Rüyalarda Buluşuruz
Özgür Mumcu
Son Köşe Yazıları

Rüyalarda Buluşuruz

21.01.2015 04:30
Güncellenme:
Takip Et:

Davutoğlu’nun Bakanlar Kurulu’ndan sorumlu Cumhurbaşkanı yardımcısı ya da öğretmenine sınıfının ne kadar uslu olduğunu sergileyen bir sınıf başkanı gibi verdiği poz kolay unutulacak gibi değil. Şüphesiz, Erdoğan Bakanlar Kurulu’nu toplarken verdiği fotoğrafta iplerin kimin elinde olduğunu göstermeye özen gösterdi. Zaten pek kimsenin de bundan kuşkusu yoktu.
Davutoğlu henüz Erdoğan’ın atanmış bir memuru. Rüştünü ispat etmek için bir seçim ve bir kongre kazanması lazım. Bunu da Erdoğan’ın gölgesinde kalmadan halletmesi gerekiyor ki zor iş.
Ancak Davutoğlu, Cumhurbaşkanı’na ilelebet boyun eğmeyecektir. Yıldırım Akbulut’un yapamadığını Davutoğlu’ndan beklemek zor olur. Neticede rüyasında Hegel ve Gazali’yle tartıştığını söyleyen biri başbakan. Kendini kimlerle aynı seviyede gördüğü malum. Sadece onlar da değil.
Bir gün bir konferansta anlattıklarının ikna ediciliğinden şüphelenen ve kendisinin “parçalanmış bir ülkeden” geldiğini söyleyen bir Batılı akademisyene verdiği cevabı hatırlayalım:
“En büyük beyinler, en bunalımlı dönemlerden çıkar. Fransız İç Savaşı’nda Rousseau’nun, İngiliz İç Savaşı’nda Hobbes’un, Alman parçalanmasında Hegel’in, Kant’ın, bütün o parçalanma sürecinde ortaya çıkması gibi, bu bunalımların yaşandığı zeminlerde çok güçlü ve yeni bakış açıları olacaktır”.
Bunları şimdinin “paralel” kanalı STV’de 2001 senesinde anlatmıştı.
Yani zalimin Rousseau’su, Kant’ı varsa mazlumun da Davutoğlu’su var.
Kendini böylesine önemseyen birinin Erdoğan’ın sözünden ilanihaye çıkmayacağını zannetmemekte fayda var.
Şimdilik hem daha siyasi otoritesini tesis edecek seçimleri kazanmamıştır hem de Cumhurbaşkanı’yla ortak bir misyon duygusunu paylaşmaktadır.
Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı kampanyasında kullandığı Sezai Karakoç’un şiirini hatırlayalım:
“Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır / Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır.”
İlahi bir emir doğrultusunda hareket eden, kendilerine kutsal bir görev yüklenildiği zannında olan iki siyasi figür söz konusu. Muhtemelen birçok aday arasından Erdoğan’ın başbakan olarak Davutoğlu’nu seçmesinin sebebi de bu.
Cumhurbaşkanı “Batılılar inanın bizi sevmiyor” demesi ve Başbakan’ın bir müjde verir edasıyla “Avrupa artık hasta adam” diye açıklama yapması bu ortak ilahi misyon duygusunun eseri.
Cumhurbaşkanı’nın en fazla Necip Fazıl’a uzanan entelektüel birikimindeki boşlukları Davutoğlu rüyalarında hoşbeş ettiği isimlerle dolduruyor. Şimdilik iyi çalışan bir ikili.
Beraber parantezi kapatıp bir restorasyon faaliyetine girişme niyetindeler. Bunun getirdiği Batı’ya karşı diklenme söylemi de bir zamanlar mücadele ettikleri Avrasyacılarla geçici bir ittifak kurmalarını sağlıyor.
Artık hep beraber Batı’cı, kozmopolit ve gayri yerli gördükleriyle mücadele etme zamanları. Bazıları gayri milli, gayri dini ilan edilecek. Susturulacak ve tasfiye edilecekler.
Gayet hesaplı bir şekilde tasfiye edilecek olanlar işaretleniyor. Erdoğan’ın içgüdüyle yaptığını Davutoğlu hayran olduğu teorik çerçevesine dayanarak uyguluyor.
Yani bunca kışkırtıcı konuşma ve hedef gösterme boşuna değil.
Olmayan hakareti varmış gibi dile dolamanın gerisinde bunlar yatıyor.
Hadi Davutoğlu rüyasında Hegel ve Gazali ile konuşuyor. Acaba Erdoğan kimlerle konuşuyor.

Yazarın Son Yazıları

Tutuklu yargı

Tutuklu yargı

Devamını Oku
05.09.2018
Ete doyan vatandaş balığa yöneliyor

Ete doyan vatandaş balığa yöneliyor

Devamını Oku
30.08.2018
Kimiz biz?

Kimiz biz?

Devamını Oku
29.08.2018
Trump gidiyor mu?

Trump gidiyor mu?

Devamını Oku
23.08.2018
Milli birlik (22.08.2018)

Milli birlik

Devamını Oku
22.08.2018
Gemi ve kaptan

Gemi ve kaptan

Devamını Oku
15.08.2018
Yazık ettiniz efendiler

Yazık ettiniz efendiler

Devamını Oku
11.08.2018
Krizin faturası (08.08.2018)

Krizin faturası

Devamını Oku
08.08.2018
Trump, Erdoğan, Brunson

Trump, Erdoğan, Brunson

Devamını Oku
04.08.2018
Brunson meselesi

Brunson meselesi

Devamını Oku
02.08.2018
Yapalım yargıda şeyini...

Yapalım yargıda şeyini...

Devamını Oku
28.07.2018
Orta ve Doğu Avrupa’yı gezerken

Orta ve Doğu Avrupa’yı gezerken

Devamını Oku
25.07.2018
Anayasa yok

Anayasa yok

Devamını Oku
14.07.2018
Afrika tipi başkanlık

Afrika tipi başkanlık

Devamını Oku
11.07.2018
Muhalefet partilerinin hali

Muhalefet partilerinin hali

Devamını Oku
07.07.2018
Yılgınlık

Yılgınlık

Devamını Oku
04.07.2018
Soylu ne yapıyor?

Soylu ne yapıyor?

Devamını Oku
30.06.2018
Nasıl olacak? (28.06.2018)

Nasıl olacak?

Devamını Oku
28.06.2018
Demokrasi. Şimdi!

Demokrasi. Şimdi!

Devamını Oku
23.06.2018
Büyük uzlaşmaya doğru

Büyük uzlaşmaya doğru

Devamını Oku
20.06.2018
Bir hafta kala

Bir hafta kala

Devamını Oku
16.06.2018
Az kaldı

Az kaldı

Devamını Oku
13.06.2018
İhtimaller

İhtimaller

Devamını Oku
09.06.2018
Adayı alkışlamak

Adayı alkışlamak

Devamını Oku
06.06.2018
En tuhaf seçim

En tuhaf seçim

Devamını Oku
31.05.2018
Akıldışı

Akıldışı

Devamını Oku
30.05.2018
Nedir bu ‘senaryo’?

Nedir bu ‘senaryo’?

Devamını Oku
26.05.2018
Gençlik Bayramı

Gençlik Bayramı

Devamını Oku
19.05.2018
Tekme

Tekme

Devamını Oku
17.05.2018
Seçime damgasını vuranlar

Seçime damgasını vuranlar

Devamını Oku
16.05.2018
Bir umut

Bir umut

Devamını Oku
12.05.2018
T A M A M derken

T A M A M derken

Devamını Oku
10.05.2018
Sıkıcı manifesto

Sıkıcı manifesto

Devamını Oku
09.05.2018
Devlet imkânı

Devlet imkânı

Devamını Oku
03.05.2018
100 bin imza?

100 bin imza?

Devamını Oku
02.05.2018
Teşhis ve tedavi

Teşhis ve tedavi

Devamını Oku
28.04.2018
İlk tur, ikinci tur

İlk tur, ikinci tur

Devamını Oku
26.04.2018
Biraz dinlen

Biraz dinlen

Devamını Oku
25.04.2018
Geçmişin Türkiye’sinin erken seçimi

Geçmişin Türkiye’sinin erken seçimi

Devamını Oku
21.04.2018
Cin şişeden çıktı (18.04.2018)

Cin şişeden çıktı

Devamını Oku
18.04.2018