Ülkü Tamer

Altunizade Maçları

12 Mayıs 2012 Cumartesi
\n

\n

Bugün Süper Ligimiz sona eriyor, şampiyonumuz belli oluyor. Çaresiz, biz de futboldan söz edeceğiz.\n

\n

Yılı hatırlamıyorum. 1960ların başlarında bir yaz günü Kemal Özer, Adnan Özyalçıner, Onat Kutlar, Kara Ünal (Üstün) toplandık, Altunizadeye, Memet Fuatı ziyarete gittik.\n

\n

O sıralarda birkaç evle birkaç konaktan başka bir şey yoktu Altunizadede. Ne çevre yolu, ne işyerleri... Ağaçlar, tarlalar, sessizlik.\n

\n

Memet Fuat, çevredeki çocukları eğitmek için harika bir yol bulmuştu. Boş alanlardan birini futbol sahasına dönüştürmüştü. Semtin çocuklarına futbol öğretiyordu. Bunun çekiciliğine kapılan çocuklar, sadece futbol oynamakla kalmıyorlardı tabii. Birlikteliği, yardımlaşmayı da öğreniyorlardı. Sanata, edebiyata merak saranlar da çıktı aralarından. En azından, kitap denilen nesneyle ilişki kurmaya alıştılar.\n

\n

Memet Fuatın attığı tohum gelişecek, Altınyurt kulübüne dönüşecekti. Bu kulüp çatısı altında edebiyat, tiyatro, müzik çalışmaları yapılacaktı. Memet Fuat, futbolu bırakıp voleybol hocalığına başlayacak, kulübünü birinci lige taşıyacak, kendisi de bir dönem milli takımın antrenörlüğünü üstlenecekti.\n

\n

Biz o yaz günü Memet Fuatın bahçesinde, ağaçlar altında oturup çene çaldıktan sonra futbol sahasına geçtik. Başladık kaleye şutlar atmaya. Öylesine keyiflendik ki bundan, her hafta sonu Altunizadeye gitmeye başladık. Düzenli maçlar yapıyorduk artık. Kemal, Adnan, ben en has müdavimlerdik. Adnan kalede oynuyordu. Kemal savunmanın belkemiğiydi. Memet Fuat, sırtında ceketi, orta alanda takımı yönetiyor, ayağına gelen topları milimetrik paslarla dağıtıyordu. Ben ise gole giden bir panter olarak koşturup duruyordum. Her keresinde 8-10 kişi oluyorduk mutlaka. Arada bir Demir Özlü, Ferit Öngören, Feridun Metin Aksın, Cemal Süreya, Edip Cansever de katılıyordu bize. Bir keresinde Asım Bezirci bile gelmişti.\n

\n

Her maçtan sonra yorgunluktan biterdik. Dönüşte kimsede ağzını açacak hal kalmazdı. Herkes evine. Onatla ben de Mahmutpaşa hamamına gider, göbektaşına uzanırdık.\n

\n

Bir maç sonunda, Bir yerde bir şeyler yiyip içelim dedik. Bayağı kalabalıktık o gün. 10-15 kişi doluştuk arabalara, Salacaka indik. Biri, deniz üstündeki büyük bahçeyi önerdi. Çay-kahve dışında yemek de veriyorlarmış.\n

\n

Bahçeye girdik. Bir de baktım, üç kişi, Ooo... Ülkü!diye üstümüze geliyor. Üçü de bıçkın! Yolda görsen kaldırım değiştirirsin. Tanıdım hemen. Tiyatro oyunculuğum sırasında Elhamra Tiyatrosunun büfesini işletirlerdi. Yıllarca ahbaplık etmiştik. Şimdi bahçeyi onlar çalıştırıyormuş. Denize bakan en güzel yere oturttular bizi. Çevremizde dört dönüyorlar. Masayı donattılar. Dakika başında gelip, Bir emrin var mıdiye soruyorlar. \n

\n

Benim de fiyakamdan geçilmiyor tabii. \n

\n

Asıl bomba yemeğin ortalarında patladı. Koca bir sini geldi; Müessesenin ikramı. Kim bilir kaç milyon yumurtayla yapılmış bol malzemeli harika, dev bir menemen!\n

\n

Ama o kadar acıydı ki, kimse yiyemedi. Hayır, menemene acılığı veren içindeki yeşil biberler değildi. Hani doğum günü pastalarının üstüne Mutlu Yıllar yazılır ya, bizim büfeciler de, kıyak olsun diye, menemenin üstüne, sininin neredeyse tümünü kaplayan koca koca harflerle ÜLKÜ TAMER yazmışlardı.\n

\n

Karabiberle.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Notlar... 5 Ocak 2013
Yoksul Köylü 29 Aralık 2012

Günün Köşe Yazıları