Eskiler “Nasıl başlarsa öyle gider” dermiş. Umarız ki bu varsayım Türk futbolunun yeni sezonu için geçerli olmaz. Zira PFDK, Süper Kupa finali ve sonrasında yaşananlar nedeniyle sezonu futbolun kendisinden daha önce açtı! Kuşkusuz bunda malum aktörlerin her zamanki tavırları etkindi.

Ama stadyumda yaşanan olaylar ve bunlara verilen hafif cezalar, yeni sezonda bunların çok daha şiddetlisinin yaşanacağının habercisidir. Sadece ülkemizde değil, yurtdışında yaşadığımız sıkıntı ulusal takım için de sürekli karşımıza çıkmaya başladı. Son Avusturya maçında yaşanan seyirci olayları bunun örneği. Bu süreç Avrupa’da Türk seyircilerine genel bir yasak konması haline gelmek üzere.

Trabzonspor’un neredeyse tüm futbol sistemini hedef alan kupa sevdası ve kavgası artık anlaşılmaz bir boyuta ulaşmıştır. Trabzon camiasının akil adamlarının bütün bir hayatın kavga ile geçemeyeceğini –eğer dinlerlerse– yöneticilere anlatmaları gerek!

Ligimizde her sezon yaşadığımız ‘mali ve yönetsel’ sıkıntılar daha ilk hafta Elazığspor’un lisans alamama ya da son dakikada alma riskiyle başlamıştır. Federasyon geçen sezonki karmaşa dolu hukuki ve yönetsel sorunları bir ‘karar’ alarak sonlandırmıştır. Şimdi yapması gereken en önemli şey UEFA mali ilkeleri ve finansal fair play konusunda kararlı adımlar ile sıkı bir düzenleme yapmak ve mevcut talimatları uygulamaktır.

Geçen bir yıl Türk futbolunun ekonomik değerinin yanı sıra güvenilirliğini de bozmuştur. Öyle ki artık bu ‘marka’ değerini yitirmiştir. Elbette hâlâ bir değeri kaldıysa! Ancak görüntü böyle değildir. Türk futbolunun 1. ligi devlet kurumlarının hatır gönül ve baskı ile isimlerini verdiği bir hale gelmiştir. PTT, 1. ligimizin yeni isim destekleyicisi olmuştur. Kimin üzerinden? Bu ligin yayın hakkı sahibi TRT üzerinden! Yayıncısı devlet televizyonu, liglerinin isim hakkı sahipleri, Spor Toto ve devlet posta idaresi, kupasının isim hakkı sahibi devlet bankası!!! Federasyonun bu konuda da marka bütünlüğünün korunması için yeni ilkeler geliştirmesi, Türk futbolunun bu kadar çok ‘kamu görünümlü’ olmasının önüne geçmesi gerekmektedir. Sonuç olarak liglerimiz sorunlu bir şekilde başlamaktadır.

Liglerimizde yarışacak bütün kulüplere başarı dilerken umalım ki Türk futbolu; ulusal takım düzeyinde başarılı, küfürsüz, kavgasız, kin ve düşmanlık tohumlarının saçılmadığı güzel ve başarılı bir sezon geçirir.