Ahlak, adalet, hak diyerek başa geldiler…

‘İslamcı değiliz, Avrupa’daki örneklerinde olduğu gibi Müslüman Demokratız’ dediler. 

‘Yüzümüz Batı’ya dönük, laik evrensel değerler, temel hak ve özgürlükler için çalışacağız’ diye yemin ettiler. 

‘Türkiye askeri vesayetten kurtuluyor’ diye alkış tutanlara ‘Yeni Türkiye kuruluyor’ tezahüratları eklendiği sırada siyasal İslam’ın gerçek rengi de görünmeye başladı. 

Yolsuzluk, haksızlık, adaletsizlik arttıkça ‘Çalıyorlar ama yol yaptılar’ türküsü söylenir oldu.

Yollar göçmeye, ormanlar kazınmaya, kentler TOKİ’ye teslim olmaya devam ettikçe ‘Bizi kıskanıyorlar’ tekerlemesine sarıldılar. 

‘İnşaat ya Resullullah’ sloganıyla sattılar, peşkeş çektiler, hibe ettiler, yıktılar ve vatanın en büyük doğal ve tarihi değerlerini betonla sıvadılar. 

Ses çıkaranları tekmelediler. 

Muhalefeti hapse tıktılar. 

‘Kadın-erkek eşitliği fıtratımıza aykırıdır’ dediler. 

‘Kadın mıdır kız mıdır bilemem’, ‘Kadının en kutsal görevi anneliktir’, ‘En az üç çocuk yapın’ diye tutturdular. 

Aileler yoksulluktan topluca intihar ederken ve insanlar ‘açız’ diye bağırırken ‘Bana bunlar abartılı geliyor. Ekonomimiz çok güçlü durumda’ dediler.

Üniversitesine sahip çıkmak isteyen öğrencileri elektronik kelepçe ile ev hapsine soktular. 

Bir gece ansızın İstanbul Sözleşmesi’nden çıktıklarını ilan ettiler. 

Kız çocukları ve kadınlardan nefret eden tarikatlar ve cemaatler zil takıp oynadılar. 

Sırada ‘laiklik var’ diyerek ellerini ovuşturdular. 

‘Biz kadınları kanuna göre değil vicdana göre koruruz’ diyerek kadın katillerine açık çek verdiler. 

Şimdi ise..

Türkiye, bir erkeğin 17 yaşındaki beş aylık hamile bir kız çocuğunu 16 yerinden bıçaklayarak öldürmesini konuşuyor. 

Kızın katiliyle ‘imam nikahlı’ olduğu, erkek hakkında uzaklaştırma kararı bulunduğu söyleniyor. 

Kadınları resmi ya da dini ‘nikahlara’ sokarak yok etme politikası tıkır tıkır işliyor. 

Diğer tarafta ise ‘burundan pudra şekeri çektim’ diyen genç AKP’liler var. 

Baş döndüren hızla yükselen, milyonlarca liralık arabalara binen, gününü gün eden, uyuşturucu partilerine katılan erkekler..

Pudra şekeriyle imam nikahları arasında bir o yana, bir bu yana çarpan sözde ahlak sarkacı kökünden kopmak üzere…

Vicdan meselesine gelince..

Öyle bir kavramları yok, hiç olmadı!