Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kurnaz ekonomik politikaları ve döviz kuru
Uluslararası ticaret ulusların zenginliğini belirleyen mal akımıdır diye tanımlanır literatürde. Yalın anlamıyla ihracat ile ithalatın toplamıdır genel olarak.
Bu öneme sahip veriler hakkında dikkat ederseniz fazla konuşulmuyor artık. Eskiden ihracatımız şöyle arttı, ticaret yaptığımız ülkelerin sayısı ve bölgesel dağılımı böyle oldu gibi makyajlı verilerle dolu olurdu etrafımız.
Artık böyle bir güzelleme yapmanın olanağı kalmadı.
Kalmadı çünkü her yerde olduğu gibi dış ticaret piyasasında da arz ve talep dengesi bozuldu. Dış ticaretin bir bakıma fiyatı olan döviz kurundaki baskılama toplumsal maliyet ve fayda dengesini altüst etti.
Baskılanan döviz kuru ile ihracat kazancı azaldı, döviz gelirleri taban yaptı.
Bakmayın siz yıllık ihracatımız şu kadar oldu diyen siyasetçilerin (siyaset satanların) söylemine. Potansiyel iharacat kapasitemiz olan 300 milyar dolar verinin çok ama çok altında yıllık bir veriye ancak ulaşabildik.
İHRACATÇI ESASINDA MUTLU
Uluslararası ticareti sadece ihracat yönünde miktar ya da kazanca göre yorumlamak çoğu zaman doğru olmaz. Sürecin yansımasını oluşturan ithalatta resim biraz daha farklı gözükmekte bugünlerde. Tam da bu yüzden sanayicinin (ihracatçının) kur hakkındaki serzenişleri cılızlaşmaktadır.
Sanmayın ki korkularınında seslerini yükseltemiyorlar...
Yurtiçi satışlarında ihracatlarında elde ettikleri kazanç ve hükümet yardımlarındaki (teşvik adı altında vergisizlik süreci diyelim buna) memnuniyet seviyelerinden bu sessizlik, bu mutluluk...
Dahası da var.
Hem içeride perakende satışların seyri hem de dış ticaretteki sanayi yanlı artış hızının verdiği kâr hazzına bir de döviz kurunun desteğiyle ithalattaki ürün kompozisyonunu ekledikleri için seslerini kıstılar.
Açalım bu noktayı biraz isterseniz.
Ülkemizde ihracatı yapan sanayi(ci) kompozisyonu ithalatçı olanlarla hemen hemen aynıdır. Diğer bir ifadeyle, ihracatçılar aynı zamanda aramalı (hammadde) sanayi malı ve tüketim mallarını ithal eden grubun ta kendisidir. Hal böyle olunca ihracattan kaybedilen artık değerin ithalat yoluyla fazladan yerine konması yani düşük döviz kuru ile ucuz girdi ithalatı, (sözde) ihraç kaybının hepsini yerine koymaktadır.
Kurnazca uygulanan bu düşük kur politikası ihracatçıyı (ithalatçıyı) her durumda memnun eder niteliktedir.
Öte yandan bu oyunun uygulanmasında ve ithalatın kompozisyonundaki değişme can sıkıcı bir hal almaktadır.
Kur politikası ülke genel verimliliğini azaltmakla kalmamakta, ithal ürünlerin paylarında değişime de neden olmaktadır. Geçmişten günümüze sanayi ve aramallarının ithalattaki payının yüzde 90’larda oluştuğu, kalanın da tüketim ürünleri olduğu ithalat kompozisyonunda, tüketim mallarının payı şimdilerde yüzde 15’lere çıkmıştır.
Sanayideki küçülmeyi toplama yayacak bu kompozisyon değişimi, KKM ve carry-trade benzeri kurnaz politikaların ülkeye verdiği zararı ortaya koymaktadır.
Bu zararın eşik noktası toplum açısından çoktan aşıldı.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Dönmek isteyen gençler için şartını açıkladı
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- 'Seküler müdür kalmadı'
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- Jose Mourinho'dan genç futbolcuya övgü!
- Bir acayip Türkiye hikâyesi
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- Başkan Özarslan’dan açıklama