Genç bir yazarla karşılaşmak bana büyük mutluluk veren olaylardan biri olmuştur hep. Çekeceği çileleri bilmeyen (yazarlığı sürdürürse elbet), dünyayı değiştirmeye kendi yazdıklarıyla katkı sağlayacağını düşünen, yüreğindeki o saf coşkuyu gümbür gümbür dışavuran bir gençle çene çalmak gerçekten mutluluk veren bir olay…\n
\nYayıncılık dönemimde o mutluluğu az yaşamadım. Şimdi de yaşıyorum zaman zaman. Elime şiirler, öyküler tutuşturuluyor, düşüncelerim, görüşlerim, eleştirilerim isteniyor.\n
\nSoruluyor:\n
\n“Ne öğüt verirsiniz?”\n
\nÖğüt vermekten hep kaçınmışımdır. Eleştirilerimi, önerilerimi hep iletiyorum.\n
\nAma öğüt yok.\n
\nDilerseniz, genç yazarlara önerilerimi burada da özetleyeyim.\n
\n***\n
\nÖnce Nicanor Parra’nın bir şiirini aktarayım:\n
\nGENÇ ŞAİRLER\n
\nNasıl isterseniz öyle yazın\n
\nNasıl anlatırsanız anlatın\n
\nÖyle çok kan aktı ki köprülerin altından\n
\nİnanmak yerinde değil\n
\nTek yolun doğru yol olduğuna.\n
\nŞiirde her şeye izin var.\n
\nAma unutmayın temel koşulu:\n
\nBir şeylerle dolmalı boş sayfalar.\n
\n***\n
\nParra’ya katılıyorum. Benim de ilk önerim bu olacak. Yazacaksınız. Boş sayfaları dolduracaksınız. ABD’li romancı Thomas Wolfe sokak duvarlarına bile kömürle yazarmış. Yazın. Sonradan çöpe atacağınızı bilseniz bile. “Boşa yazmak” bile size öyle şeyler kazandırır ki…\n
\n***\n
\nEtkilenmekten korkmayın. O etkiler kişiliğinizi bulma yolunda yardımcı olacaktır size. Kim ilk adımlarını etkilenmeden atmış ki! Etkilenmeler ufkunuzu açar, görüş alanınızı genişletir. Kendi sesinizi, yazarlık kimliğinizi bulmanıza bile katkılar sağlar.\n
\n***\n
\nÖğütlere değil, eleştirilere kulak verin. Yapılan eleştirileri benimsemiyorsanız hiç önemsemeyin, fırlatın gitsin. Ama yazdıklarınızı, sıcağı sıcağına değil, bir süre sonra gözden geçirin. Kendi kendinizi eleştirme alışkanlığını edinin.\n
\n***\n
\n“Elimden tutan yok ki” gibi bahanelere sığınmayın. “Elinden tutularak” kim yazar yapılmış ki! Melih Cevdet’in elinden tutan mı oldu? Yaşar Kemal kapıları kendisine sunulan altın anahtarla mı açtı? Orhan Kemal’e “Gel seni yazar yapayım” diyen mi çıktı? Başta söylediğim “çekilecek çileleri” göze almıyorsanız hemen bırakın yazmayı. “Yazdıklarımı yayımlamıyorlar” bahanesine ise hiç sığınmayın.\n
\n***\n
\nYazmayı düşündüğünüz ya da yazmakta olduğunuz şeyler üstüne konuşmaktan kaçının. Onları sözle atarsınız içinizden. Yazıyla, daha önce harcamadan, atmaya çalışın.\n
\n***\n
\nBaşka ne diyeyim… Söylemiştim, öğüt vermekten kaçınırım. Sözü uzatmak, gereksiz ayrıntılarla süslemek, uzun uzun nutuk atmak bana göre değil.\n
\nBu satırları alçakgönüllü öneriler olarak düşünün sadece.
\n\n