Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu, F.Bahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’a hak mahrumiyeti cezası verdi. Kuşkusuz ilgili talimatlara bir aykırılık oluşmuş ki ceza vermişler. İlk ceza alan kulüp başkanı da Aziz Yıldırım değildir. Ama gelinen noktaya baktığımızda, kulübünün başarısı için her şeyi yapan başkanların, yöneticilerin kendi takımlarının maçlarını seyredemeyecek bir noktaya gelmesini, sporun ve futbolun güzelliğiyle nasıl bağdaştıracağız? Sürekli şekilde, rekabet ile kavgayı, birinin diğerini sırf bir başka takımı tuttuğu için ‘ötekileştirmesini’ nasıl engelleyeceğiz?

Futbol Federasyonu, bugünlerde farklı bakış açısı ve yöntem geliştiren bir program başlattı. Aralık 2010’dan bu yana Enis Fosforoğlu Çocuk Tiyatrosu ile işbirliği yaptı. Tiyatro, Anadolu’da 15 bin çocuğa ulaşan ‘Futbol Sadece Bir Oyundur’ oyununu sahneledi. Bu oyun 23 Nisan kutlamaları çerçevesinde İstanbul’da da sahnelenecek. Oyun fair - play’e yönelik mesajlar verip, futboldaki şiddeti sorgulamayı, çocuklara iyi bir taraftar olmayı, rakibi ve bir diğerini küçük görmemeyi, düşman bellememeyi öğütlüyor. Belki küçük gibi görünen ama bana göre federasyonun en önemli projelerinden biri de budur. Bu proje her düzeyde desteklenmeli ve daha çok çocuğa ulaşmalıdır! Çocuklara futbolun zevk alınacak bir ‘oyun’’ olduğunu öğretmek zorludur. Başarı elde edilir ise ileriye yönelik sorunların çözümüne yardımcı olunur. Geleceğimizin sahipleri çocuklara, bu ülkede yanlış eğitim yaklaşımı ve ‘taraftarlık’ kavramı üzerinden bir diğerine şiddet ve düşmanlık duyguları beslemek, ötekileştirmek öğretiliyor maalesef!

Emmanuel Levinas (1906-1995) aynılığın reddi ya da ‘öteki’nin felsefesi yaklaşımında, bunun genel düşüncesini inceler ve vurgular! Levinas felsefesi; dünyayı ‘öteki’ için daha yaşanabilir kılma ilkesine dayanmaktadır. Bireyin ‘aynılaştırarak kabul etme’ anlayışından kurtulup, öteki olana önyargısız yaklaşımını olanaklı kılan ‘etik’ dönüşümü doğrultusunda, ‘öteki’ ile birlikte yer almaktan mutlu olan insan anlayışı yorumlanmıştır. Ötekine karşı yükümlülüğümüz sınırsız ve asimetriktir. Buradaki asimetrik yaklaşımı, ötekiden ona yaptıklarımızın karşılığını aynen beklememek demektir (olumlu manada). Bu bakımdan öteki ile ilişki bu manada karşılıksız bir ilişkidir.

Esas meselede buradadır aslında. Ülkemizde her alanda bir diğerini aynılaştırma ve öteki kılma çabası, maalesef futbolda çocuk yaşta başlatılmaktadır. Üç büyük kulübün rekabet algısında ‘Birimiz varsa diğeri de var ve anlamlıdır’ yaklaşımı lafta kalmakta, futbol, taraftar adı altındaki grupların şiddet ve holiganizm diline dönüşmektedir.

Şimdi federasyona düşen önemli görev; çocuklara yönelik projeleri geliştirmekle birlikte 6222 sayılı Sporda Şiddetin ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Yasa’nın hükümlerinin, her stadyumda görülebilecek yerlere asılması, sezonluk bilet alan her taraftara onun anlayacağı dilden yazılıp gönderilmesi, bıkmadan, usanmadan bu kanunun her düzeyde anlatılmasıdır. Dünyanın her yerinde yasa vardır. Önemli olan onu uygulamaktır.