Bu vatan kimin?

16 Ocak 2022 Pazar

Hüzün dolu bir haftayı geride bıraktık. İnsana, “Bu da oldu...”, “Memleket bu hale mi gelecekti”, “Bir ülkenin toplumsal dokusu bu kadar mı örselenir” dedirten bir dizi olay yaşadık.

20 yaşındaki, cemaat evinde kalan bir tıp fakültesi öğrencisi, geleceğini kaybettiğini düşünüp intihar ediyorsa... Ülkeyi yönetenler, “Böyle şeyler olur” diye geçiştirip gerçeği örtmeye kalkıyorsa... Bu konuda en hassas olması gereken siyasiler, “İleride bu sorunları hemen çözeceğiz” deyip oy kaygısına giriyorsa...

Devletin tepesindeki, “rehin tutulan” ile  “pazarlık yapılanı”  kendi kantarına koyup “Edirne’deki İmralı’ya hesap verecek” diyebiliyorsa... Aynı günlerde “açılım sürecinde” çekilmesine ortam hazırladıkları fotoğrafı servis edip bunun üzerinden muhalefete gol atma hevesine giriliyorsa...

Kendisini ülkesinin çağdaşlaşmasına, cüzam gibi çağdışı bir beladan kurtulmasına adamış Prof. Dr. Türkan Saylan için “Biz buradayken adı hiçbir yere verilemez” denebiliyorsa...

Devlet ve millet göz göre göre soyulup “Şahlanıyoruz” denebiliyorsa...

Ülkenin tüm varlıkları satılıp sıra arazilere gelmişse...

İnsan sormadan edemiyor:

Bu vatan kimin?

***

Orhan Şaik Gökyay, İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Âkif Ersoy’dan el alıp memleket ve kahramanlık şiirleri de yazan bir şairimiz. Gökyay, yaklaşık bir asır önce, “Bu vatan kimin” diye sorup şiirini yazıyor:

Bu vatan toprağın kara bağrında / Sıradağlar gibi duranlarındır, / Bir tarih boyunca onun uğrunda / Kendini tarihe verenlerindir.

Tutuşup kül olan ocaklarından, / Şahlanıp köpüren ırmaklarından, / Hudutlarda gaza bayraklarından / Alnına ışıklar vuranlarındır...

İleri atılıp sellercesine / Göğsünden vurulup tam ercesine, / Bir gül bahçesine girercesine / Şu kara toprağa girenlerindir.

Tarihin dilinden düşmez bu destan, / Nehirler gazidir, dağlar kahraman, / Her taşı yakut olan bu vatan / Can verme sırrına erenlerindir...”

Gökyay’dan bugüne gelirsek... Ülkeyi yönetenlerin, “Vatan ben varsam vardır, yoksam yoktur” demesi karşısında bugünün şiiri şöyle mi olur diye sormadan edemiyoruz:

Bu vatan,

Borcu kaynak diye yutturan,

Yalanı haktır diye tutturan,

Diktatöre rahmet okutturan,

Memleketin üstüne kara bir bulut gibi çökenlerindir.

Bu vatan,

Vicdanı cüzdana koyarcasına,

Devleti soğan gibi soyarcasına,

Milleti sofradan kovarcasına,

Başaramazsam siz yanarsınız” diyenlerindir...

Bu vatan,

Yerli ve milli deyip her şeyi satan,

Çıt çıkaranı hain diye hapse atan,

Bugünü de geleceği de hesabına katan,

Deveyi havuduyla yutanlarındır...

Bu vatan,

Yastık altındaki paraya göz diken,

Merkez Bankası’nın üstüne tüy diken,

Halkı soyarken kendine kese diken,

Karnı tok, gözü doymayanlarındır...

***

Notlarıma baktım, bu şiir dört kat daha uzayacak...

Bir kez daha soralım:

Bu vatan kimin?

Eğer Orhan Şaik Gökyay’dan esinlenerek kaleme aldığımız “bugün”ü kabul ediyorsak, sorun yok, yan gelip yatalım kaderimize razı olalım...

Hayır, bu vatan 84 milyonun diyorsak, cefası da sefası da hepimizin diyorsak, o zaman sahip çıkalım.

Bize çaresizliği dayatıyorlar, “Her şey bitti... Vatan da devlet de millet de biziz, teslim olun” diyorlar...

Hayır... Teslim olmak bir yana, devletin tüm kurumlarını 84 milyon olarak teslim alacağız...

Son sözümüz de Mehmet Âkif’ten esinlenerek olsun:

Korkma... Tükenmez bu topraklarda geleceği kuracak umut...

Millet vakti geldi dedi mi, ne firavun karşı durabilir ne Nemrut!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İYİ Parti çıkmazı! 18 Nisan 2024
Zafer sorumluluğu... 17 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları