Tek kale demokrasi oyunu
Enver Aysever
Son Köşe Yazıları

Tek kale demokrasi oyunu

21.01.2021 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Demokrasi, olumlu sonuç veren yönetim biçimi değil. Tanımı gereği, halkın kendini doğrudan ya da temsilciler kanalıyla yönetmesi, denetlemesi anlamına geliyorsa da dünyanın hiçbir yerinde bu uygulamanın olmadığı açık. Halkın kendini yönetmesi, kararlar alması kâğıt üstünde hoş görünse de her zaman kalabalıkların doğru yaptıkları söylenemez. Demokrasi mahkûmiyetimiz Alain Tourain’in deyişiyle “henüz bu yöntemden daha iyisini bulamamış olmamızdan gelir.

***

Demokrasi, geniş kesimlerin ortak değerler üzerinde uzlaşması, eğitimli, aydınlanmış olması halinde belki olumlu sonuç verecektir. Adorno, “En küçük toplulukta bile en alt basamaktaki üyedir düzeyi belirleyen. Sohbetlerde edeceğiniz sözü sadece bir kişinin anlamaması bile inceliksiz sayılmanıza yeter. Masada tek bir gayri insani sima olduğunda bile konuşmalar, insanlık adına, en aşikâr, en sıkıcı ve bayat konularla sınırlı tutulur” der Minima Moralia’da. Şu halde, milyonlarca insanın konuşması, tartışması hayli güçtür. Meclis dahi olsa bu zemin düzeyi en vasıfsız olan belirleyecektir.

Defalarca yazdım, cehaletin kutsanması yığınların kendini koruması demektir. Eline her diploma alanın değer sahibi olduğu, sağlıklı ölçüt koyduğunu ummak saflıktır. Kör milliyetçi profesörlere, tarikat liderlerinin peşine takılan hekimlere tanığız. Diyeceğim, gelişkin demokrasi hukuk sayesinde herkesi korur, çıtayı bir düzeye taşır. Bu, geniş kesimlerin işine gelmeyeceği için, vasatın iktidarı her alanda egemen olur. Aydın düşmanlığı, eli kalem tutanın “öteki” sayılması bundandır. Kendine benzemeyenden hoşlanmaz toplum. Bizim gibi ülkelerde demokrasi, çoğunluk tahakkümü anlamına gelir.

***

HDP kapatılsın” çağrısı bir kez daha gösterdi ki bizde “kendine demokrasi” diyeceğimiz yeni bir tür söz konusu. Adını da fiyakalı koydular “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” diye. Arkasında herhangi bir düşünsel çaba olmayan, hiçbir bilimsel veriye dayanmayan bu “ben yaptım oldu” düzeni, her gün yeni kriz doğuracaktır. Düzenin temel dayanağı çoğunluk tercihlerine yaslanmış olmasıdır. Çoğunluk sağlamak için her türlü dalavere meşru görülmektedir. Birbirine benzemez siyasi yapıların yan yana gelmesi “uzlaşı” değildir, tersine “kimliksiz” olmak demektir. Kaba ayrımlar, tasnifler yaratıcı düşünceye engeldir.

***

HDP, Kürt halkının temsilcisi olarak Meclis’te yer alıyor. Temel çıkışı milyonlarca insanın kimlik sorununa dayanıyor. Kürtler “eşit yurttaş” olduklarını hissetmiyorlar ve tarih gösteriyor ki haklılar. Yazık ki sosyalist hareket içindeki anlamlı varlıkları 12 Eylül 1980 darbesi ile esen neoliberal rüzgâra esir düştü. Sınıfsal meseleler salt kimlik sorununa indirgendi. Devrimci arayış ulusal kurtuluş mücadelesine döndü. Bunların tümü tartışmaya açıktır, eğer konuşacak zemin olursa. Demokrasi sorunları silahsız çözmenin bulunmuş en iyi yoludur. HDP susarsa, memleket insanı hangi faydayı edinmiş olur?

Bir siyasal partiyi, fikri eleştirebilmek için varlığını kabul etmek zorundayız. Doğrudur sosyolojik olarak HDP ile PKK aynı halka dayanmaktadır. Bu iki yapı geçirgendir. Silahı dayatan örgütü mü, HDP’nin meşru zeminde siyaset yapmasını mı tercih etmek doğrudur? Ülke insanının ortak değerlerde buluşması nasıl mümkün olacaktır? Kendi payıma HDP’yi özgür eleştirmek isterim. Liberal tutumlarını, salt kimlik merkezli tavırlarını, sosyalist çevreyle kopuşlarını ve “faydacı” siyasetlerini... Bunu nasıl yapacağım? Bir gözlerinin Biden’da ya da AB’de olmasını nasıl eleştireceğim?

***

Daha dün Hrant Dink’i andık. Tahir Elçi yüreğimizde, “hem sosyalistim hem Kemalist” diyen büyük Uğur Mumcu’yu pazar günü acıyla, borçla anacağız. Bu insanların ortak noktası neydi? Özgürlük, eşitlik, demokratik toplum arıyorlardı. Riskli sözler ettiler, toplumu irkilttiler. Bedeli katledilmeleri oldu. Silaha karşıydılar, barış için mücadele ediyorlardı. “Aydın” olmanın gereğini yaptılar. En alttaki kişinin düşünsel düzeyine, değerlerine göre davranmadılar.

Siyaset, kitleleri ikna etme sanatıdır. Salt bu kadar değildir görevi, değiştirmekle de yükümlüdür. Eğer kitleyi ikna etmek için, sadece hoşlanacağı cümleler kurarsanız görevinizi yapmamış olursunuz. Nitekim tarih boyu parti genel başkanlarının vasat kimselerle siyaset yapma isteği bundan kaynaklıdır. Siyasal yapımız gericidir, yaratıcı fikirlere, tartışma kültürüne dayalı değildir. Bundandır dinciliğin, etnik/milliyetçi söylemlerin etkin olması. Kaba özellikleriyle kendini tanımlayan toplum tehlikelidir. Oysa insanı belirleyen düşüncesi, yaratısı olmalıdır.

***

Temel soruyu her gün yinelemeliyiz: Halkımız gerçek anlamıyla, hukukun üstünlüğüne, ifade özgürlüğüne dayanan, imtiyazsız demokrasi istiyor mu, hazır mı? Aşı tartışmaları turnusol görevi üstlendi; “Devlet nedir?”, “Yurttaş kimdir?” aşamasındayız henüz!

Yazarın Son Yazıları

Cumhuriyet okuruna veda

Ustam Feridun Benden aradı “Altmış yıldır Cumhuriyet okuruyum, gazetenin sahibi sayılırım.

Devamını Oku
05.04.2021
İflas

İflas

Devamını Oku
25.03.2021
İstanbul Sözleşmesi erkekleri de yaşatır!

İstanbul Sözleşmesi erkekleri de yaşatır!

Devamını Oku
22.03.2021
Vicdan terazisine güvenmek

Ahmet Oktay gazeteciliği bırakıp zamanının tamamını edebiyata vermişti; söyleşirken “Günlük meseleler hep yazmaktan çaldı” dedi.

Devamını Oku
18.03.2021
12 Mart’ı doğru okumak

12 Mart’ı doğru okumak

Devamını Oku
15.03.2021
Yeni Türkiye’de makbul vatandaş kimdir?

Yeni Türkiye’de makbul vatandaş kimdir?

Devamını Oku
08.03.2021
‘Ne yapmalı’ sorusuna yanıt!

‘Ne yapmalı’ sorusuna yanıt!

Devamını Oku
04.03.2021
Grev

Grev

Devamını Oku
01.03.2021
İçindeki faşisti sustur!

İçindeki faşisti sustur!

Devamını Oku
18.02.2021
Sürü gururuna kapılmak!

Sürü gururuna kapılmak!

Devamını Oku
15.02.2021
Uzaya gitmek mi zor, anayasa yapmak mı?

Uzaya gitmek mi zor, anayasa yapmak mı?

