Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Solun Başarısı İçin...

28 Ocak 2015 Çarşamba

Bir söz vardır: Türk’ün aklına ya kaçarken gelir ya seçerken derler.
Yunanistan seçimlerinin sonuçları Türkiye’de ayrı bir heyecan yarattı. Türkiye’nin de hızla seçim iklimine girmesiyle birlikte Yunanistan örneğinin bizde de yaşanıp yaşanmayacağı tartışma konusu. Hatta hemen formül üretenler var. Bir sol birlikteliğin içinde olacaklar-olmayacaklar listesi bile gündemde.
7 Haziran seçimlerinden AKP dışında yeni bir iktidarın çıkmasını isteyen pek çok kesim doğal olarak komşumuzdan etkilendi, “acaba, bizde de olmaz mı” diye düşündü. Bu özlem güzel de, buraya giden yol nasıl şekillenecek?
Bütün mesele burada. Bunun ayrıntısına girip kaybolmadan önce Yunanistan’da yüzde 36 oyla zafer kazanan SYRİZA koalisyonunun kısa seçim öyküsünü paylaşalım. Arada girip çıkan partiler olsa da toplam 6 sol partinin bir araya gelmesiyle oluşan SYRİZA, Yunanca Radikal Sol Kaolisyon sözcüklerinin kısaltılmışı. 2009 seçimlerinde 4.6, 2012 Mayıs seçiminde yüzde 16.8, 2012 Haziran seçiminde yüzde 26.9 oy aldı. Her seçimde iki haneli rakamlarla oyunu yükseltti.

***

Türkiye’de sol ne yazık ki böyle bir ortaklık kültüründen uzak.
Buna ilişkin paylaşabileceğimiz pek çok örnek, bire bir yaşadığımız anı var. Sadece birini sütuna yatıralım.
1995’te merkez sağ iki partinin birbirine vura vura yıpranıp Refah Partisi’nin birinci olmasının ardından gelen tehlikeyi sezenler, mutlak birleşme ile büyümenin kaçınılmaz olduğu görüşüyle hareketlendiler. Siyasi partileri yetersiz bulan, iyi niyetinden endişe etmediğimiz kesimler platformlar kurdular. Art arda kurulan platformlar zaman zaman bir araya geldiler.
Buluşmanın ana konusu birleşmeydi.
Buluşmadan ortak bir sonuç çıkmadan ayrıldılar.
Devamında bütün platformların dışında birleşmenin şart olduğu görüşünü öne çıkaran “ayrı” bir platform kuruldu. Birleşme ayrılığı!
Bu örneği kesinlikle o çabaları küçümsemek ya da bugün çaba harcanmasın demek için aktarmıyoruz. Tam tersine ortak aklın, ortak hedefin şart olduğunu, bunu başarmak için önceki deneyimler neden başarısız oldu sorusuna yanıt vermek gerektiğini vurgulamak için sütuna yatırıyoruz.

***

Yunanistan’daki ortaklığın adı kimilerine “radikal” gelebilir. Ama bu ortaklığın paydalarına baktığımızda hiç de radikal değil, gerçekçi olduğunu görüyoruz. Sermayenin egemenliği o kadar mutlaklaştı ki, birazcık sosyal kavramından söz etmek kimilerine “radikal sol” gelebilir.
Türkiye’de iktidarda sosyal devlet kavramını kaldırmış, bunun yerine hükümete endeksliymiş gibi gösterilen yardım dağıtımını getirmiş bir parti var.
Kaçak Saray sakininin dünkü gazetelerinde çıkan manşetler bir kez daha gösteriyor ki, 7 Haziran’dan sonra bugün gücünü çok kısıtlı kullanabilen parlamenter sistemin de pabucu daha atılacak. Tam tek adamlık gündemde.
Buna karşı acil önlem alalım derken yeniden bölünmelere meydan vermeden bir “hedef ortaklığı” en akılcı yol görünüyor.
Buna ilişkin düşüncesi olanlara sütunumuzu açıyoruz.
Elbette bizim de özlemlerimiz var; ancak gerçekçi olmak gerekirse, bütün mesele son seçimde AKP’ye oy verenlerin yüzde 10’unun bu kararını değiştirmesini sağlamak.
Bu ve hatta ötesi de başarılabilir.
Ama önce bunu istemek ve ana hedefe koymak gerekiyor.
Bu sütunun kapısı açık...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Asgari ortalama ücret! 12 Aralık 2024
Atatürk bakışı gerek 11 Aralık 2024
BOP’ta yeni süreç! 10 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları