Meritokrasiden nepotizme
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Meritokrasiden nepotizme

07.10.2018 09:00
Güncellenme:
Takip Et:

Meritokrasi kavramını dilimizde en iyi açıklayabilecek sözcük kuşkusuz liyakatir ve Osmanlı’da da esas olan liyakattir. Toprak mülkiyetinin geç gelmesi, aristokratik bir sınıfın gelişmesini engelledi ve liyakate dayalı bürokrasi olduğu gibi Cumhuriyet Türkiye’sine yansıdı. Ne var ki bu durum AKP ve Erdoğan dönemi ile son bulmuştur.

Meritokrasi kavramı oldukça eski olmasına rağmen ilk kez 1950’lerde sosyolog Michael Young tarafından dillendirilmiştir. Yunanca “kratos” yani güç sözcüğünün başına Latince kazanma sözcüğünden “mereo”nun eklenmesiyle meritokrasi, yani hak edenlerin, başarılı olanların yönetimi kavramı ortaya çıkmıştır. Aslında kavram ortada olmasa bile kimi uygulamalar Han dönemi Çin’ine dek uzanır ve düşüncenin temelinde Konfiçyüs felsefesi yatar. Kuşkusuz Platon’un düşsel filozoflar devleti de bir tür adı konmamış meritokrasi özlemidir.
Uygarlığın sınıflı toplumlar tarafından kurulduğu düşünülürse, daha Sümer’den başlayarak, asker ve rahip sınıflardan oluşan bürokratların bir süre sonra kendilerini toplumun geri kalanından ayırarak bir tür soyluluk yarattıklarını söyleyebiliriz. Eski Yunan’da ve Roma’da vatandaşlar ve köleler olarak düşünülebilecek bu yapı yine Yunan ve Roma’daki kimi reformlarla orta sınıfların yönetime alınmasıyla sürse de, sonuçta köleler sınıfı varlığını hep sürdürdü. Avrupa Orta Çağı yeni bir ekonomik sistemi ve yeni toplumsal ilişkiler ağını getirdi. Bu kez toprak köleleri üzerine oturmuş bir soyluluk ve kilise babalarının yönetimi söz konusuydu.
Belli bir alanda uzmanlaşmış, iyi eğitim almış, sınavlardan başarıyla çıkmış, kariyerinde ilerlemiş ve zekâ düzeyi oldukça yüksek insanların yönetimi de anlamına gelebilecek olan meritokrasi belki de ancak İngilizlerin, Çin’den Hindistan’a yansıyan uygulamaları fark etmesiyle Avrupa’ya ulaşmıştır. Aydınlanma Çağı düşünürlerinin yazıları ve İngiltere uygulamaları meritokrasinin yükselişini de yanı başında getirmiştir. Kısacası başarı ve hakketme değil kan bağı ve kalıtımsal nedenlerle yükselme anlamına da gelen ‘Eski Rejim’ uygulamalarını Fransa’da sonlandıran ise Napoleon olmuştur. “İlerleme ancak yeteneklere açıktır” biçiminde çevrilebilecek sözleri, söz olarak kalmamış, ordu mensupları, meclis üyeleri ve aristokratlar görevlerinden alınmışlardır. J. S. Mill’in de eğitimlilere daha fazla oy ve temsili önermesi benzer bir düşünceyi çağrıştırmaktadır.

Sokollu örneği
Batı literatürü nedense bu konuyla ilgili olarak Çin ve Hindistan’ı zikretseler de İslam dünyası ve Osmanlı uygulamalarını bu açıdan dikkate almazlar. Oysa Osmanlı İmparatorluğu’nun devşirme sistemi büyük ölçüde bir meritokrasi sistemidir. Osmanlı kuşkusuz bu tür bir meritokrasi ile Oğuz aşiretleri ve öteki Türklerden oluşabilecek bir tür aristokrasiyi de engellemeyi bilmiştir.
Sokollu yalnızca bir örnektir. Oldukça geç yaşta devşirilen bu papaz okulu öğrencisi İstanbul’a getirildiğinde 16 yaşındadır ve artık en önde gelen İslam alimlerinden ders alma olanağını elde etmiştir. Kuşkusuz Sokollu kendisinden beklenenleri yerine getirme başarısını yakalayamasaydı sadrazamlığa giden yolda ilerlemesi mümkün olamazdı. Bir tek gün denize ayak basmadan Kaptanı Derya’lık görevinde bile bulunan ve karadan, Osmanlı donanmasını Avrupa’nın en önde gelen donanmalarından biri haline getiren Sokollu, İmparatorluk tarihindeki yüzlerce başarı öyküsünden yalnızca bir tanesidir. Daha az başarılı olanlar İmparatorluk bürokrasisinin alt basamaklarında yer almış ve bir kısmı belki de yeniçerilikten öteye gidememişlerdir. Kuşkusuz Kapı Sistemi içinde yükselen bu insanların yöresel kayırmalardan faydalanmadıkları söylenemez ama yine de başarı ve hak etme ön plandadır.
Doğallıkla toprak mülkiyetinin olmadığı bir coğrafyada Batı benzeri bir sınıf yapısının bulunması mümkün değildi. Bu da aristokratik bir sınıfı dışlıyordu. Yani Batı örneğinde olduğu gibi büyük oğulun malları miras alması ve küçüğün ise askerliğe ya da en azından Katolik ülkelerde zaman zaman kilise üyeliğine yönelmesi gibi bir durumun ortaya çıkması mümkün olmamıştır.

Esas olan liyakat
Meritokrasi kavramını dilimizde en iyi açıklayabilecek sözcük kuşkusuz liyakattir ve Osmanlı’da da esas olan liyakattir. Toprak mülkiyetinin geç gelmesi, aristokratik bir sınıfın gelişmesini engelledi ve liyakate dayalı bürokrasi olduğu gibi Cumhuriyet Türkiye’sine yansıdı. Cumhuriyet meritokrasinin omuzlarında yükseldi. Uzunca bir süre “memur devleti” olma özelliğini sürdürdü. Süleyman Demirel’den Turgut Özal’a ve Necmettin Erbakan’a uzanan siyasetçiler kuşağı hep meritokrasinin parçası olmuşlardır.
Ne var ki bu durum AKP ve Erdoğan dönemi ile son bulmuştur. Partinin ve bireylerin saltanatı, yakınların kayırılması, yükseltilmesi, liyakat sözcüğü ağızlardan düşürülmemesine rağmen sürmüş ve sonunda sistem, damatların bakan yapıldığı bir yapıya dönüşmüştür. 600 yıllık meritokrasi geleneğinin nepotizm ile son buluşu ülkenin asla hak etmediği üzücü bir durumdur.  

Tuğrul Tanyol

Yazarın Son Yazıları

Cumhuriyetimizin vazgeçilmez değeri - Azmi Kişnişci

“Eşitlik”, Cumhuriyetin yalnızca hukuki bir ilkesi değil; toplumsal yaşamımızın adalet duygusunu ayakta tutan temel dayanaklarından biridir.

Devamını Oku
22.12.2025
Büyüyen eşitsizlik, yaygınlaşan yoksulluk - Sıtkı Ergüney

Ekonomide; fiyatlar genel düzeyindeki; artış “enflasyon”, gerileme “deflasyon”, duraklama ile birlikte yaşanan artış da “stagflasyon” olarak tanımlanır.

Devamını Oku
20.12.2025
Yenilmezlikler ve dokunulmazlıklar - Cengiz Kuday

Tarih, bazen büyük savaşlarla değil; küçük, sessiz ve ilk bakışta sıradan görünen olaylarla yön değiştirir.

Devamını Oku
20.12.2025
Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma - Prof. Dr. Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025