Enver Aysever

Çöplük!

30 Mayıs 2019 Perşembe

Bizim ülkede gazeteci, yazar olmak zordur. Haksızlık ediyorum, “yurttaş olmak başlı başına meseledir” desem daha doğru. Uzun vadeli plan yapamazsınız. Ücretli çalışansınız diyelim, borca gireceksiniz, bir yıl sonrasını göremezsiniz. Tatil planı yapacaksınız, her an seçim konabilir, eğer vicdanlı ve haklarına sahip biriyseniz iptal etmek zorunda kalırsınız.
Bu kadar olsa neyse; çocuğunuzun eğitim tercihini yaparsınız; her bakanın ruh haline göre uygulama değişir, nerede başlayıp nerede bitirdiğine şaşarsınız okulu. Diyeceğim, bu yazıyı başka meseleler üzerine kurmuştum, olmadı. Sabahın erken saatinde skandal haber duyuldu hemen!

Şeriat hâkimleri
Kadın avukat, duruşma günü sabah giyinirken gireceği davada eteğinin konu olacağını tahmin etmemiştir muhtemelen. Kürsüdeki adam, önündeki dosya ile ilgileneceğine, kadın avukatın giyimine bakıp, etek boyunu suç sayarak fotoğraf çekmek ister. Elbette kadın karşı çıkar. Anlaşılan hâkim efendi kadın avukatın kıyafetinin şikâyet konusu olarak baroya iletilmesini makul sayıyor! Avukat kadın duruma şaşırmış mıdır, sanmam. Bu ülkede bu tür durumlara alıştırıldık. Her gerici uygulama karşısında korkuyla geri adım atan toplum, katlanılmaz hale geldiğinde durum, yazık ki geç kalınmış oluyor.
Erdoğan kürsüden ne derse emir sayan bürokrasi, adalet, üniversite, siyaset gereğini yapıyor. Kimi zaman gereğinden öte de gidiyor. Belki Erdoğan şu seçim sürecinde bu hâkimin zamanlamasını yanlış bulacaktır. Dikkat edin, sadece zamanlamayı. Yoksa eminim etek boyu memleketin en önemli adalet sorunudur! Geçen hafta “şeriat” sözcüğünü rastlantı olarak kullanmadı Erdoğan. Yeni düzenin kodlarını vermeye devam ediyor. Hukuk ayaklar altına alınırken sessiz kalanlar, bugün günah çıkarsa ne çare?
Bu düzenin kurulmasında kalem oynatan kim varsa, söz söyleyen, göz yuman ortaktır dün adliyede işlenen suça. YSK’nin seçim iptali kararı ne kadar dehşet vericiyse, dünkü skandal da öyledir. Birine tepki verip, diğerini görmezden gelmek ikiyüzlülüktür. Tehlike büyük...

Popülizm gericiliğe artı yazıyor
“Türk Tipi Başkanlık” denen ucube düzen, birbiriyle ilgilisi olmayan siyasal yapıları zorla yan yana getiriyor. Hal böyle olunca da, ortağın canı sıkılmasın diye sürekli alttan almak gerekiyor. Başörtülü hanımları sürekli pohpohlamak zorundasın mesela, oruç tutmasan bile iftara katılmak şart, cumalarda boy göstereceksin, yalandan da olsa dudak oynatacaksın dua okunurken bir yerde... Cümleye başlarken “ülkenin yüzde doksan dokuzu Müslüman” diyeceksin, yetmeyecek “benim anam, babam, ailem dindardı” diye vurgu yapacaksın! Ahlaki bir sorunu tartışırken “bBu Müslümanlığa sığar mı?” diye örnek vereceksin. Bunların tamamı yanlıştır. Dileyen dilediği gibi inanır, giyinir, düşünür. Ancak sürekli inançlı olduğunu kanıtlamak ve bunun üzerinden siyasal dil kullanmak toplumu öldürür. “Laiklik ekmektir, sudur” demem bundandır.

Koktu artık
Geçen gün haber vardı: “Dünyanın en büyük çöp ithalatçısı Türkiye” diye. Başka ülkeler ithal ettikleri çöpleri hammadde yapıp kullanıyor, üretime katıyor, biz ne yapıyoruz? Koca hiç! Ne karşılığında geliyor bu çöpler bize? Hangi rüşvet, çıkar karşılığında? Çok zamandır çöplükte yaşıyoruz, öylesine alıştık ki burnumuz koku almıyor.
Olanlara bakınca aklıma geldi!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İflas 25 Mart 2021

Günün Köşe Yazıları