Devamını Oku
11.02.2021
İstifa istemek demokratik haktır!

12 Eylül faşizminin güler yüzlü kahramanı Özal, ülkenin okuryazarlarını içeri tıkan darbenin ardından meydanı boş bulmuştu.

Devamını Oku
08.02.2021
İnsan olan boyun eğer mi?

İnsan olan boyun eğer mi?

Devamını Oku
04.02.2021
Kılıçdaroğlu haklı mı, haksız mı (!)

Kılıçdaroğlu haklı mı, haksız mı (!)

Devamını Oku
01.02.2021
Yeni Türkiye’nin elçisi!

Yeni Türkiye’nin elçisi!

Devamını Oku
28.01.2021
Hayat damarları kesilmiş ülke

Hayat damarları kesilmiş ülke

Devamını Oku
25.01.2021
Tek kale demokrasi oyunu

Tek kale demokrasi oyunu

Devamını Oku
21.01.2021
Kar, pisliğin üstünü örter mi?

Kar, pisliğin üstünü örter mi?

Devamını Oku
18.01.2021
Her yönüyle düşkünler toplumu!

Her yönüyle düşkünler toplumu!

Devamını Oku
14.01.2021
Kurtarıcılardan kurtulmak lazım!

Kurtarıcılardan kurtulmak lazım!

Devamını Oku
11.01.2021
Boğaziçi rektörsüz de olur!

Boğaziçi rektörsüz de olur!

Devamını Oku
07.01.2021
Neye şaşırdınız ki?

Neye şaşırdınız ki?

Devamını Oku
04.01.2021
Tuz koktuktan sonra!

Tuz koktuktan sonra!

Devamını Oku
31.12.2020
Yobazın duası kabul olur mu?

Yobazın duası kabul olur mu?

Devamını Oku
28.12.2020
Değişim hamaseti!

Değişim hamaseti!

Devamını Oku
24.12.2020
Kullar ve yurttaşlar!

Kullar ve yurttaşlar!

Devamını Oku
21.12.2020
Sınıf bilinci yoksa kuru ekmek bile yok!

Sınıf bilinci yoksa kuru ekmek bile yok!

Devamını Oku
17.12.2020
Modern gericilik!

Modern gericilik!

Devamını Oku
14.12.2020
Paranın dini imanı

Paranın dini imanı

Devamını Oku
03.12.2020
Katar’a devredilen ülke!

Katar’a devredilen ülke!

Devamını Oku
30.11.2020
Cin, cemaat, cehalet!

Cin, cemaat, cehalet!

Devamını Oku
26.11.2020
Ve Arınç yeniden sahnede!

Ve Arınç yeniden sahnede!

Devamını Oku
23.11.2020
Ağzının tadı ne zaman kaçacak kardeşim?

Ağzının tadı ne zaman kaçacak kardeşim?

Devamını Oku
19.11.2020
Saray dalkavuksuz, entrikasız olur mu?

Saray dalkavuksuz, entrikasız olur mu?

Devamını Oku
16.11.2020
Bir kira, bir yuva

Bir kira, bir yuva

Devamını Oku
12.11.2020
Bir ‘ABD’ Doları kaç ‘Türk’ Lirası!

Bir ‘ABD’ Doları kaç ‘Türk’ Lirası!

Devamını Oku
09.11.2020
Kapitalizmin tanrısı!

Kapitalizmin tanrısı!

Devamını Oku
05.11.2020
Enkaz!

İzmir deprem haberi önüme düşünce, pek çok kişi gibi hemen kendi deneyimlerimi anımsadım. İstanbul’da iki kez sallanmıştık, günlerce parkta yatıp, dehşet içinde haberleri gözlemiştik; ilk saatlerin ne denli zor olduğu gün gibi aklımda hâlâ!

Devamını Oku
02.11.2020
Devrimci Cumhuriyet için!

Devrimci Cumhuriyet için!

Devamını Oku
29.10.2020
Popstar dinciler ve Cumhuriyet

Popstar dinciler ve Cumhuriyet

Devamını Oku
26.10.2020