Örsan K. Öymen

CHP ve sosyal demokrasi

15 Ağustos 2022 Pazartesi

Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan Cumhuriyet Halk Partisi, 1920’li ve 1930’lu yıllarda, “altı ok” olarak da bilinen ve partinin bayrağında sembolleşen, cumhuriyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik, milliyetçilik ve devrimcilik ilkelerini, Kurultay kararıyla, partinin temel ilkeleri olarak kabul etmiştir.

Bu ilkeler büyük ölçüde, 1789 Fransız Devrimi’nden esinlenerek geliştirilmiştir. CHP ile birlikte, monarşiye karşı cumhuriyetçilik, oligarşiye karşı halkçılık, özelleştirmeciliğe ve serbest piyasacılığa karşı devletçilik, teokrasiye karşı laiklik, ümmetçiliğe karşı milliyetçilik-ulusçuluk, statükoculuğa karşı devrimcilik ilkeleri yaşama geçirilerek demokrasinin ilk adımları atılmıştır.

Monarşinin, teokrasinin, oligarşinin, ümmetçiliğin, muhafazakârlığın, statükoculuğun, özelleştirmeciliğin, serbest piyasacılığın hükümdarlığını ilan ettiği bir düzende, sosyal demokrasi de sosyalizm de yeşermez. Dolayısıyla, CHP’nin öncülüğündeki bu devrimler, aynı zamanda, Türkiye’de sosyal demokrasinin ve sosyalizmin gelişmesi için de bir zemin oluşturmuştur. Fransız Devrimi’nin, 19. yüzyılda Avrupa’daki sosyal demokrat ve sosyalist hareketlere zemin hazırlaması gibi, benzer bir süreç Türkiye’de yaşanmıştır.

Nitekim sosyalizm-komünizm kuramının kurucusu Karl Marx da, 1789 Fransız Devrimi’ni, üretim biçimlerinin değiştiği 19. yüzyıl koşulları içinde yetersiz görse de 18. yüzyılın tarihsel koşulları içinde ilerici olarak nitelendirmiştir.

***

Atatürk’ün yaşadığı yıllarda Batı Avrupa’daki sosyal demokrat siyasi hareketler, sınıfsız topluma ulaşmanın yöntemi olarak devrim yerine evrimi benimsemelerine rağmen, sınıfsız toplum ve üretim araçlarının özel mülkiyetine son verilmesi hedefinden, yani sosyalizmin ve komünizmin hedefinden, tam olarak vazgeçmedikleri için, Atatürk kendisini sosyal demokrat olarak tanımlamadı.

Ancak sosyal demokrasinin Avrupa’da 1950’li yıllardan itibaren, sınıfsız toplum yerine, sınıflar arası uçurumu asgari düzeye çekmek; üretim araçlarının özel mülkiyetine son vermek yerine, özel sektöre alternatif güçlü bir kamu sektörü oluşturmak ve karma ekonomik modeli uygulamak hedeflerini benimsemesiyle birlikte, CHP’nin ve Avrupa’daki sosyal demokrat partilerin ilkeleri kesişme sürecine girdi. Çünkü CHP, 1920’lerde ve 1930’larda, halkçılık ve devletçilik ilkeleri üzerinden, karma ekonomik modeli zaten uygulamaya başlamıştı.

CHP 1959’da, İsmet İnönü’nün genel başkan olduğu dönemde, Kurultay’da kabul ettiği “İlk Hedefler Beyannamesi” ile temel hak ve özgürlüklerin, düşünceyi ifade ve basın özgürlüğünün, örgütlenme özgürlüğünün, sosyal, sendikal ve ekonomik hakların güvence altına alınması doğrultusunda önemli adımlar attı ve 1965 yılında ortanın solunda durduğunu açıkladı.

CHP 1976’da kurultayda, Bülent Ecevit’in genel başkan olduğu dönemde, bir yandan “altı oku” temel ilkeler olarak korudu, bir yandan da demokratik sol kavramını parti programının ilkelerinden birisi haline getirdi. CHP aynı yıl, Sosyalist Enternasyonal’e üye oldu.

ABD destekli 12 Eylül askeri darbesiyle birlikte CHP’nin kapatılmasından sonra, CHP kadroları iki ayrı siyasi parti kurarak bölündüler. Erdal İnönü’nün genel başkanı olduğu Sosyal Demokrat Halkçı Parti ve Bülent Ecevit’in genel başkanı olduğu Demokratik Sol Parti, CHP’nin siyasi çizgisini sürdüren partiler oldular.

1992’de CHP’nin yeniden açılması; 1994’te kurultayda, Deniz Baykal’ın genel başkan olduğu dönemde, CHP’nin parti programında hem “altı oku” temel ilkeler olarak koruması, hem de demokratik solculuk ve sosyal demokrasi ilkelerini benimsemesi; 1995’te SHP’nin CHP’ye katılması, CHP’nin merkez sol kimliğini bir kere daha tescilledi.

***

Sosyal demokrasinin ve demokratik solculuğun, Atatürkçülük, Kemalizm ve “altı ok” ile bağdaşmadığını farklı gerekçelerle savunan ikinci cumhuriyetçi neoliberaller, Batıfobik Avrasyacılar ve bazı sosyalistler ve komünistler, CHP’nin tarihsel birikimine ve kurumsal kimliğine meydan okumaktadırlar.

CHP’ye dışarıdan rol biçen bu odaklara şunu hatırlatmak gerekir: CHP’nin parti programındaki ve parti tüzüğündeki ilkelerini, köşe yazarları, televizyon yorumcuları ve başka partilerin üyeleri değil, CHP üyeleri ve CHP kurultay delegeleri belirler!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları