Ülkü Tamer

Gece Kimin Sahibi?

26 Mayıs 2012 Cumartesi
\n

\n

Üç kedimiz var. Aynı evi paylaştığımıza, kitaplarımın, notlarımın arasında, bilgisayarımın üstünde sürekli dolaştıklarına göre, yılda üç yazıyı da onlar hak ediyor demektir.\n

\n

Hep üç kedimiz oldu. İlk üçlü Bico, Pamuk, Renkliydi. Üçü de toprak altında şimdi. Ne yalan söyleyeyim, Bico bambaşkaydı. Ama Pamukun son aylarını unutamam.\n

\n

Eşimle benden çok, eşimin, Neslihanın babasına düşkündü. Kucağından inmezdi onun. Yemeklerini bile birlikte yerlerdi. Bir sabah Baba yataktan kalkamadı. Yatalak olmuştu. Bacakları tutmuyordu. Aynı gün Pamukun da iki arka bacağı tutmaz oldu. Dört ay Babanın yatağının başından ayrılmadı. Sonunda Baba öldü. Aynı gün Pamuk da öldü.\n

\n

***\n

\n

Biconun yerini bir başka Bico aldı. Eşimle Yahya Efendi Camiine gitmiştik bir gün. Oraya atılan kedileri doyurmak için mamalarla. Yağmur yağıyordu. Mamalara üşüştü kediler. Ama bir yavru mamalarla ilgilenmedi bile. Eşimin kucağına sıçradı. Mır mır Mır mır Olan oldu elbet, aldık eve getirdik. \n

\n

Şimdi evin sultanı.\n

\n

Pamukun yerine Pofuduk geldi. Onlarca kedim oldu bugüne kadar. Ama Pofuduk kadar insana sevgi veren bir kedi görmedim.\n

\n

Çok genç öldü. İstanbul dışında, yanlış bir tedavi yüzünden.\n

\n

Onun yerine gelen ikinci Pofuduk özgürlüğü seçti.\n

\n

Turgutreiste sokağa atılmış Pırtık ise bizi seçti. (Öteki adları: Cucu, Madame Poirot, Zurna.) Şimdi İstanbulda. Yaşlı. Etliye sütlüye karışmıyor. Sabahtan sabaha kadar uyuyor.\n

\n

***\n

\n

Renkli, Neslihanın ağabeyi Haruna düşkündü. Onun odasından çıkmaz, yatağını paylaşırdı. Yaşlılıktan öldü. Kediler ölülerini göstermezderler ya, Renkli de kayboldu bir gün. Neredeyse bir hafta yok oldu. Ölmeye gitmişti besbelli. Harun, Keşke gelip de evde ölseydidiye kederleniyordu. Renkli bunu hissetti sanki. Bir hafta sonra geldi eve. Ve öldü.\n

\n

***\n

\n

İki kediyle kaldık ya Olacak iş değil!.. Turgutreiste dostumuz Rukiye Hanım telefon etti bir gün. Kızı Buket, köpekleri Sheebayı gezdirirken bir çalıya yönelmiş köpek. Orada avuç içi kadar simsiyah bir kedi bulmuş.\n

\n

Hemen getirindedik Rukiye Hanıma.\n

\n

Ve Gece geldi. Bir gözü neredeyse kapalı. Perde inmiş sanki. İstanbulda, önce dostumuz veteriner Ali Beye, sonra Avcılar Veteriner Fakültesinde Kemal Beye emanet ettik Geceyi. Ameliyat oldu. Gözü açıldı.\n

\n

Arada akıyor ama ne gam! Körlükten kurtuldu ya…\n

\n

***\n

\n

Kediler konusunda en çok kullanılan sıfat hiç kuşkusuz: Nankör.\n

\n

Kişilikli hayvanlardır kediler. Yaltaklanmazlar. Özgürlüklerine düşkündürler. Kendi bildiklerini yaparlar. İnsanların hoşuna gitmeyen bir şey mi yaptı Yafta hazır: Nankör!\n

\n

Bir de insanlarını kendileri seçerler. İstemediği yerde tutamazsınız onu. \n

\n

***\n

\n

Alexander Popeun iki dizelik, Kralın Köpeğinin Tasmasına Yazılmıştırbaşlıklı bir şiiri var. Şöyle:\n

\n

Oturduğumuz yer Kew, Kralın köpeğiyim.\n

\n

Söyler misiniz bana, sizin sahibiniz kim?\n

\n

Bizim Gece ise evde Neslihanın, Harunun, benim yüzlerimize bakıp, Ben kimin sahibiyim?diyordur.\n

\n

Sonra da yanıtı yapıştırıyordur hemen:\n

\n

Üçünün de.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Notlar... 5 Ocak 2013
Yoksul Köylü 29 Aralık 2012

Günün Köşe Yazıları