Tek şer 2 hayır

20 Ekim 2024 Pazar

Arazi mafyası, ihale mafyası, organ mafyası derken nur topu gibi bir de yenidoğan bebek mafyamız oldu.

İş bölümü ve uzmanlaşma zaten modern toplum olmanın gereği.

Postmodern darbe deneyimi de yaşadığımız için zaten modern toplum ehliyetini de haiziz.

Modernlik ve iş bölümü her alanı kapsar.

Biz bu satırları yazarken Çukurova Üniversitesi’nde Türk Neonatoloji Derneği uzmanları çok yaşamsal çok güncel bir kongre için toplanmıştı. Dernekler “Türk” sıfatını ancak Bakanlar Kurulu kararıyla kullanabiliyorlar.

“Neonatoloji” dedik.

“Ne o?” diye sormanız çok doğal.

Bendeniz de yıllar önce Ulya doğduğunda öğrenmiştim:

Gebelik, doğum ve sonrasındaki bir aylık süreçte bebeğin sağlığı ile ilgilli tıbbi birim bu isimle anılıyor. 

Neonatoloji uzmanları doğum sonrası oluşabilecek hastalıkların önlenmesi, tedavisi ve yoğun bakımını gerçekleştiriyor.

Bebekler doğduklarında dış dünyaya uyum sağlamakta zorlanabiliyorlar. Tüm bu 28 günlük sürece yenidoğan adı veriliyor. Yenidoğanda, kan sorunları, akciğer ve solunum sıkıntıları, beslenme sorunları, süt problemi, gaz problemi, enfeksiyon riski, kan şekeri düşüklüğü ve ısınma problemleri sık görülen ve yoğun bakım gerektiren durumlardır.

Yenidoğan mafyamız da tam bu süreçte devreye giriyor.

Özel hastaneciliğin arkasında devlet ve bakanlar olduğu için mi nedir tezgâhlarını özel hastanelerde kurmuşlar. Ama kamuyu da ihmal etmeyip SGK’ye de el atmışlar.

Yerli ve milli türden tam bir işbirliği. Sosyal medya son üç dört gündür yıkılıyor:

Yeni doğmuş bebelere bunu yapanlar yetişkinlere, dedelere ninelere neler yapmaz?

Olayın kendisi kadar vahim olan halkın kurumlara olan güvensizliğini katlayacak olması.

Doktorlara, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet ve önyargıları giderebilecek tek önlem, yakalanan sanıkların hızla yargılanması ve en yüksek cezalara çarptırılması.

Basına sızan bilgilere göre savcılık birinci derece sanıklar için 589 yıla kadar hapis cezası talep edecekmiş.

Bu tür astronomik ceza taleplerinin, sonunda “denetimli serbestlik” ile son bulduğu bir dönem yaşıyoruz.

İddianamede “pasif ötanazi” ile ölüme terk edilen bebeklerden “maktul” diye söz ediliyor. İyi ediliyor.

Maktul, katledilen demek. Anne karnındaki 10 haftalığa kadar cenin bile yasaların koruması altında olduğuna ve isteyerek düşük yapan anneye bile ceza verildiğine göre (TCK m.100), pasif ötanazi ile cinayet işleyen doktorun, sağlık görevlisinin ömür boyu hapsedilmesi doğmuş ve doğacak tüm bebekler için yaşam güvencesi olacaktır.

***

Pahalılık, darlık, yokluk, işsizlik, eğitimde, sağlıkta ve adaletteki sefalet...

Ülkemiz, savaş koşullarına yakın bir şer yaşıyor.

AKP’li cumhurbaşkanımız bile bu gerçeği görmüş olmalı ki birkaç yıldır pek nikâh şahitliği yapmıyor. Çok nadir yaptığı şahitlikte de gelin ve damada rabia işareti yapıp “dört çocuk” öğüdü veremiyor.

Her şerde elbette bir hayır var!

Hem doğmuş-doğacak bebekleri böylece “pasif ötanazi” riskiden esirgemiş oluyor hem de “dindar ve kindar kuşak” projesine ara veriyor.

Dua edelim de bebek açığımızı Suriyeli, Afgan, Afrikalı kaçak göçek sığınmacılarla doldurmaya kalkmasın.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hasetle hasretle Demirel 8 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları