o kültür merkezinin tabelasına, en üstte şunu görürsünüz: İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB). Zira, o kültür merkezi İBB’ye ait.
Şimdi...
Bilmeyen yoktur; CHP’li belediyeler hakkında yürütülen soruşturmalardan biri de terör. Bu da “kent uzlaşısı” diye adlandırılan DEM ve CHP’nin ortak stratejisine dayandırılıyor. Savcılık, “kent uzlaşısını”, PKK’nin metropol illerde etkinliğini artırmasını hedefleyen bir faaliyet olarak tanımlıyor. Ekrem İmamoğlu ve Resul Emrah Şahan gibi belediye başkanları da bu kapsamda “terör” soruşturmasının halen şüphelisi. Zira, savcılık İBB’yi ve yöneticilerini de PKK’nin bu hedefi doğrultusunda çalışmakla suçluyor.
Konuyu nereye getireceğimi anladınız. Sorularım basit:
Bu konferans, DEM’in başvurusuna İBB’nin onay vermesiyle o kültür merkezinde gerçekleşti. Ve elbette devletin bilgisi ve desteğiyle hayata geçirildi.
Ama işte olur ya, İBB “başımız zaten PKK meselesinden dolayı belada” deseydi ve onay vermeseydi, bu kez de başka bir soruşturma açılır mıydı? Yandaş medyada “kandan beslenen İBB” denilmez miydi? Ya da bu konferans bundan iki yıl önce gerçekleşseydi, bugün İBB’nin mevcut soruşturma dosyasına “kapı gibi delil” diye sokulmaz mıydı?
Hal böyleyken madem İBB’nin merkezinde PKK’nin kurucusu Öcalan’ın mesajı PKK hükümlüsü tarafından okunabiliyor ve hatta SDG yöneticisi de İBB’deki konferansa görüntülü bağlanabiliyor. Acaba adliyelerdeki şu “kent uzlaşısı” dosyasının rafa kaldırılması için ne bekleniyor?