Ağız sağlığı ve sürdürülebilir sağlık - Taner Yücel
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Ağız sağlığı ve sürdürülebilir sağlık - Taner Yücel

01.08.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), insanoğlunun en temel haklarının başında ulaşılabilir sağlığın geldiğini yaklaşık 80 yıl önce vurgulamış olsa da ağız sağlığının genel sağlığın ayrılmaz bir parçası olduğu ancak 2000’li yılların başından itibaren ifade edilmeye başlanmıştır.

Özellikle Birleşmiş Milletler (BM)’in “Uluslararası Sağlık Harcamaları Üst Düzey 2011” yılı toplantısında kabul edilen “Politik Deklarasyon”, Dünya Dişhekimliği Birliği (FDI) Genel Kurulu’nda 2013’te yayımlanan “İstanbul Deklarasyonu” ve 2022’de DSÖ’nün “Global Strateji Belgesi” ağız sağlığının öneminin vurgulandığı ilk stratejik belgelerdir. Bu bildirilerin önemi ağız hastalıkları (diş çürüğü ve dişeti hastalıkları) ile bulaşıcı olmayan hastalıklar (BOH) olan başta kalp hastalıkları, şeker (diyabet) hastalığı, göğüs hastalıkları ve kanserin oluşmasında ortak risk faktörlerine sahip olduklarının altının çizilmesi ve de tüm bu hastalıklarla ortak mücadele edilmesine vurgu yapılmasıdır. Bu durum hükümetleri yurttaşların bulaşıcı olmayan hastalıklardan korumaya yönelik sağlık politikalarına, ağız hastalıklarını da dahil etmeleri için zorlayıcı olmuştur. 

BM’nin sürdürülebilir gelişim hedeflerinde; ülkelerin sağlık ekonomilerinin sürdürülebilmesi için yukarıda sayılan hastalıklardan ancak ağız-diş hastalıkları ile birlikte ortak koruyucu ve önleyici sağlık politikaları uygulanarak mücadele edilebileceğinin altı çizilmekte ve bu politikaların başarılı olabilmesi için kamu ve özel tüm paydaşlar tarafından benimsenmesi şart koşulmaktadır. Yalnızca dişhekimliği paydaşları arasında yürütülen çalışmaların yeterli olmadığı açıktır. Bu nedenle sağlık politikalarının toplumun bütün kesimlerine ulaşması için bütünlükçü ve sürdürülebilir çalışmaların planlanması özenle vurgulanmaktadır. 

KALP KRİZİ RİSKİ ARTIYOR

Dünya Dişhekimliği Birliği, ağız ve dişlerin sağlıklı olma durumunu, kişinin yemek yeme, çiğneme, konuşma ve nefes alma gibi yaşama fonksiyonlarını yapabilmesi ve ayrıca kendine güvenme, iyi hissetme ve sosyalleşme gibi fizyolojik ve sosyolojik duygulara sahip olabilmesi ile ağrısız çalışabilmesi şeklinde yeniden tanımlamıştır. Bu tanım, DSÖ’nün sağlığı bedensel, bilişsel ve ruhsal iyi olma hali olarak tanımladığı sağlıklı olma halinin gerçekleşmesi için, ağız sağlığının ne kadar vazgeçilmez olduğunun altını bir kere daha çizmiş olmaktadır.

DSÖ verilerine göre dişeti hastalıkları dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 20’sini etkilemektedir. 1990 ile 2019 yılları arasında özellikle düşük ve orta ekonomik gelire sahip ülkelerde periodontal hastalıklar ikiye katlanmış durumdadır. Yine aynı yılla arasında diş çürüğü artış oranı yüzde 46 oranında bulunmuş ve 650 milyon vakaya yükselmiştir. DSÖ en yüksek artış hızını ise yüzde 120 ile Afrika bölgesinde bulmuştur.

Bilimsel yayınlar incelendiğinde iyi bir ağız sağlığının, kalp hastalıkları, üst solunum yolu ve diyabet gibi hastalıklar ile demans, artiritis ve hamileliğin sağlık çıktılarını olumlu yönde etkileyebileceğini göstermektedir. Dişeti hastalıklarının kişinin geçirdiği birinci kalp krizi riskini yüzde 28 oranında artırdığını gösteren çalışmalar vardır. Kötü ağız sağlığına sahip kişilerde inme riski 2 kere daha yüksek bulunmuştur. Demans ve kalp hastalarında diş kaybının yüksek risk oluşturduğu gösterilmiştir. Diyabet hastalığı ile dişeti hastalıkları arasındaki ilişki ve diyabet hastalarının daha kısa sürede iyileşmesine etkisi konularında literatür bilgisi mevcuttur. Sağlıklı ağız ile sağlıklı vücut arasındaki ilişkinin önemini kanıtlayan bilimsel çalışmalar hızla artmakta ve ağız sağlığının neden bir gülüşten fazlası olduğu ortaya konmaktadır.

HİZMET YETERSİZ

Ağız sağlığı hizmetlerine ulaşım yüksek, orta ve düşük gelire sahip tüm ülkelerde hâlâ en sınırlı ulaşımı oluşturmakla birlikte en kötü durumu düşük gelirli ülkelerin toplumları yaşamaktadır. 31 Avrupa ülkesinde yapılan bir çalışmada ağız-diş sağlığı hizmetlerine yetersizlik vurgulanmıştır. OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) üyesi 18 ülkenin verileri incelendiğinde ağız sağlığı hizmetleri, genel sağlık hizmetlerinden 3 kat daha fazla yetersiz bulunmuştur.

Sağlık planlamalarının bütüncül olarak planlanması ve dolayısı ile ağız-diş sağlığının da bu planlama içinde yer almasının bilimsel ve de ekonomik gerçekçeleri vardır. BM çalışmalarında, üyesi bulunan 194 ülkede 2019’da saptanan 710 milyar dolarlık ekonomik kaybın 387 milyarını ağız hastalıklarının tedavisinin 323 milyarını ise üretim kaybından meydana geldiği bildirilmiştir. Bu sayılardan, bu güne kadar ağız sağlığının karşılanmayan ihtiyaçlarından dolayı ülkelerde meydana gelen ne kadar büyük bir ekonomik kaybın mevcut olduğu ve aynı zamanda milyarlarca insanın acı çekmeye devam etmekte bulunduğu anlaşılmaktadır. Ağız hastalıklarına yapılan harcamalar, globalde diyabet için yapılan harcamaların yaklaşık yüzde 50’si olarak hesaplanabilir. 

BÜTÜNCÜL YAKLAŞILMALI

AB ülkelerinde ağız sağlığı harcamaları, diyabet ve kalp hastalıkları için yapılan harcamaların arkasından üçüncü olarak gelmektedir. Kötü ağız sağlığı nedeniyle meydana gelen üretim kaybı, örneğin Alzheimer ve diğer demans hastalıklarından oluşan üretim kaybı ile eşdeğer bulunmaktadır. Bu durum ağız sağlığına yapılacak girişimlerin neden öncelikli olduğunu kuvvetlendirmektedir. Ancak genel sağlığa bu kadar yüksek değerde katkı yapan ağız sağlığı, ülkelerin çoğunda hükümetler tarafından sağlık politikalarına yeteri kadar alınmamakta, kamu ve özel sağlık sigortalarına çok sınırlı dahil edilmektedir.

DSÖ Global Ağız Sağlığı Aksiyon Planı’nda yer alan genel sağlık ile ilişkili sürdürülebilir geliştirme hedefleri temelinde, aşağıdaki konularda ülkeler kendi politikalarının yol haritasını yeniden planlamalıdır. 

  • Ağız-diş sağlığı politikaları, genel sağlık bütünlüğü içinde düşünülmeli ve bu doğrultuda yeniden yapılandırılmalı,
  • Ağız-diş sağlığı kamu sağlığı sigorta sistemi içine alınmalı
  • Ağız sağlığı, ülkenin birinci basamak sağlık sistemi içerisine entegre edilmeli ve 
  • Öncelikle 0-12 yaş grubu, 65 yaş üstü ve engelli bireylerin koruyucu ve tedavi edici ağız-diş sağlığı hizmetleri kamu sağlık sigortasına kapsamına dahil edilmelidir. 

Bu hedeflere ulaşılması için hükümetlerin meslek örgütleriyle birlikte sağlık sektörünün kamu ve özel tüm paydaşları ile stratejik işbirlikleri geliştirme çalışmaları hızla başlatılmalıdır.

Yazarın Son Yazıları

Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025