Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
3 Mart Devrim Yasaları
Alev Coşkun
Yıllardır Türk Aydınlanmasının temeline dinamit konulmak isteniyor, Aydınlanma devrimleri tersyüz etmeye çalışılıyor. Ancak akan su, tersine döndürülemez. Toplumsal gelişme, ortaçağa geriye itilemez. Yüce Türk milleti, bu temel akışa karşı olanları içten içe sezmektedir. Halkın içinde gelişen bir dip dalgası vardır. İşte durdurulamayacak olan budur...
3 Mart 1924, Laik Cumhuriyet’in üç temel yasasının kabul edildiği gündür. Cumhuriyet’in ve Atatürk’ün Aydınlanma Devrimlerinin temelidir. 29 Ekim 1923’te ilan edilen Türkiye Cumhuriyeti, 3 Mart 1924’te Meclis’te kabul edilen 3 yasa ile nitelik kazandı. Bu temel yasalar şunlardır:
Halifeliğin kaldırılması,
Şeriye ve Evkaf Bakanlığı’nın kaldırılması, Eğitim Birliği’nin sağlanması için mahalle mektepleri ve medreselerin kaldırılması.
Cumhuriyetin nitelikleri
Bu üç yasa nitelikleri ve içerikleri nedeniyle çok büyük devrimlerdir. Böylece Osmanlı Devleti’nin teokratik yapısı kenara itiliyor, din devleti yıkılıyor ve laik bir cumhuriyet kuruluyordu.
Atatürk, 1 Mart 1924’te Millet Meclisi’nde dini kötüye kullanan politikacılara şöyle sesleniyordu:
“İslam dinini, asırlardan beri alışılageldiği şekilde, bir politika aracı konumundan uzaklaştırmak ve yüceltmek gereğini görüyoruz. Kutsal ve dini inançlarımızı ve vicdani değerlerimizi, karanlık olan ve her türlü çıkar ve ihtiraslara giriş sahnesi olarak kullananlar, bütün kısımlarından bir an önce kesin biçimde kurtarmak, milletin dünyevi (dünya ile ilgili) ve uhrevi (ahiret ile ilgili) mutluluğunun emrettiği bir zorunluluktur. Ancak bu suretle İslam dininin yüksekliği ortaya çıkar.” (TBMM Tutanak, Devre II, Cilt VII, S. 3-6)
Atatürk bu konuşmasıyla, 3 Mart’ta yapılacak değişikliklere işaret ediyor ve dinin politikacıların etkisinden arındırılmasını istiyordu.
Halifelik Kaldırılıyor
3 Mart Devrim Yasalarından birincisi, halifeliğin ilga edilmesidir.
1500 yıllık halifelik kurumu kaldırılıyordu. Osmanlı Devleti’nde Halife aynı zamanda padişah yani devletin başıydı.
Ne yazık ki, Milli Mücadele’de emperyalist işgalcilere hizmet etmiş kimseler bu kurumu kullanmışlardır. Zaten Atatürk daha 1924 yılı başlarında, o devirde başbakan olan İsmet İnönü’ye gönderdiği telgrafta “Halifeliğin din ve siyaset açısından anlam ve önemini kaybettiğini” ve “Türkiye Cumhuriyeti’nin safsatalarla (boş ve temelsiz) uğraşmayacağını ve varlığını, bağımsızlığını tehlikeye atamayacağını” belirtmiştir.
Zaten egemenliğin, halkın elinde olduğu bir cumhuriyet yönetiminde, gücünü dinden, “hilafet”ten alan bir “devlet başkanı” olamazdı.
Tüm bu nedenlerle halifelik kurumu yani, devletin “din devleti” olma niteliği ortadan kaldırıldı. Bu olgu, yirminci asırda tüm İslam dünyasında yapılan en büyük devrimdir.
Şeriye ve Evkaf Bakanlığı
3 Mart’ta Meclis’te kabul edilen ikinci yasa, “Şeriye ve Evkaf Bakanlığı”nın kaldırılmasıdır.
Bu bakanlık, şeriat kurallarının uygulanmasında önemli görevler yapıyordu. Çağdaş bir toplumda din ile devletin birbirinden ayrılması gerekir.
Bu yasa ile aslında laiklik tanımlanmış ve işlerlik kazandırılmıştır. Yasa açık ve yalın olarak şöyle diyordu: “Topluma ait işlerle ilgili yasama ve yürütme yetkisi TBMM ile hükümetinindir. Dine ait işlemlerden sorumlu kurum ise Diyanet İşleri Başkanlığı’dır.”
Böylelikle, devlete, kamuya ve topluma ait işlerle inanç ve vicdanı ilgilendiren din konuları birbirinden ayrılıyordu. Din kurallarının kamuya ait işlemlerde başat olması terk ediliyor, onun yerine çağdaş hukuk öne geçiyordu.
Eğitim Birliği Yasası
3 Mart’ta kabul edilen üçüncü yasa Eğitim Birliği Yasası’dır.
Şeriat kuralları penceresinden yürütülen ve din kurallarına dayalı mahalle mektepleri ortadan kaldırılıyordu. Osmanlı Devleti’nde eğitim ikiliği vardı. Bir yanda az da olsa modern ve çağdaş okullar, öte yanda dine dayalı “mahalle mektepleri” ve “medreseler” vardı. Eğitim Birliği Yasası ile şeriatı temel alan eğitim yerine, eleştirel aklı öne çıkaran çağdaş eğitim hedefleniyordu.
Tüm bu nedenlerle 3 Mart Üç Devrim Yasası, Cumhuriyetin ve Atatürk’ün laik esaslara dayalı Aydınlanma Devriminin temelleridir.
Sağcı ve Dinci İktidarlar
Çok partili sisteme geçtiğimiz 14 Mayıs 1950’lerden bugüne son 70 yıldır siyasal iktidara egemen olan sağ ve muhafazakâr partiler, bu üç devrim yasasına karşı olmuşlardır. Bu iktidarlar din duygularını siyasete alet etmek amacıyla daima bu üç yasayı delmek için çalışmışlar, gayret göstermişlerdir.
Bu geriye dönük iktidarların neden Milli Eğitim Bakanlığı’nı üstlenmek istedikleri açıktır. Amaç, Eğitim Birliği’ni yıkmak, eğitim sistemini tersine döndürmektir. Alabildiğine çoğalan Kuran kursları, alabildiğine çoğalan imam-hatip okulları, alabildiğine çoğalan dinsel vakıflar, “Eğitim Birliği Yasası”nı delmek, hatta ortadan kaldırmak amacını taşımaktadır.
İki ayrı dünya görüşü
Atatürk şöyle diyor:
“Uygar uluslar önünde saygınlık kazanmak isteyen Türk ulusu, çocuklarına vereceği eğitimi okul ve medrese namında birbirinden büsbütün başka iki çeşit kuruma teslim etmeye katlanamaz... Eğitim ve öğretim birleştirilmedikçe aynı fikirde, aynı zihniyette bireylerden oluşan bir ulus yapmaya olanak aramak boş bir uğraştır.”
Atatürk’ün bu sözleri, eğitimin tam ikiye bölündüğü günümüz Türkiyesi’nde geçerliliğini koruyor.
Ortaçağ karanlığı
Atatürkçüler, aydınlanmacılar, çağdaş toplum amacını taşıyanlar, bu üç temel yasayı korumak görevini taşıyorlar.
Bu yasalar Türk toplumunu ortaçağ karanlığından kurtarmak amacını taşıyan ileri adımlardı.
Türk Aydınlanması, bu üç temel yasadan sonra birbirini tamamlayan devrimlerle yürütüldü. Devletin, toplumun, hukukun, eğitimin laikleşmesi sağlandı.
Yıllardır Türk Aydınlanmasının temeline dinamit konulmak isteniyor, Aydınlanma devrimleri tersyüz etmeye çalışılıyor.
Ancak akan su, tersine döndürülemez. Toplumsal gelişme, ortaçağa geriye itilemez. Yüce Türk milleti, bu temel akışa karşı olanları içten içe sezmektedir. Halkın içinde gelişen bir dip dalgası vardır. İşte durdurulamayacak olan budur...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 21 kişinin daha hastanelik olduğu ortaya çıktı
- Kayıp Amerikalı Suriye'de bulundu: 'Hacıyım' dedi...