Cumhurbaşkanı atadığı rektörlerden performans soruyor mu?
Orhan Bursalı
Son Köşe Yazıları

Cumhurbaşkanı atadığı rektörlerden performans soruyor mu?

01.11.2018 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Derkeeeen, neden 500 üniversite arasında yokuz diye yazdığımız sırada, üniversitelerimizden birinin Cumhurbaşkanlığı’nca atanmış rektörü ses verdi: “İslami olarak Cumhurbaşkanımıza destek vermek farzdır.” Yoo hayır, bir rektör siyasi olarak iktidardan yana olabilir. Cumhurbaşkanını da çok sevebilir. Ama gelip de “İslami olarak desteklemek farzdır” biçiminde, ülkenin başimamı veya şeyhülislamı gibi fetva vermesi karşısında diyecek lafbulmak zor. Üniversite rektörü mü yoksa İslami fetvacı mı?
Biliyorsunuz üniversitelerde seçim kaldırıldı. Atananlar da genelde yukarıdaki sözleri söyleyen Harran Üniversitesi Rektörü gibi değil tabii, kendilerini bilenlerin çok olduğunu varsayıyorum, ama atananların çok çok büyük çoğunluğu iktidar yanlısı, yani siyasi-ideolojik tercihlerle atanmış insanlar. Bu üniversite Dünya Üniversiteler Sıralaması’nda,2500 arasında 2073’üncü sırada (ODTÜ UYAP raporu).
Üniversitelerimizin dünya sıralamasında ilk 500 arasında niye olmadığının hesabını soran Cumhurbaşkanı’nın, şimdi bu rektöre dönüp de “Üniversiteni bir adım kımıldatmamışsın, seni oraya fetva ver diye mi oturttuk yoksa ilk 500’e girmek için çalış diye mi” diye sorması şart olmalı.
Böyle düşünür mü bilmem. Ama düşünmeli ve koltuğuna siyasi tercihli atanmanın rahatlığıyla, “Sırtımı Cumhurbaşkanı’na dayadım, istediğimi yaparım, yağımı çekerim, göze de girerim” hareketi içinde olan onlarca rektöre bir çekidüzen vermeli.. Tabii dile getirdiği “Neden 500 içinde bir üniversitemiz yok” sözlerinde ciddiyse...
 
‘Rektör olarak başarın nedir?’
Mesela Cumhurbaşkanı, atadığı rektörler için, “İlk 500 üniversite arasına girmek için aranan kriterlere uygun bir performans gelişmesi” bilgisi istemeli. Merak etmiyor mu?
Mesela şunları sormalı rektörlerine:
“Rektörlüğün döneminde hangi AR-GE’lere destek verdin ve ne sonuç aldın, kaç tane kaliteli makale yayımlanmasını sağladın, hangi uluslararası büyük araştırma grupları içinde yer aldın, üniversiten çıkışlı araştırma makalesi sayısında artış mı var yoksa düşüş mü, çöp - değersiz makale mi üretiliyor orada yoksa kaliteli makale mi, kaç patentin var...” vb..
Cumhurbaşkanı niye 500 içinde yokuz diye sorarken, yukarıdaki soruları atadığı rektörlere sormalı.. Çünkü 500 içine girmek, bu ve benzeri sorulara verilecek “yüksek yanıtlar” ile mümkün. Peki rektörlerin böyle bir derdi var mı?
Önceki günkü yazım üzerine gelen çok sayıda yanıt var, üniversite içlerinden, akademisyenlerden ve okurlardan tabii ki... Mesela:
“Bilime ağırlık verilmeli, yatırım yapılmalı. Üniversite bağımsız olmalı ve özgür düşünmeli..”
“.. Şu anda üniversitelerdeki durum sizin yumuşak üslupla yazdığınızdan çok daha vahim, hem üniversitelerin yöneticileri ve hem de onların ‘bilime’ ve ‘bilim insanlarına’ uyguladığı ölümcül darbeler açısından.. Bu söz konusu yöneticiler, ömrü boyunca bilim yapmadıkları için ne bilimden anlıyorlar ne de bilimi destekliyorlar. Atadıkları sözüm ona ‘öğretim üyeleri’ de felaket...”
İbni Sina der ki, “İlim ve sanat takdir edilmediği yerden kaçar”. Cumhurbaşkanı bunu hiç duydu mu? Üniversitelerde bilim liyakata dayalıdır, layık olanlar yönetimde olmalı, bilimi desteklemeli...
Üniversitelerimizin temel sorunlarından biridir bu. Cumhurbaşkanı bu sorunu nasıl çözecek?

***

Berkay Ustabaş’tan mektup var
Şüphesiz başka bir üniversite sorunu hapishanelere tıkılan yüzlerce öğrenci. Onlardan Berkay Ustabaş’ın bugün mahkemesi var, diyor ki: “Bu mektubu size evimden ve üniversitemden yaklaşık 600 kilometre uzaktan, Kırıkkale F Tipi Kapalı Hapishanesi’nden yazıyorum.
10 ay önceye dek İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde lisans öğrencisiydim. .. Türkiye tarihinin en kitlesel cenazesi olarak kayıtlara geçen bir cenazeye katıldığım gerekçesiyle tutuklandım. 20 Aralık 2017’de neredeyse 20 yıldır ikamet ettiğim evim özel harekât polisleri tarafından basıldı. Annem ve 80 yaşını aşmış anneannemin üzerine silahlar doğrultuldu, evim arandı..
Baskından birkaç gün sonra kendi ayağımla gittiğim savcılıkta ifademi alan savcı Necip Sarı, ‘kaçma’ ve ‘delil karartma’ şüphelerinin var olduğu iddiasıyla tutuklanmamı istedi.. yaklaşık yarım dakika içerisinde tutuklanarak Metris’e, ardından Silivri 9 No’lu Kapalı Hapishanesi’ne; 23 Ocak’ta ise ikametimden 600 kilometre ötedeki Kırıkkale F Tipi Hapishanesi’ne sürgün edildim.”
Bugün duruşması var.

Yazarın Son Yazıları

Şu 29 maddeye noldu ey komisyon? Yanıt: DEM istemedi!

CHP, “Öcalan’a serbestlik, anayasa değişikliğine DEM desteği, PKK’ye ülkede siyaset yapma özgürlüğü” komisyonuna katılırken demokratikleşme olmadan Kürt sorunu çözülmez diyerek 29 maddede bir paket sunmuştu, hatırlatmak istedim özetle de olsa...

Devamını Oku
04.12.2025
Ümmet: Parçalanmış bir Türkiye

Dünkü yazımın sonu “Peki niye şimdi ümmet” sorusuyla bitiyordu. Yer darlığından yanıtı yoktu.

Devamını Oku
02.12.2025
İmralı ve PKK’nin ‘ümmetçi Türkiye’ söyleminin anlamı ne?

Bugüne kadar seküler parti havası basan Kürt milliyetçi siyasal hareketini bir süredir “ümmet” heyecanı bastı.

Devamını Oku
01.12.2025
CHP’yi kurultay sonrası çok zor bir dönem bekliyor

CHP programını yeniledi, parti meclisini 80 kişiye çıkararak kapsayıcılığını ve halk nezdinde temsiliyetini artırdı, büyük bir inançla Özgür Özel iktidara geleceklerini söyledi.

Devamını Oku
30.11.2025
Adeta yargısız infaz kararı

Evet Fatih Altaylı’ya verilen 4.2 yıllık mahkûmiyet kararı, sözlerinde açık bir tehdit asla olmayan ve doğrudan cumhurbaşkanını hedef almayan, ana fikri Türk halkının seçimlerde oy kullanmayı artık çok sevdiği ve bundan asla vazgeçmeyeceği idi.

Devamını Oku
27.11.2025
DEM’in kaçırdığı, CHP’nin yapması gereken

CHP’nin “çözüm” komisyonuna katılırken verdiği sözü tutması iktidar kanadını ve bu kanada eklemlenenleri rahatsız etti.

Devamını Oku
25.11.2025
Yeni seçim ittifaklar olasılığına bir bakış ve sırat köprüsünde yürüyenler

Dünkü yazımın sonunda şu cümleler vardı: Süreç zaten yeni ittifaklar yaratacak ortama itildi.

Devamını Oku
24.11.2025
Neden İmralı dayatması? Çünkü sürecin lideri!

Evet, apar topar ve medyaya kapalı bir toplantı ile milletvekillerinden oluşan ve 5 kişi olacağı söylenen bir heyet, İmralı Adası’na gidecek.

Devamını Oku
23.11.2025
İddianamede yaldızlı bir casus öyküsü

İddianamede Eylem 13 başlığı altında çok ciddi bir iddia var:

Devamını Oku
17.11.2025
Burası Türkiye abicim, yarın ne olacağını kestirmek zor

AKP çok şükür kendinden önceki sağcı iktidarların izinden giderek ülkeyi, geçmişe kıyasla en büyük ekonomik çöküşe ve yoksullaşmaya itti.

Devamını Oku
16.11.2025
Olağanüstü döneme olağanüstü iddianame

4 bin sayfalık iddianame mi olurmuş?

Devamını Oku
13.11.2025
Millet, ‘dâhi adam’ın bu topraklardan çıkmasının gururunu yaşıyor

AKP’den önce 10 Kasım’larda sirenler çaldığında köprüde, caddelerde sokaklarda durmayan araçların ve yayaların sayısı hatırı sayılır ölçüde fazlaydı.

Devamını Oku
11.11.2025
Cumhuriyetin temeli ve Ata’nın bize mirası 3+2 altın anahtar

Bugün büyük Türk’ü anıyoruz.

Devamını Oku
10.11.2025
Üniversite diploması ne kadar değerli

ABD’de Gallup’un ağustos ayında gerçekleştirdiği anket ilginç sonuçlarıyla tartışma yarattı...

Devamını Oku
09.11.2025
Mesele salt İmamoğlu değil, yenilikçilik ve yerellik

Ekrem İmamoğlu’na casusluk suçlamasının hemen ardından oğlu ve babasının sorguya çekilmesine sıra geldi.

Devamını Oku
06.11.2025
Ahmet Türk ve hayal alemi

DEM heyeti ile cumhurbaşkanı arasında son yapılan ve sonucu merakla beklenen görüşme üzerine bir açıklama beklerken cumhurbaşkanı hukuk başdanışmanlarından Mehmet Uçum merakımızı giderdi.

Devamını Oku
04.11.2025
İstanbul ‘iş bilmez kadir bilmezler’in mi elinde? Peki ‘Biz ihanet ettik’ kim dedi?

Cumhurbaşkanı, İstanbul’un en değerli havaalanı Atatürk Havaalanı’nın yıkılarak yerine yapılan “millet bahçesi”ni ziyaret etmiş ve “İstanbul’umuzu iş bilmez, kadir kıymet bilmez, tarih ve medeniyet şuurundan yoksun kifayetsizlerin insafına terk etmiyoruz. İstanbul bizim göz bebeğimizdir. Bu aziz şehrin bir fetret devri daha yaşamasına gönlümüz asla razı değil” demiş.

Devamını Oku
03.11.2025
Bayrampaşa’ya çökme, genel seçimlerin provası mı?

Bayrampaşa Belediyesi’ni “ele geçirme eylemi” tam bir milli iradeyi hava cıva gören bir iktidar anlayışının tipik örneğidir.

Devamını Oku
02.11.2025
En büyük iki devrim: Ulus ve kadın devrimi

Bu döneme özgü karamsarlıkları erteleyerek bir de şu açıdan bakalım: Atatürk’ün Cumhuriyet hedeflerine önemli ölçüde varılmıştır; bu hedeflerin artık geri döndürülemez olduklarına, tüm Türkiye’nin dün Cumhuriyeti ve Atatürk’ü olağanüstü sahiplenmesiyle sürekli tanıklık ediyoruz.

Devamını Oku
30.10.2025
Casuuusss... Cephanelerini çabuk tüketiyorlar... Hedef Tele1 miydi!?

Yahu bekleyin kardeşim, insanları en çok etkileyebilecek bir konuyu...

Devamını Oku
27.10.2025
İslamcı ‘muhafazakâr demokrat’ olabilir miydi?

“Muhafazakâr demokrat”ların en son numarası, bertaraf etmek istedikleri muhalif rakiplerini casuslukla suçlamak oldu.

Devamını Oku
26.10.2025
Ya İmralı gelsin veya İmralı’ya gidelim!

Evet, DEM (ve tabii ki Kandil) “terörsüz Türkiye” komisyonunu, daha doğrusu AKP iktidarını ve MHP’yi, Öcalan’ın serbest bırakılması noktasına indirgedi ve sıkıştırdı.

Devamını Oku
23.10.2025
Demokrasi yoksa ne çözümü!

Tarafların pozisyonuna bakalım, evet yeniden, fotoğraf net olarak görülmezse politika üretilemez ve kararlar alınamaz.

Devamını Oku
21.10.2025
Ey Meclis milletvekillerine sahip çıkma özgürlüğün de mi yok

Önce: Merkez Bankası başkan yardımcısının dolandırıcılık suçlamasıyla hakkında soruşturma açılmasına şaşırdık mı, hayır demeyeceğim ama evet de diyemiyorum.

Devamını Oku
20.10.2025
Tek tek avlanmak ve hukuka sahip çıkmak

Fatih Altaylı’ya 5 yıldan az olmamak kaydıyla hapis cezası isteniyor.

Devamını Oku
19.10.2025
Tek adamlık için şarttı: AKP içinde büyük tasfiye

İki yazıdır AKP’nin 2 yıllık iktidarı süresi içinde mutlak iktidara, tek adam rejimine giden yolların nasıl açıldığını yazıp duruyorum.

Devamını Oku
16.10.2025
Mutlakiyete giden süreç: Ordu ve yargının dönüştürülmesi

Dünkü yazım, tek adam rejiminin başlangıç noktası üzerineydi:

Devamını Oku
14.10.2025
Başlangıç noktası: Denge denetleme yıkılınca varılan yer

Demokrasiye zerre inanmayanlar, iktidara gelince adım adım mutlak iktidarlarını kurmak için kolları sıvarlar.

Devamını Oku
13.10.2025
Siyaset ağlarını örüyor, hukuka aykırılığın anlamsızlığı ve İmralı tahterevallisi

Bayrampaşa Belediyesi’ne, başkan ve arkadaşlarına çekilen operasyonun yanı sıra, CHP meclis üyelerinden bir kaçını hayatlarından adeta bezdirerek partilerinden istifa ettirilmeleri ...

Devamını Oku
12.10.2025
Nobel Ödülleri: Bilim gelişmenin ve yeni ufukların anahtarıdır

Aziz Sancar, en üst düzey ve özgürce araştırmaların yapıldığı ülkelerden birinde, ABD’de, günde 16-18 saat çalışarak ve merakının peşinde koşarak, odaklandığı konuyu çözmek için yöntemler geliştirerek DNA’nın, ikili zincirdeki bozulmaları nasıl onardığını gösterdi.

Devamını Oku
09.10.2025
Ülkeyi, ekonomiyi altın alanlar mı batırdı... Belirsizlikler dorukta

İktidarın gözü milletin altınlarında...

Devamını Oku
07.10.2025
Bir fotoğrafın düşündürdükleri: Kimse yanılsamaya kapılmasın

Meclis’in açılış resepsiyonunda cumhurbaşkanının iyi bir halkla ilişkiler girişimi ile siyasi parti liderlerini davet ederek verdiği gülücüklerle dolu toplu fotoğraf en önemli tartışma konusu oldu.

Devamını Oku
05.10.2025
Nobel Barış Ödülü merakı ile boşa koşan adam

Netahyahu-Trump’ın baş başa hazırladığı plan kime yarar...

Devamını Oku
02.10.2025
Büyük yoksullaşma ve çöküşün anatomisinden paylaşımlar

Ülkede hiç bu kadar büyük yoksul kitleler ve giderek daha az sayıda büyük zenginler yaratılmamıştı.

Devamını Oku
30.09.2025
ABD karşısında tarih boyunca hep kaybettik, çünkü...

Çok şey konuşuldu cumhurbaşkanının ABD ziyareti üzerine.

Devamını Oku
29.09.2025
Tunç’un bağımsız tarafsız yargısı Gökçeklere neden işlemiyor?

Haftada birkaç kez her ciddi karın ağrısı hukuk olayı ortaya çıktığında, “Türkiye bir hukuk devletidir, yargı bağımsız ve tarafsızdır...

Devamını Oku
28.09.2025
İptalciler mi daha hukuksuz, AKP yargısı mı... Ve yarı hiyerarşisine reddiye

Dün komik olaylar yaşandı.

Devamını Oku
25.09.2025
Kongre gri alanları ve operasyonel sözde muhalefeti bitirdi

Hukuku, yargıyı tamamen elinde tutan, yargıçları mahkemeleri atayan, farklı karar veren mahkemeleri dağıtan, dahası beğenmediği yargıçları üstelik rütbesini düşürerek sürgüne gönderen, AKP’li avukatları yargıç yaparak İstanbul’da CHP 38. kongresini iptal ettirerek üstelik onlara mutlak butlan (kongreyi yok sayma) kararı aldırmaya çalışan iktidar değil, sanki bizzat CHP’nin kendisi...

Devamını Oku
22.09.2025
Temiz bir iktidar hayal değil, bu ülke bunu çoktan hak etmiştir

Anlamakta zorluk çekiyorum.

Devamını Oku
21.09.2025
Devlet partisi belediyeleri tuzakla ele geçiriyor: İkinci aşama

İsmail (Saymaz) iyi slogan üretti: “Ya AKP rozeti takacaksın ya da kelepçe”.

Devamını Oku
18.09.2025