Ankara Uluslararası Tiyatro Festivali bu yıl 26 yaşında. Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat İçin Vakıf/TAKSAV’ın çeyrek yüzyıllık çabasıyla bugüne ulaşan festival, Ankara’da ülkenin çeşitli yörelerinden gelen toplulukları ağırlayarak, hem sanatçılara yapımlarını yeni seyirci grupları karşısında sınama olanağı tanıyor hem de başkentli seyirciye ülke düzeyinde yapılan tiyatrodan bir kesit sunuyor. Ayrıca, özellikle komşu ülkelerden yabancı yapımların da ülkemize gelmesini sağlıyor. Festivalde her yıl bir onur ödülü ve bir de emek ödülü veriliyor.

“Yaşanabilir Bir Dünya İçin Sanat” sloganıyla, 17 Kasım-27 Kasım tarihleri arasında yer alan bu yılki festival, yirmiyi aşkın oyunla on bir ayrı sahnede yer alıyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin sahneleri festivalin bir kez daha en önemli desteği. Bilet ücretleri orta halli seyirciyi zorlamayacak düzeyde. Bu yıl yedi gösterinin ücretsiz olarak sunulması planlanmış. Festivale belediye tiyatroları, üniversite tiyatroları, özel tiyatrolar, amatör tiyatrolar katılıyor. Çocuk seyircilere seslenmeye de özen gösteriliyor.

‘YAŞANABİLİR BİR DÜNYA İÇİN SANAT’

Bu yıl ödüller için iki Ankaralı sanatçı seçilmiş. Onur ödülüne Orhan Aydın değer bulunmuş. Tiyatroya Yeni Mahalle Halkevi’nde başlayan sanatçı, profesyonel tiyatroculuk yaşamını oyuncu ve yönetmen olarak başkent ve İstanbul’da birçok özel tiyatroda sürdürmüş. Uzun süre radyoculuk yapmış olan, sinema ve dizilerde de oynayan Aydın, tiyatronun siyasal erkten bağımsızlığı adına savaşım veren bir sanatçı. 

Emek ödülü alan Mehmet Ulusoy ise DTCF Tiyatro Bölümü oyunculuk anasanat dalı mezunu. Özellikle Ankara Sanat Tiyatrosu’nun pek çok yapımındaki rolleriyle parlayan sanatçının Ankara Tiyatro Fabrikası yapımlarında da büyük emeği var. Ulusoy, AST’nin ve başkentin başka özel tiyatrolarının da aranan oyuncusudur. Dizi oyunculuğu ve yönetmenlik de yapmaktadır.

Bu yılki festivalin açılışı Boğaziçi Oyuncuları Folklor Grubu’nun “Gecenin Ardından” adlı müzik ve dans gösterisiyle parladı. 18 Kasım’da ise ODTÜ Oyuncuları’nın “Gökyüzüne Çıkan Kökler” adlı yapımı sunuldu. Gösteri İngiliz yazar George Bernard Shaw’un “Androcles ile Aslan” adlı ünlü oyunundan uyarlanmıştı. 19 Kasım’da ise Batuhan Yalçın’ın yazıp yönettiği “Sabit Efendi ya da Tuvalet Kâğıdının Bilinmeyen Tarihçesi” adlı Tiyatro Ciddibazlar yapımı gündemdeydi. Çoğunlukla Ankara topluluklarının katıldığı festivalde yeni oyun yazarlarının metinlerinin sahnelendiğini görmek sevindiriciydi.

FESTİVAL SÜRÜYOR

Festivale katılan yapımlar arasında iki de Shakespeare oyunu var. Çankaya Sahne 19 Kasım’da genç bir ekiple “Othello”yu sahneledi. 27 Kasım’da da Kulis Tiyatro yapımı “Bir Yaz Dönümü Gecesi Rüyası” yer alacak. Merakla beklenen oyunlar arasında Ankara Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nun “Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım” (23 Kasım), Ali Haydar Aliyev Tiflis Devlet Azerbaycan Dram Tiyatrosu’nun “Morfin” (25 Kasım), Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları’nın “Çingenenin Şarkısı” (26 Kasım), İstanbul Yolcu Tiyatro’nun ses getiren yapımı “Gomidas” (27 Kasım) yer alıyor.

İyi seyirler!

METİN UCA’NIN ARDINDAN

Dünyayı ve toplumu gülerek ama eleştirinin keskin bakışıyla gözlemleyen bir kültür ve sanat insanını zamansızca yitirmenin acısını yaşıyoruz. Metin Uca çok yetenekli bir televizyoncu, enerji yüklü bir gazeteci, parlak bir gösteri insanı ve Türkçeyi iyi kullanan bir dil ustasıydı. 1990’lı yıllarda, henüz meslek yaşamının başındayken kişisel donanımını güçlendirmek için yurt düzeyindeki belli başlı kültür etkinliklerinin birinci elden izleyicisi olmak için elinden geleni yaptı. İnce zekâsını yaratıcılığıyla bütünlemişti. Yoğun emek harcayarak kendisini yetiştirmiş bir insandı. 

Erkence kayıp gidiveren bir yıldız olacağını kim bilebilirdi...