Sofradaki çifte kriz: Gıda güvencesi ve gıda güvenliği tehdidi
Ahmet Saltık
Son Köşe Yazıları

Sofradaki çifte kriz: Gıda güvencesi ve gıda güvenliği tehdidi

23.10.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Türkiye, tarımsal özgücü (potansiyeli) yüksek bir ülke olmasına karşın, gıda-toplum beslenmesi alanında giderek derinleşen, yaygınlaşan ve sürdürülemez kerteye ulaşan çift yönlü bunalımla karşı karşıya. Bu kriz, salt ekonomik olmanın çok ötesinde, doğrudan güncel halk sağlığını ve gelecek kuşakların yaşam hakkını tehdit eden acil bir devlet sorunudur. İki temel kavramı tanımlayalım:

Gıda güvenliği; gıdaların, tarladan sofraya gelene dek, tüketildiğinde sağlığa zarar vermeyecek biçimde hijyenik ve tehlikesiz, fiziksel, kimyasal (pestisit, antibiyotik kalıntıları vb.), mikrobiyolojik kirlenmeden arınmış) olmasıdır.

Gıda güvencesi; tüm insanların, her zaman, etkin (aktif) ve sağlıklı bir yaşam için yeterli, güvenli ve besleyici gıdaya fiziksel ve ekonomik olarak erişebilmesi durumudur. Gıdanın varlığı, bulunabilirliği ve satın alınabilirliği, yani gıdaya erişim ve yeterli-dengeli beslenme açlık, yoksulluk sorunsalı ile iç içedir ve uluslararası boyutludur.

Türkiye, her iki alanda da epey zamandır alarm vermektedir. Siyasal iktidar sorunu, tam kavramak zorundadır.

ERİŞEMEME KRİZİ: HALK SAĞLIĞI SORUNU OLARAK GIDA GÜVENCESİZLİĞİ

Gıda güvencesinin ekonomik erişim boyutu, ülkemizin en yakıcı sorunudur. Yüksek gıda enflasyonu ve alım gücündeki yakıcı erime, hanelerin yeterli-dengeli beslenmesini olanaksız kılmakta. Bu durum, yetersiz beslenme sorunundan gizli açlık hatta “açık açlık” aşamasına evrilmiştir. TÜRK-İŞ’in Eylül 2025 verisiyle 4 kişilik ailenin yeterli-dengeli beslenmesi için aylık gıda harcaması, açlık sınırı 27 bin 970 TL olup asgari ücreti aşkındır ve on milyonlarca insan bu durumdadır. TÜİK Eylül 2025 verisiyle yıllık gıda enflasyonu yüzde 36 ile dünyada ilk birkaç ülke içindedir.

Halk sağlığı açısından bakıldığında, gıdaya erişememenin bedeli çok ağırdır. Yeterli protein, vitamin ve mineral alamayan çocuklarda bodurluk ve bilişsel gelişim sorunları riski büyümektedir. Yetişkinlerde ise pahalı olan taze sebze, meyve ve protein kaynakları yerine ucuz, yüksek enerjili, ancak besin değeri düşük, işlenmiş gıdalara yönelim; obezite, diyabet ve kalp-damar hastalıkları salgınını tetikliyor. Bir yandan gıdaya erişemezken, öte yandan sağlıksız besinlere mahkûm olmanın yarattığı ciddi ve çok yönlü bir hastalık yükü ile karşı karşıyayız.

SOFRADAKİ RİSK: GIDA GÜVENLİĞİ VE DENETİMSİZLİK 

Erişebildiğimiz besinlerin ne denli “güvenli” olduğu madalyonun öteki yüzüdür. Türkiye, gıda güvenliği alanında ciddi bir denetim ve yaptırım sorunu yaşamaktadır. İlk tehdit, tarımda kullanılan pestisitler (tarım zehirleri) ve hayvancılıkta kullanılan antibiyotiklerdir. Bilinçsiz ve aşırı antibiyotik kullanımı, yalnızca besinsel kalıntı bırakmakla kalmaz, aynı zamanda küresel bir halk sağlığı tehdidi olan “antimikrobiyal direnç” (AMR) sorununu da besler. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) “sessiz pandemi” olarak adlandırdığı AMR nedeniyle, yalın (basit) bulaşlar (enfeksiyonlar=bile antibiyotiklerle iyiletilemez (tedavi edilemez) duruma gelmektedir, gelmiştir.

İkinci tehdit ise denetim eksikliğidir. Gıdalardaki tağşiş (karıştırma, hile), mikrobiyolojik kirlenmeler ve mevzuata aykırı kalıntılar, kamusal denetimin ciddi yetersizliğini göstermektedir. AB’nin Gıda ve Yem için Hızlı Alarm Sistemi RASFF’nin Türkiye kaynaklı ürünlerin reddinde ciddi artış, uluslararası saygınlığımızı zedeliyor. Dışsatım gıda ürünlerimiz, ilgili ülkelerin gıda gümrüğünden sıklıkla geri dönüyor. RASFF 2024 verisine göre, ülkemiz kaynaklı ürünler için 492 olumsuz bildirim yapılmıştır. Türkiye, geçen yıl, en çok ret gören ülkedir. Redlerin yüzde 43’ü sağlığa zararlı mikotoksinler (aflatoksin vb.), yüzde 30’u sınır üstü pestisit (tarım zehri) kalıntılarıdır. Bu sorun çözülebilirdir.

Gıda güvenliği, piyasanın insafına bırakılamayacak ölçüde ciddi, doğrudan devletin anayasal koruma yükümlülüğü altında olan bir alandır. Dışsatıma uygunluk laboratuvar raporları işlevsiz bırakılmıştır; bu durum kabul edilemez!

ÇÖZÜM: KAMUCU POLİTİKA, BİLİM VE HUKUK

Türkiye’nin gıda krizinden çıkışı, günübirlik politikalardan değil, bilimsel temelli, kamucu ve bütüncül yaklaşımdan geçer. Bir hekim ve hukukçu olarak altını çizmeliyim ki; sağlıklı ve yeterli gıdaya erişim, anayasa ile güvence altına alınmış temel bir insan hakkıdır (m.2, 56.). İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi m.25 de bu hakkı tanır. Sorun, piyasa anarşisiyle değil, sosyal hukuk devleti ilkesine bağlı ciddi bir kamucu yönetim anlayışıyla aşılabilir.

Tarımsal üretimi, çiftçiyi ve kooperatifleri destekleyen, dışalıma bağımlılığı azaltan ulusal bir planlama zorunludur. Gıda güvenliği için; yetkin insangücü ile donatılmış, özerk ve güçlü bir ulusal kurumca, caydırıcı yaptırımları olan etkin denetim sistemi koşuldur. Gıda, bir piyasa metası değil, birey ve toplum sağlığının temel belirleyenidir. Yeterli-dengeli beslenme olmadan, sağlıklı toplum olmaz. Sağlıksız toplum yeterince eğitilemez, yaratıcı olamaz.

DİKKAAAT: Sorun, teknik olmanın çok ötesinde stratejik boyutlu bir ulusal-ülkesel sağkalım (beka) sorunudur.

Yazarın Son Yazıları

Kovite benzer yeni salgın tehlikesi var mı?

2020-23 Kovit-19 pandemisinden bu yana yeni salgınlara hazır mıyız?

Devamını Oku
04.12.2025
Gıda güvenliği ve acil önlemler

Artan gıda zehirlenmesi ölümleriyle yüz yüzeyiz.

Devamını Oku
20.11.2025
Türkiye siyasetinde yeni paradigma: “Terörsüz Türkiye” mavi boncuğu ve MHP’nin kökten dönüşüm kumarı

Türkiye bir yıldır, milliyetçi cephenin Kürt sorunu-terörle mücadele söyleminde kökten değişimle sarsılıyor

Devamını Oku
06.11.2025
Sofradaki çifte kriz: Gıda güvencesi ve gıda güvenliği tehdidi

Türkiye, tarımsal özgücü (potansiyeli) yüksek bir ülke olmasına karşın, gıda-toplum beslenmesi alanında giderek derinleşen, yaygınlaşan ve sürdürülemez kerteye ulaşan çift yönlü bunalımla karşı karşıya.

Devamını Oku
23.10.2025
Fener Rum Patrikhanesi neden ekümenik olamaz?!

İstanbul Fener’de yüzlerce yıldır varolan Fener Rum Patrikhanesi (FRP), ülkemizin kültürel-tarihsel varsıllığının önemli bir öğesi.

Devamını Oku
09.10.2025
Türkiye’de sağlık hizmetlerinin temel sorunları

2003’te başlatılan kökü dışarıda Sağlıkta Dönüşüm Programı, günümüzde yurttaşlar ve sağlık çalışanları için ciddi ve derinleşen sorunlar doğurdu.

Devamını Oku
25.09.2025
Şafak yakındır...

Ülkemiz, 3 Kasım 2002’de iktidara getirilen proje parti AKP eliyle çok yönlü ve derin bir karmaşaya adım adım sürüklendi.

Devamını Oku
11.09.2025
Susuzluğun eşiğinde: Türkiye ve dünyada su kıtlığı

Konya’da bir çiftçinin 80 yıllık kuyusunda su bitti!

Devamını Oku
28.08.2025
‘Komisyon’ meşru mu?!

TBMM’de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu (kısaca komisyon), anayasal-siyasal açıdan derinlikli değerlendirme gerektiriyor.

Devamını Oku
14.08.2025
AKP-MHP-DEM taşeron ittifakı ve uçurumun kıyısındaki Cumhuriyet

Ülke afetten afete sürükleniyor; bir karabasan gibi hatta ta kendisi yaşadıklarımız.

Devamını Oku
31.07.2025
AKP-MHP-DEM ortaklığı: Türkiye’den siyasal tarihe dersler...

“Terörsüz Türkiye süreci bir pazarlık süreci değil. İmralı’dan yapılan çağrıda da böyle bir pazarlığın olmadığı açıkça belli” diyen Bakan Tunç...

Devamını Oku
17.07.2025
Türkiye; 3 Temmuz 2025: Tarihin günlüğüne notlar...

“Bu toplumun yetiştirdiği 35 pırıl pırıl insan, saatler boyu süren bir süreç içinde devletin gözleri önünde, ilan ede ede yakılıyor.”

Devamını Oku
03.07.2025
İran’a emperyal saldırı: Sıra Türkiye’de!

1978’de İran’da şiddet gösterileri başladı...

Devamını Oku
19.06.2025
Laiklik... Neden vazgeçil(e)mez? Nasıl yitirdik, nasıl geri kazanmalı?

M. Luther’in Katolik Kilisesi kapısına 95 maddelik ültimatomunu çakmasıyla Protestanlık doğdu.

Devamını Oku
05.06.2025
Lozan Antlaşması’nın iptali için dava açılabilir mi?

Lozan Antlaşması (LA), 24 Temmuz 1923’te bağıtlanmış, Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası toplumda siyasal ve hukuksal meşruluğunu belgeleyen, sınırlarını, egemenliğini tanımlayan kurucu antlaşmadır.

Devamını Oku
22.05.2025
AKP, şiddetin iktidarı: Toplumsal baskı ve sessiz yıkım

AKP, şiddetin iktidarı: Toplumsal baskı ve sessiz yıkım

Devamını Oku
08.05.2025
Ulusal egemenliğin gasbı: 105. yıl ‘Türkiye Cemahiriyesi!?’

Ulusal egemenliğin gasbı: 105. yıl ‘Türkiye Cemahiriyesi!?’

Devamını Oku
24.04.2025
Tutuklu ve hükümlülerin sağlık hakkı

Tutuklu ve hükümlülerin sağlık hakkı

Devamını Oku
10.04.2025
Çürüyen AKP rejimi ve meşru direniş

Çürüyen akp rejimi ve meşru direniş

Devamını Oku
27.03.2025
14 Mart’ın 198. yılı: Çökertilen sağlık sistemi

14 Mart’ın 198. yılı: Çökertilen sağlık sistemi

Devamını Oku
13.03.2025
Artan aşı reddi ve devletin ivedi yükümü

Artan aşı reddi ve devletin ivedi yükümü

Devamını Oku
27.02.2025
2024 nüfus verileri ve demografi politikamız

2024 nüfus verileri ve demografi politikamız

Devamını Oku
13.02.2025
32. Adalet ve Demokrasi Haftası kapanırken...

32. Adalet ve Demokrasi Haftası kapanırken...

Devamını Oku
30.01.2025
Beştepe’de bir mitralyöz

Beştepe’de bir mitralyöz

Devamını Oku
16.01.2025
AKP=RTE’nin 22 bin 104 TL planı ve sakladıkları

AKP=RTE’nin 22 bin 104 TL planı ve sakladıkları

Devamını Oku
02.01.2025
Sağlık bakanının öfke patlaması!

Sağlık bakanının öfke patlaması!

Devamını Oku
19.12.2024
Aile hekimleri ne istiyor?

Aile hekimleri ne istiyor?

Devamını Oku
05.12.2024
Efendiler, çalınanlar Hazine’ye geri konacak!

Efendiler, çalınanlar Hazine’ye geri konacak!

Devamını Oku
21.11.2024
‘Erdoğan’ın çaresizliği’ tehdidi

‘Erdoğan’ın çaresizliği’ tehdidi

Devamını Oku
07.11.2024
Yenidoğan Çetesi'nin anlamı

Yenidoğan çetesinin anlamı

Devamını Oku
24.10.2024
Genel Sağlık Sigortası (GSS)

Genel Sağlık Sigortası (GSS)

Devamını Oku
10.10.2024
Toplumun akıl sağlığı alarm veriyor!

Toplumun akıl sağlığı alarm veriyor!

Devamını Oku
26.09.2024
Çürüme, çöküş ve Erdoğan’a çağrı

Çürüme, çöküş ve Erdoğan’a çağrı

Devamını Oku
12.09.2024
Cumhuriyetin yargıcı mı, molla kadı mı?!

Cumhuriyetin yargıcı mı, molla kadı mı?!

Devamını Oku
29.08.2024
Ahmet Saltık yazdı...

23 yıllık AKP darbeciliği ve yıkımı

Devamını Oku
15.08.2024
Heybeliada konferansımız: Lozan Barış Antlaşması’na tehditler

Heybeliada konferansımız: Lozan Barış Antlaşması’na tehditler

Devamını Oku
01.08.2024
Yeni sağlık bakanımız Dr. Memişoğlu’na..

Yeni sağlık bakanımız Dr. Memişoğlu’na..

Devamını Oku
18.07.2024
TTB-Türk Tabipleri Birliği’nde yeni dönem

TTB-Türk Tabipleri Birliği’nde yeni dönem

Devamını Oku
04.07.2024
‘Kurban’(!?) Bayramı çağrışımları...

‘Kurban’(!?) Bayramı çağrışımları...

Devamını Oku
20.06.2024
Nüfus artışı sorunu!?

Nüfus artışı sorunu!?

Devamını Oku
06.06.2024