İstifa istemek demokratik haktır!
Enver Aysever
Son Köşe Yazıları

İstifa istemek demokratik haktır!

08.02.2021 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

12 Eylül faşizminin güler yüzlü kahramanı Özal, ülkenin okuryazarlarını içeri tıkan darbenin ardından meydanı boş bulmuştu. Neo-liberal siyasetin gereğini yerine getiriyordu; cehaleti kutsuyor, tüm değerleri ayakaltına alıyor, ustası Menderes, Erbakan gibi milliyetçi, dinci çizgide siyaset yapıyordu. Yığınlar bu sevimli(!) şişmanı pek sevmişti. Büyük para babaları iyice keselerini doldurmuştu. Orta sınıf esnaf fırsattan faydalanıp semiriyordu. Aydın, solcu katliamı kimsenin aklına gelmiyordu.

Parıltılı paketlerde sahte özgürlük, demokrasi pazarlanıyordu. Gamsız, sorumsuz, bencil yığınlar peşindeydi Tonton’un! Bu adam sadece oyların üçte birini almış olmasına karşın Meclis’in üçte ikisini ele geçirmişti. Yani, ne adaletten, ne eşitlikten, demokrasiden söz açma olanağı vardı aslında. Üstelik yüzde on gibi benzeri görülmemiş barajla temsil adaleti yerle bir edilmişti.

***

Birileri için bu koşullar zenginleşmek anlamına geliyordu. Oysa aydın, sanatçı, biraz duyarlı insanlar için yaşanan tam cehennem hayatıydı. Muzır Yasası çıkmıştı, dergiler poşete sokulmuştu, ifade özgürlüğünden, örgütlü toplumdan söz açmak mümkün değildi. Üniversiteler YÖK eliyle yüksek lise haline gelmişti. Cemal Süreya da bu tabloya dayanamayanlardan biriydi. Haliyle kendi dilinde Özal’a seslendi, yani şiirle, şöyle yazdı:

Ülkemizi sizden,

Sizi de kendi özel sıkıntılarınızdan

Kurtarmak için

Arkadaşım Muzaffer Buyrukçu’yla

Bir önerimiz var:

İntihar etmelisiniz!

Ben ve Buyrukçu bu konuda

Dostça omuz veriyoruz size.

Gelin, halkın önünde,

Üçümüz birlikte intihar edelim.

Yer: Kadıköy eski iskelesinin önü.

Günü ve saati siz saptayın.

Ülkemiz sizden kurtulsun,

Biz de işe yaramış olalım.

***

Geçen gün RTE yine aşağılayıcı bir dille, “Korkmasalar Cumhurbaşkanı istifa etsin diyecekler”. Cümlenin neresini düzeltsen, eksik kalır. Demokraside(!) yaşıyorsak, yurttaşların tümü hoşlanmadıkları siyasileri eleştirme hakkına sahiptir, buna Cumhurbaşkanı da dahildir. Hele bu kişi partiliyse ve toplumun sadece yarısını temsil edecek oyu alarak o makama gelmişse, eleştiri kaçınılmazdır. Yurttaşlar Cumhurbaşkanı’ndan korkuyorsa, istifaya davet edemiyorsa bunun adı “demokrasi” değildir herhalde. Mutlak güce, tek adama iman eden halktan ne bilim beklenir, ne demokrasi, ne hukuk. O halk tüm değerlerini yitirmiş demektir.

Kendine güvenen, yaptığı işi doğru bulan biri eleştiriden kaçmak yerine, teşvik eder. Bu, o yöneticinin hesap verebilir olmasıyla ilgilidir. Apartman yöneticisini, federasyon başkanını, sendika yönetimlerini istifaya davet edebiliyoruz da neden Cumhurbaşkanı edilmesin? Hep söylenir “İktidar her düzende vardır, muhalefet sadece demokrasilerde olur” diye. Doğrusu demokrasi denen züppe oyunun ortaya çıkardığı muhalefetin hali içler acısı. Yüksek sesle “istifa” diye haykırmaları beklenirken, sandık kutsamasına devam ediyorlar. Sandık demokrasilerde asgari koşuldur, mutlak gösterge değildir. Eğer Cumhurbaşkanı’nı istifaya davet edemiyorsanız “liberal demokrasi”den bile söz edilmez!

***

Erdoğan dilediğine nasıl uygun görüyorsa öyle seslenmek -hakaret etmek- hakkına sahip görüyor kendini. Elbette Cumhurbaşkanı da eleştiri hakkına sahiptir. Ancak eleştiri ile hakaret, hedef gösterme arasında fark vardır. Cumhurbaşkanı elinde silah olan kolluk kuvvetlerinin başıdır. Bir de durumdan vazife çıkaran karanlık tipler eklenince tabloya, durum kaygı verici olur. Kulağı Cumhurbaşkanı’nda olan savcı, hâkimler zaten emir bekler halde. Bu durumda, saygın bilimci birini, Ayşe Buğra’yı, üstelik cinsiyetçi biçimde hedef göstermek, hangi ahlaka sığar?

Bir hükümdarın gücü, halkın onun hakkında nasıl söz ettiğiyle ölçülür. Henüz “Kabataş Yalanı” ortadayken, inatla “Gezi dış güçlerin işiydi. Boğaziçi de bunu devamıdır” demek o koltuğun saygınlığına yakışır mı? Ne Osman Kavala, ne bir başkası milyonlarca insanı meydanlara çıkaracak güce sahiptir. Köprüden yürüyen yaşlı-genç, kadın- erkek binler, birilerinin emriyle hareket etmez. Tabloyu görmek zorundadır Saray ve çevresi. Milyonlar bilimden, akıldan, hukuktan, kör topal da olsa demokrasiden yanadır. Bıçak kemiğe dayandı, sorumlusu herhalde Ayşe Buğra olmasa gerek!

***

Erdoğan halkın en az yarısını “millet” diye tarif ettiği yapının içinde görmüyor. Çıkıp dese ki “benim öyle bir ayrımım yok” diye, kimseyi ikna edemez,  yurttaş o “millet” denen kitle her kimlerden oluşuyorsa, orada kendini bulamıyor. Yeniden anayasa lakırdısı atıldı ortaya. Eşit yurttaşlık üzerinden, dünyanın geldiği uygarlık seviyesine uygun metne ihtiyaç var. Ancak bunu Saray’da yapmaya kalkarsanız ancak yandaşları razı edersiniz. Ülkenin kurucu meclis gereksinimi apaçık ortadadır!

Bir anımsatma da Ayşe Buğra Hoca’ya, demiş ki: “TÜSİAD gibi kurumlar bu hukuksuzluklara sessiz kalmamalıydı.” Hoca saf değil, iyi niyetli elbette. 12 Eylül 1980’de TÜSİAD neredeyse, bugün de oradadır.

Yazarın Son Yazıları

Cumhuriyet okuruna veda

Ustam Feridun Benden aradı “Altmış yıldır Cumhuriyet okuruyum, gazetenin sahibi sayılırım.

Devamını Oku
05.04.2021
İflas

İflas

Devamını Oku
25.03.2021
İstanbul Sözleşmesi erkekleri de yaşatır!

İstanbul Sözleşmesi erkekleri de yaşatır!

Devamını Oku
22.03.2021
Vicdan terazisine güvenmek

Ahmet Oktay gazeteciliği bırakıp zamanının tamamını edebiyata vermişti; söyleşirken “Günlük meseleler hep yazmaktan çaldı” dedi.

Devamını Oku
18.03.2021
12 Mart’ı doğru okumak

12 Mart’ı doğru okumak

Devamını Oku
15.03.2021
Yeni Türkiye’de makbul vatandaş kimdir?

Yeni Türkiye’de makbul vatandaş kimdir?

Devamını Oku
08.03.2021
‘Ne yapmalı’ sorusuna yanıt!

‘Ne yapmalı’ sorusuna yanıt!

Devamını Oku
04.03.2021
Grev

Grev

Devamını Oku
01.03.2021
İçindeki faşisti sustur!

İçindeki faşisti sustur!

Devamını Oku
18.02.2021
Sürü gururuna kapılmak!

Sürü gururuna kapılmak!

Devamını Oku
15.02.2021
Uzaya gitmek mi zor, anayasa yapmak mı?

Uzaya gitmek mi zor, anayasa yapmak mı?

Devamını Oku
11.02.2021
İstifa istemek demokratik haktır!

12 Eylül faşizminin güler yüzlü kahramanı Özal, ülkenin okuryazarlarını içeri tıkan darbenin ardından meydanı boş bulmuştu.

Devamını Oku
08.02.2021
İnsan olan boyun eğer mi?

İnsan olan boyun eğer mi?

Devamını Oku
04.02.2021
Kılıçdaroğlu haklı mı, haksız mı (!)

Kılıçdaroğlu haklı mı, haksız mı (!)

Devamını Oku
01.02.2021
Yeni Türkiye’nin elçisi!

Yeni Türkiye’nin elçisi!

Devamını Oku
28.01.2021
Hayat damarları kesilmiş ülke

Hayat damarları kesilmiş ülke

Devamını Oku
25.01.2021
Tek kale demokrasi oyunu

Tek kale demokrasi oyunu

Devamını Oku
21.01.2021
Kar, pisliğin üstünü örter mi?

Kar, pisliğin üstünü örter mi?

Devamını Oku
18.01.2021
Her yönüyle düşkünler toplumu!

Her yönüyle düşkünler toplumu!

Devamını Oku
14.01.2021
Kurtarıcılardan kurtulmak lazım!

Kurtarıcılardan kurtulmak lazım!

Devamını Oku
11.01.2021
Boğaziçi rektörsüz de olur!

Boğaziçi rektörsüz de olur!

Devamını Oku
07.01.2021
Neye şaşırdınız ki?

Neye şaşırdınız ki?

Devamını Oku
04.01.2021
Tuz koktuktan sonra!

Tuz koktuktan sonra!

Devamını Oku
31.12.2020
Yobazın duası kabul olur mu?

Yobazın duası kabul olur mu?

Devamını Oku
28.12.2020
Değişim hamaseti!

Değişim hamaseti!

Devamını Oku
24.12.2020
Kullar ve yurttaşlar!

Kullar ve yurttaşlar!

Devamını Oku
21.12.2020
Sınıf bilinci yoksa kuru ekmek bile yok!

Sınıf bilinci yoksa kuru ekmek bile yok!

Devamını Oku
17.12.2020
Modern gericilik!

Modern gericilik!

Devamını Oku
14.12.2020
Paranın dini imanı

Paranın dini imanı

Devamını Oku
03.12.2020
Katar’a devredilen ülke!

Katar’a devredilen ülke!

Devamını Oku
30.11.2020
Cin, cemaat, cehalet!

Cin, cemaat, cehalet!

Devamını Oku
26.11.2020
Ve Arınç yeniden sahnede!

Ve Arınç yeniden sahnede!

Devamını Oku
23.11.2020
Ağzının tadı ne zaman kaçacak kardeşim?

Ağzının tadı ne zaman kaçacak kardeşim?

Devamını Oku
19.11.2020
Saray dalkavuksuz, entrikasız olur mu?

Saray dalkavuksuz, entrikasız olur mu?

Devamını Oku
16.11.2020
Bir kira, bir yuva

Bir kira, bir yuva

Devamını Oku
12.11.2020
Bir ‘ABD’ Doları kaç ‘Türk’ Lirası!

Bir ‘ABD’ Doları kaç ‘Türk’ Lirası!

Devamını Oku
09.11.2020
Kapitalizmin tanrısı!

Kapitalizmin tanrısı!

Devamını Oku
05.11.2020
Enkaz!

İzmir deprem haberi önüme düşünce, pek çok kişi gibi hemen kendi deneyimlerimi anımsadım. İstanbul’da iki kez sallanmıştık, günlerce parkta yatıp, dehşet içinde haberleri gözlemiştik; ilk saatlerin ne denli zor olduğu gün gibi aklımda hâlâ!

Devamını Oku
02.11.2020
Devrimci Cumhuriyet için!

Devrimci Cumhuriyet için!

Devamını Oku
29.10.2020
Popstar dinciler ve Cumhuriyet

Popstar dinciler ve Cumhuriyet

Devamını Oku
26.10.2020