Artan gıda zehirlenmesi ölümleriyle yüz yüzeyiz. Derin ekonomik kriz, mevzuat boşluğu ve uluslararası yükümlerin yerine getirilmesinde aksamalarla çok boyutlu kamu sağlığı krizi. 5996 s. Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Yasası’nda gıda kavramı çiftlikten çatala tüm üretim, işleme, koruma, taşıma ve sunum aşamalarını kapsayan geniş bir sistemdir. DSÖ üyesi olarak Uluslararası Sağlık Tüzüğü gereği gıda kaynaklı acil durumları bildirme, hızlı yanıt verme ve halk sağlığını koruma yükümündeyiz. Tek Sağlık yaklaşımı ile insan, hayvan ve çevre sağlığı bütünselliği arasındaki bağlantı, gıda güvenliği politikasına eklemlenmeli. FAO’ya karşı yükümümüz gıda güvenliği ve beslenme niteliğini artırma yoksullukla savaşmayı gerektiriyor. Son dönemde tarım ürünlerinin yüksek pestisit kalıntısı nedeniyle iadesi, uluslararası standart Codex Alimentarius’a uyumda ve denetimde ciddi sorunları göstermekte. Bu gerivermeler uluslararası güven yitiğine ve bu ürünlerin iç piyasaya düşük fiyatlarla girerek halk sağlığını tehdit etmesine yol açmakta.
Gıda güvenliğinin ağır düzeyde bozulması sistemik sorunlardan kaynaklanmakta. Ağır ekonomik bunalım ve çok yüksek gıda enflasyonu, yoksulluğun artması, zehirlenme riskini büyütmekte: Üretici baskısı; tarımsal girdi bedelinin aşırı artması, üreticileri maliyeti düşürmek için ruhsatsız, kaçak veya izin verilen dozu aşkın pestisit ve veteriner ilacı kullanmaya itmekte. Halkın alım gücünün düşmesi, ucuz, denetimsiz gıdalara yönelmesine ve besinlerin bozulmaya elverişli koşullarda uzun süre saklanmasına yol açmakta. Tarım Bakanlığı yetersiz çalışan ve kaynakla denetim yükünü de taşıyamıyor. Küçük işletmelerde, toplu tüketim yerlerinde Hijyen ve Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi eğitimi yetersiz. Bilgi kirliliği ve medya sorumsuzluğu; gıda ile ilgili bilim dışı açıklamalar halkın doğru bilgiye ulaşımını engellemekte.
İstatistikler ve acı tablo: Gıda zehirlenmesi olguları için güncel, yeterli veriye ulaşmak zor. TÜİK 2024 Ölüm İstatistiklerinde zehirlenme türleri ayrı verilmiyor, genel başlıklarda toplanıyor. Kayda giren gıda kaynaklı hastalık sayısının bildirileni çok aştığı açık. Gelişmiş ülkelerde bildirimlerin gerçek olgu sayısının yüzde 5-10’u olduğu kestirilmekte. Bu, Türkiye’de her yıl yüz binlerce kişinin gıda kökenli hastalık yaşadığı anlamına gelir. Gerçek ölüm sayısı, kayda girenden çok yüksek! 5996 s. yasa birincil yetkiyi Tarım Bakanlığı’na (üretimden perakendeye dek izleme, denetim, örnek alma ve analiz) vermekte. Sağlık Bakanlığı son tüketimde özellikle zehirlenme olgularının izlenmesi, salgın araştırması ve halk sağlığının korunmasından sorumlu. Yetki karmaşası giderilmeli, kurumların görev tanımı netleşmeli. Etkin ve öngelen (proaktif) denetim için, siyasal-ekonomik baskıdan bağımsız, salt bilimsel veriye dayanan, AB’deki EFSA (Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi) benzeri özerk ve güçlü bir Gıda Güvenliği Otoritesi kurulmalı. Ceza yaptırımları caydırıcı olmalı, can yitiminde ağır cezalar olmalı. Özellikle riskli gıdalarda (et, süt, deniz ürünleri vb.) üretimden tüketime HACCP ilkeleri tam ve sürekli uygulanmalı, kayıtlar sanal ortamda kamuoyu denetimine açılmalı.
ACİL ÖNLEMLER VE YOL HARİTASI/İVEDİ EYLEM PLANI
Bu halk sağlığı krizini durdurmak için ivedilikle atılması gereken adımlar kısa erimli ivedi (acil) önlemler şöyle: Gıda zehirlenmesi salgınlarında Sağlık Bakanlığı’nın epidemiyolojik soruşturma ve Tarım Bakanlığı’nın gıda kaynaklı denetimini eşgüdümleyen Ulusal Gıda Zehirlenmesi Hızlı Yanıt Düzeneği kurulmalı. Okul, hastane, askeri birlik, cezaevi ve işyerleri gibi toplu tüketim yerlerinde, Gıda Güvenliği Yönetim Sistemleri belgeleri ve hijyen kuralları uygulanmasında sıfır toleransla sıkı denetim başlatılmalı. Özellikle yazın ve riskli gıdalarda (et, süt, dondurulmuş ürünler), depolama ve dağıtımda soğuk zincir kesinkes kırılmamalı. Medya, sivil toplum, akademi işbirliğiyle doğru gıda saklama ve hazırlama, tüketme tekniklerini içeren yaygın halk eğitimi yapılmalı.
Orta-uzun erimde yapısal önlemler: EFSA Modeli. Mevzuattaki yetki karmaşasını ve siyasal baskıyı sonlandırmak için özerk, saydam ve denetim gücü yüksek Bağımsız Gıda Güvenliği Otoritesi kurulmalı. Ekonomik krizin yıkımını azaltmak için tarım politikaları, maliyeti düşürerek ve sürdürülebilir üretimi teşvik ederek pestisit ve ilaç kalıntısı riskini azaltmaya odaklanmalı. Yoksulların güvenli gıdaya erişimi için sosyal yardım artırılmalı. Sağlık Hukuku adımı ile gıda zehirlenmesi ölümleri için ceza sorumluluğu ağırlaştırılmalı.
Sonuç: Gıda güvenliği anayasal hak! Ağır krizi aşma salt mevzuatla değil siyasal kararlılık, özerklik, etkin denetim ve ağır ekonomik bunalımın halk sağlığına yakıcı etkilerini giderecek bütüncül sosyal politikalarla olanaklı. Acı tablonun bilimsel akılcılıkla ve hızla çözülmesi için tüm tarafları ivedi göreve çağırıyoruz.