Veysel Ulusoy

Müjde, poşete zam yapmadık!... Tamam yaptık da...

01 Ocak 2023 Pazar

Ne dediysek o diyerek vatandaşlara müjde veriyordu Çevre ve Şehircilik bakanımız...

Müjde o kadar önemliydi ki gazetelerde neredeyse baş haber oldu. 

Poşete bu yıl da zam yapılmayacağı söylemi sayın bakanın müjdesiydi...  

Enflasyon sepetindeki 409 maddenin kılcal damarlarına kadar zam gelmişken poşete zam yapılmaması karar vericiler tarafından gündem oluştursun diye TV ekranları, gazeteler ve sosyal medyada bolca irdeleniyordu.

Esasında müjde de doğru değildi. Aksine poşete yüzde 54’e denk gelen 13.5 kuruş zam bile gelmişti ama bunun vatandaşa yansıtılmamış olması haberdi. Gelen zam (13.5 kuruş) çevre projelerinde kullanılmak üzere marketler tarafından devlete ödenecek kısım olarak sunulmuştu bize...     

Diğer bir anlamıyla, örneğin doğalgaz zamlarında olduğu gibi üretici ve satıcının üzerine yüklenilen zamlar tüketiciye yansıtılmıyordu bu ayarlamayla.

Bu düşünce tarzı zaten tam da bu anlamıyla yaşadığımız üç haneli enflasyonun nedenidir. Ne faiz ne de dış güçler bu ekonomideki kötü gidişata bu poşet yaklaşımında olduğu düşünce yapısı kadar zarar vermemiştir sanırım. Kaldı ki bir de zam yaparken bunun vatandaşa müjde olarak anlatılması da cabası...

EKONOMİDE TEMEL İLKE YANSIMADIR

Hangi alan olursa olsun, ülke yönetiminde etkili olan tüm karar verici ve alıcılar ekonomideki çok önemli bir kuralı akıllarında tutmalıdır: Yansıma, yansıtma...

Yaklaşıma göre bir ürünün fiyatında yapılan yukarı yönlü bir ayarlama sonucunda piyasa kuvvetine sahip olan taraf bunu en son aşamada ürünü elde edene, tüketene yansıtır. Daha açık bir söylemle, döviz şoku, vergi ayarlaması çevre politikalarının gerektirdiği ek vergi benzeri ayarlamalar doğrudan son aktöre yani size, bize yani tüketiciye yansıtılır.

Örneğimizdeki 13.5 kuruş da sanayicilerin üretimde kullandığı kısma yapılan ve hatta müjdelerle sunulan doğalgaz zammı da eninde sonunda son tüketiciye yani size, bize yani vatandaşa yansıtılır. Bu piyasa kuvveti kapsamında büyük role sahip olan tüm firma veya sektörde genel ve piyasa diliyle de akılcı bir yaklaşımdır. Diğer bir ifadeyle, tüm yukarı yönlü fiyat ayarlamaların ya tamamı ya da önemli bir kısmı satış fiyatlarına yansıtılır. 

Aksi olursa hayırseverliğin kapsamı değişmiş olur...

ÜFE İLE TÜFE FARKI NE KADAR ANLAMLI?

Birkaç yıldan bu yana tecrübe ettiğimiz yüksek enflasyon ve onun getirdiği sonuçlar esasında aynı kapsamda değerlendirildiğinde, yukarıda bahsettiğimiz “yansıma/yansıtma” içeriğinin nasıl da önemli olduğu açıkça ortaya çıkar.

Çok uzun bir zamandan bu yana bildiğimiz üzere üretici fiyat endeksi (ÜFE) tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yükselişleri arasında nerdeyse bir katı ve üzerinde fark oldu ve hâlâ da bu fark istatistiki olarak önemli bir boyutta. Buna göre üretici ürün maliyetleri üzerindeki baskının neredeyse yarıdan fazlasını kendi üzerinde tutarak ürün fiyatlarına yansıtmadı anlamı ortaya çıkıyor. 

Çıkıyor ama tüm garipliği ve anlamsızlığıyla tabii...

En azından tekel gücüne sahip resmi kurumların sunduğu fotoğrafta bu gözüküyor. Zaten ÜFE-TÜFE farkının akıldışılığı yanında bunun hem üretici hem de tüketici tarafından çok iyi biliniyor olması, poşet politikasında yapılan (anlamsız) uygulamanın da ne demek olduğunu ortaya koymaktadır.

Özetle, kurallar yerine söylem ve müjdelerin ağırlıklı olduğu ülkelerde fakirlik kaçınılmazdır.

Ülkemizde olduğu gibi.

NOT: Her ne olursa olsun ama verimli yıllar sizlerle olsun!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerel 21 Nisan 2024
Döviz kuru şoku 24 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları