Robottan evcil hayvan mı olurmuş? - Ayşe ACAR
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Robottan evcil hayvan mı olurmuş? - Ayşe ACAR

14.10.2021 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Üzerimize dertleri yığa yığa biriktirdiler, “Bu olanlar doğru değil!” demekten başka bir şey yapamıyoruz. Durumumuz biraz şöyle: Sivas’ta kardan ev kapanmış, adam diyor ki bu kadar kar yağması doğru değil. O kadar büyük ölçekli dertlerle uğraşıyoruz ki önümüze “Robottan evcil hayvan yapıldı” diye bir haber düşüyor ve biz haberi magazin zannediyoruz. Genel olarak dertlerden kafamızı kaldırıp şu robot meselesine sakin bir kafayla bakamıyoruz. 

Robot evcil hayvanlarla ilgili sizi hızlıca bilgilendireyim.

Robopets kelimesi artık sıkça kullanılıyor. Bu robot evcil hayvanlar arasında Justocat (robot kedi), Aibo (robot köpek), Cuddler (robot ayı), Paro (robot fok) en bilinenleri. “Robottan evcil hayvan mı olurmuş, normal hayvan bulamamışlar mı?” demeyin çünkü bu tarz robotlar daha çok yaşlı bakım evlerinde yaşayan insanlar için tasarlanıyor. Yaşlıların bir canlıyla yakın temasa ihtiyacı var, robotlar bakım gerektirmediği için bu konuda doğal hayvanlar yerine tercih ediliyor. 2019 yılında yayımlanmış önemli bir çalışma var. Bu çalışmanın sonuçları “Evcil robotlar bakım evlerinde bulunan yaşlıların sağlığını son derece olumlu yönde etkiliyor” diyor. 

Yaşlılar, başlarını okşadıkları şeyin robot olduğunun gayet farkındalar. Buna rağmen şunu söylüyorlar: Robot olması önemli değil, onu seviyorum.

KONU TASARIM DEĞİL

Yaşlıların yalnızlaştırılması, değerler meselesinin allak bullak edilmesi gibi derin sorunları bu yazının gündemine taşımayacağım. Daha yüzeysel soruyorum: Bu nasıl oluyor? Neden seviyoruz robotları? Bozulan köpek robot Aibo’ya cenaze töreni düzenlenmesi tarihi bir vaka. 

Mesele sadece robot evcil hayvanlar da değil. Raporlar akıllı robotları da evin bir bireyi gibi gördüğümüzü söylüyor hatta akıllı süpürgeleri bile. 

“Neden böyle?” sorusuna çeşitli yanıtlar veriliyor. Bu yanıtlardan biri Mark Edmonds’a ait. Robotlar hangi konuda programlandılarsa o programı hayata geçiriyorlar ve arada bir değil bunu sürekli yapıyorlar. Robot bize sürekliliği olan bir güven veriyor. Yani robotun bir dediği öbür dediğini tutuyor ve biz bu “güven”den dolayı elimizde olmadan sevgi inşa ediyoruz. Birine güvenebilmeye ne kadar hasret kaldıysak karşımıza çıkan ilk akıllı süpürgeye “Nasılsın abicim?” diye sarılasımız geliyor. 

Bir de “ev robotları” (household robot) diye bir kavram var, süpürgenin bir tık üstü. Buna örnek olarak Amazon’un geçen ay tanıttığı ev robotu Astro’yu söyleyebiliriz. Astro, evdeki evcil hayvanınızı besliyor (doğal hayvan tabii), evde yabancı birini tespit ederse sizi bilgilendiriyor, acil durumlarda yardım çağrısı yapıyor (diyelim baygınlık geçirdiniz) ve kişisel asistan gibi davranıyor, size hatırlatmalar yapıyor, isterseniz görüntülü arama yapıyor, evde siz gezerken peşinizden gelip size müzikler ya da podcastler seçip dinletiyor. 

MIT Technology Review’dan Tanya Basu, “Astro’nun dev gibi kameraları var. Amazon her ne yapıyorsak kayıt altına alıyor ama buna rağmen kullanıcı Astro’yu hemen sevdi, neden?” diye sorguluyor. Uzmanlardan aldığı yanıtlardan biri tasarım meselesiyle ilgili. Astro’nun kısacık boyu, gözlerinin biçimi, şirin mimikleri gibi detaylar özellikle gençleri çok etkiliyor. 

İnsana benzeyen sevimli, sıcak, şirin tasarımlar yalnızca gençleri etkilemiyor, her yaş grubundan insan bu robotlarla biraz zaman geçirince onları bir canlının yerine rahatlıkla koyabiliyor. Ayrıca konu sadece tasarımların sevimli olması değil. İnsanı, hayvanı yada bitkiyi yani bir canlıyı anımsatan her şeyi kendimize yakın buluyoruz ve seviyoruz. 

SORU ÇOK, YANIT YOK

İş o kadar ciddi boyutlara ulaştı ki şu tarz sorular soruluyor artık: Robotunuzla derin bir ilişki geliştirdiniz fakat o size bazen üreticisinden aldığı talimatlarla bir şeyler satmaya çalışıyor. Robotunuzun bu davranışı etik midir? 

Başımızdaki dertler kalabalığından robot meselesine “Bunlar dünyayı ele geçirecekler mi?” diye bakmaktan öte bir adım atamıyoruz. “Bize aşı diye nano çipleri yüklediler, bizi yönetecekler” diyecek kadar konuyu kavrayamıyor ve komplo teorilerine savruluyoruz. Sorulacak çok soru var!

AYŞE ACAR

Yazarın Son Yazıları

Menemen Devrim Şehitleri Anıtı ve Cumhuriyet -

Yunus Nadi: “Kubilay timsalini taziz için ne yapsak yerinde olacağına şüphe yoktur.

Devamını Oku
23.12.2025
Kubilay olayının anlattıkları - Osman Selim Kocahanoğlu

23 Aralık 1930 salı günü, Menemen’de insanlık tarihi- nin en hunhar cinayetlerinden bi- ri işlendi.

Devamını Oku
23.12.2025
Cumhuriyetimizin vazgeçilmez değeri - Azmi Kişnişci

“Eşitlik”, Cumhuriyetin yalnızca hukuki bir ilkesi değil; toplumsal yaşamımızın adalet duygusunu ayakta tutan temel dayanaklarından biridir.

Devamını Oku
22.12.2025
Yenilmezlikler ve dokunulmazlıklar - Cengiz Kuday

Tarih, bazen büyük savaşlarla değil; küçük, sessiz ve ilk bakışta sıradan görünen olaylarla yön değiştirir.

Devamını Oku
20.12.2025
Büyüyen eşitsizlik, yaygınlaşan yoksulluk - Sıtkı Ergüney

Ekonomide; fiyatlar genel düzeyindeki; artış “enflasyon”, gerileme “deflasyon”, duraklama ile birlikte yaşanan artış da “stagflasyon” olarak tanımlanır.

Devamını Oku
20.12.2025
Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma - Prof. Dr. Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025