Tek çaremiz var: Eğitimde devrim, sporda devrim! - Ekrem İmamoğlu
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Tek çaremiz var: Eğitimde devrim, sporda devrim! - Ekrem İmamoğlu

06.09.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün iki güzel sözüyle başlamak istiyorum yazıma:

“Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim”

“Bedeni idman, fikri idmanla koşut gitmelidir.”

Cumhuriyetimiz kurulduğundan bu yana spor alanında çok tekrarlanan ama neredeyse hiç uygulanmayan bu sözlerin derinliğini iyi anlayabilmek ve hissedebilmek gerekiyor. Ülkemizin kurucusu her alanda olduğu gibi sporda da başarının formülünü 100 yıl kadar önce vermiş bizlere.

Pekiyi şimdilerde böyle mi? Pek sanmıyorum. Ne yazık ki her konuda olduğu gibi Türk sporu da köşeye sıkışmış vaziyette. Yurtdışındaki vatandaşlarımızla 90 milyonu aşan nüfusumuzun yetenek hinterlandının hak ettiğinin çok altında bir seviyedeyiz. Spor tarihimizde zaman zaman başarılara tanıklık etsek de başarı noktasında dünya ülkeleri içinde çok geri sıralarda yer alıyoruz.

Biraz yıllar öncesine gideyim: Çocukluğumdan beri olimpiyatları merakla izleme alışkanlığı elde ettim. Moskova Olimpiyatları ile başlayan TRT günlerinden Paris’e varıncaya kadar sporu yakından takip eden biri olarak gördüm kendimi. Spor müsabakalarında Halit Kıvanç, Kenan Onuk gibi anlattıkları her spor organizasyonunu birer eğitime dönüştüren ustalar, sadece izleyici olarak kalmamamı, aynı zamanda sporun farklı yönlerini öğrenmemi ve odaklanmamı kolaylaştırdı. Zaten spora olan düşkünlüğüm önce hentbol ve sonrasında futbol yaşantıma sirayet etti, daha sonra da yöneticilik hayatıma. Kısaca sporun her daim içinde oldum, tecrübe kazandım...

DERİNLEŞEN KUTUPLAŞMANIN İLACI SPOR

Sözlerime birkaç örnekle devam edeyim: Türkiye, 2024 Paris Olimpiyat Oyunları’nı 3 gümüş, 5 bronz ve toplam 8 madalya ile tamamladı, dünya sıralamasında 64. oldu. Her anlamda büyük bir gelişme yakalayan Güney Kore ise 13 altın, 9 gümüş ve 10 bronz madalya ile 8. oldu. Keza büyük paralar harcayan güzide futbol kulüplerimizin geçtiğimiz günlerde uluslararası arenada daha ilk maçlarda elenmeleri de buna bir başka örnek...

Spor, tüm gelişmiş ülkelerin gençleri doğru yönlendirmesi için en sık kullandığı olgu. Eğitimin tamamlayıcı bir parçası ve yaşamın diğer yönleri için güçlü bir okul. Disiplin, takım ruhu, özgüven, liderlik, dayanışma ve adil rekabet kültürü, gençlerimizin spordan kazanacağı değerlerin sadece birkaçı. Ülkemizdeki derinleşen kutuplaşmanın en önde gelen ilacı da spor. Spor yoluyla eğitim ve kabiliyetlerine göre yetenekleri bulup parlatmaktan uzaklaşan bir ülkeyiz ne yazık ki...

Kreşten başlayarak büyük bir eğitim devrimine ihtiyaç duyduğumuzun altını çiziyorum. Öncelikli olarak sporda eğitimle paralel olarak 3-4 yaşından itibaren her evladımızı geleceğe hazırlamalıyız. Memleket, özellikle ekonomisi ve eğitimi ile dipte. Spor eğitiminin de çökertilmiş olması çocuklarımızı, gençlerimizi var olan yeteneklerinden uzaklaştırırken stresli, sağlıksız, umutsuz ve güvensiz ortama da itiyor. Önümüzde örnekler var, hemen her gün haber bültenlerinde ve sosyal medyada karşımıza çıkıyor. Yaygınlaşan uyuşturucu kullanımı ile birlikte çocuk suç örgütleri travma haline gelen sorunlarla milletimizi buluşturdu. Ve maalesef yetkili makamlar bu durumun önüne geçemiyor.

GÖSTERMELİK SEÇİMLER, PARTİZAN MÜDAHALELER

Şu bir gerçek: Demokraside, ekonomide, eğitimde, sporda, kültür ve sanatta kısaca aklınıza gelebilecek her alanda özgürlükler şarttır ve o ülkenin yapısında olumlu değişikliklere yol açar. Bu durum ekmek gibi su gibi gerçektir ve bir ihtiyaçtır. Eğer bunları sağlayamıyorsanız başarının gelmesi de zordur.

Sporu yalnızca futbola indirgeyerek siyasetin kullanışlı aparatı haline gelmesine çaba gösteren hükümetin anlayışı bu durumun asıl nedenidir. Her konuda olduğu gibi bu konuda da siyasetin uyguladığı tehdit, hükümetin başarısız yönetimi ile spor kulüplerinin ve federasyonların dibe vurmalarına neden olmuştur. Yoğun çaba, emek ve her koşulda sporun koşullarını liyakatle uygulamaya koymaya, büyük direnişle yaşama geçirmeye çalışan birkaç branş hariç ne yazık ki geneldeki spordaki dünya ölçeğinde yerimiz budur. Partizanca siyasetin baskısı, kulüplerin popülist idari ve mali yaklaşımları uzun yıllar telafisi imkânsız büyük sorunlarla spor kulüplerimizi zor duruma sokmuştur. Yalnızca spor kulüplerimiz değil, sporcularımız, yöneticilerimiz, çalışanlarımız, spor yayıncıları kısaca spor sektörünün içinde olan herkesi olumsuz anlamda çok etkilemiştir bu durum. Ne yazık ki karakteristik bir hale gelmesine sebep olmuştur.

LİYAKAT SORUNU YAŞANAN YÖNETİMLER

Ancak özellikle 2000 sonrası ülkemiz spor federasyonlarının tamamında başkanlık seçimleri göstermelik hale geldi. Artık federasyon genel kurulları iktidarın gösterdiği isimlerin neredeyse tek aday olarak katıldığı ve laf ola beri gele oylamaların yapıldığı bir formalite halini aldı. Bu da elbette beraberinde ülkenin her yanına sıçramış olan liyakatsiz yönetimlerin elinde sporumuzu, sporcumuzu oyuncak haline getirdi. Başarının ilk şartının işi ustaların eline bırakmak olduğu unutulmamalıdır.

Önümüzde iyi örnekler de yok değil. EuroBasket 2025’te ve Voleybol Dünya Şampiyonası’nda mücadele eden milli takımlarımıza yürekten başarılar diliyorum. Onlarla gurur duyuyoruz; sahada gösterdikleri azim ve kararlılık hepimize ilham veriyor. Ancak bu başarıların rastlantı olmadığını bilmek gerek. Erkek basketbolunda ve kadın voleybolunda yakaladığımız ivme, bize bir gerçeği hatırlatıyor: Sistemli bir yapılanma olmadan sürdürülebilir başarı gelmiyor. Yetenek keşfinden altyapı yatırımlarına, antrenör eğitiminden doğru planlamaya kadar sistemin kendisi, sporda kalıcı zaferlerin en büyük güvencesi.

İstanbul’daki öncü hamlelerimiz gerçek Türkiye modelini yansıtıyor.

Tüm bu notlarımın finalinde; Tarihi değeriyle ve Türk sporunun gelişimindeki önemli konuları ile bütün kulüplerimizi dikkatli olmaya, onlara bağımsız idari yapılanmaları ve mali çerçevelerinin hesap verebilir şekilde yönetilmesinin şart olduğunu hatırlatıyorum.

Bizim attığımız sıkı adımlar ve çalışmalar, İstanbul’daki öncü hamleler Türkiye modelimizin, İstanbul aşamasıydı. Türkiye’nin geleceğinde bilimden teknolojiye, edebiyattan sanata, akademiden spora başarıdan başarıya koşmak büyük coğrafyamızın ilham kaynağı ve kutup yıldızı olmak elbette gayet olanaklı. Biz liyakatli, demokratik spor politikalarımızla 7’den 77’ye her insanımıza yaşam boyu spor getireceğiz. Ve çok yetenekli milletimizin evlatlarını, çocuklarımızı, gençlerimizi her alanda olduğu gibi sporda da dünya ölçeğinde hak ettiği seviyeye taşıyacağız. Olimpizm ruhu ile yaratıcı, mutlu, huzurlu sağlıklı nesiller ülkemiz için yakın gelecekte sporda ve her alanda rekorlar kıracak, tarih yazacaktır. Bunu yapabiliriz çünkü ben her konuda olduğu gibi bu konularda da güvencemiz olan çocuklarımıza ve gençlerimize çok inanıyorum...

SİLİVRİ

EKREM İMAMOĞLU

SEÇİLMİŞ İBB BAŞKANI

Yazarın Son Yazıları

Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025